Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Küresel ısınmada geri dönülmez eşik yaklaşıyor

13 Temmuz 2021

Her sene küresel ısınmanın dünya ve Türkiye ekonomisine etkisi hakkında muhakkak bir makale yazarım. Mars’ta yaşamla birlikte bu makaleler benim için adeta kutsal bir ayin düzeyine geldi. Makaleler okunmaz, ya da “Boş ver ya, dolar kaç olacak, onu söyle” diye alaycı yorumlar gelir.  Bu makaleden daha umutluyum. Çünkü küresel ısınmanın etkilerini artık günlük hayatımızda yaşıyoruz ve canımızı yakıyor.  Nasıl yakıyor?

  • Biraz çevre bilinci olanlar Türkiye’nin en önemli doğal güzelliklerinden biri olan göllerin kurumaya başladığını gördü, içleri acıyor.
  • Gıda fiyatlarındaki artışın tek değil, ama önemli nedenlerinden biri küresel ısınma. Türkiye gibi mahsulün %60’dan fazlasının kuru tarımdan elde edildiği bir ülkede, yağmurların azalması ya da mevsim değiştirmesi ağır kayıplara neden olur.
  • Bu kış ne kadar sıcak geçti farkındasınız. Şimdi de İstanbul’da oldukça serin bir yaz yaşıyoruz. Mevsimler hayatımızın ahengini düzenleyen temel bir döngü, bu ahengi kaybediyoruz.
  • Klima faturanız gelince ebenizin güzel yüzünü göreceksiniz.
  • Eğer iş insanıysanız, Yeşil Avrupa Projesi’nin ihracatınıza ekleyeceği maliyeti şimdiden hesaplıyorsunuz.
  • Muhtemelen sizin kentinizde de arabanıza hasar veren kafam büyüklüğünde dolu yağdı, ya da bir sabah evinizin ikinci katında balıklar yüzdüğünü gördünüz.

 

O zaman konuya geçelim:  Artık çok geç, hatalarımızın diyetini ödeyeceğiz. Dünyada ortalama ısının 2 derece artması iklim felaketlerini çoğaltacağı gibi, hiç beklenmedik ve katastrofik hadiselere de yol açabilir. Örneğin, Kuzey Avrupa ve ABD’nin Atlantik Kıyısı’nı yaşanır hale giren Gulf Akıntısı durabilir. Bizde yazın Güney Suudi Arabistan, Karadeniz ise Afrika’ın balta girmemiş ormanlarına benzeyebilir.

 

Niye bu faciadan geri dönülmez diyorum?  Doç. Dr. Sevil Acar 21ci Yüzyıl Türkiye websitesindeki incelemesinde anlatıyor:

“IPCC’ye göre gezegenimizin küresel ortalama sıcaklıkta 2°C’lik bir artışı %50 engelleme şansı olabilmesi için, seragazı konsantrasyonunun 450 ppm (parts per million) karbon eşdeğerinde sabitlenmesi gerekiyor. Maalesef Hawaii’de bulunan  Mauna Loa Gözlemevi kayıtlarına göre bu gösterge şu an bile 415 ppm civarında seyrediyor. Dahası, 1.5°C’lik sıcaklık artışıyla sınırlı kalabilmek için tüm dünyada 2030’da kömür kaynaklı enerji üretiminin yüzde 80 oranında azalmış olması, 2040‘ta da tamamen son bulması gerekiyor”.

Mümkünatı var mı? Hadi canım sende, özellikle düşük ve orta gelirli Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) zaten Covid-19’la mücadele esnasında kasayı sıfırladı ve deve yüküyle borç aldı.  Karbon salınımı azaltmak ilk aşamada çok pahalı (zaman ilerledikçe, yeşil ekonomi yeni işkolları ve bol istihdam üretecek, ama uzun vadede kazanımları kim takar?)

Covid-19 insanlığa iklim ve çevrenin değerini öğretmiş. Yalnız Batıda değil Türkiye’de de bu konuda büyük bir hassasiyet oluştu. Özellikle yeni kuşaklar hasta derecede bu konuyla uğraşıyor. Bu çok güzel bir gelişme de, $90 trilyonluk  global ekonomide insan ve şirket davranışlarının 10 yılda radikal biçimde değişmesi ekonomik kaos anlamına gelir.  Yani, dünya ve Türkiye önümüzdeki 10 yılda büyük maliyetler ödeyecek.

 

IMF Raporu’na göre, ortalama ısının 1 Santigrat yükselmesi Gelişmiş Ülkelerde GSYH’da %0.9 yıllık kayba yol açıyor. Türkiye gibi GOÜ’de bu kayıp GSYH’nin %1.2’si.  Uzun vadeli (optimal, enflasyon üretmeyen) yıllık GSYH büyüme oranı   %3’e düşen ülkemizde, büyüme en az %33 yavaşlar anlamına geliyor edinilen bulgular.

 

TUSIAD’ın bu konuda yazdığı raporu incelemenizi öneririm. Çok somut nokta tahminleri yapıyor:

 

“Türkiye’nin INDC’si ile niyet edilen “2030’da BAU’ya kıyasla %21’lik emisyon azaltımı” hedefini gerçekleştirmek için gerekli vergi yükünü milli gelirin %4,46 – %4,71’i düzeyinde, milli geliri ise 2030 itibarıyla referans senaryo gelirine kıyasla %8,7 daha düşük göstermektedir”

Wow, ula açlıktan geberiyoruz zaten, daha fazla vergi mi?  Ben almayayım, açlıktan değil sıcaktan öleyim daha iyi.

 

Ama TUSIAD diğer vergilerin azaltılarak kaynakların iklim değişikliği ile mücadeleye yönlendirilmesini öneriyor. O senaryoda:

“Model çözümleri nötr-vergi izlenmesi durumunda milli gelir değişiminde 2020’ye kadar baz patikaya göre fazlalık elde edildiğini (Rapor 2016 tarihli), 2020’den sonra baz patikaya kıyasla az daha düşük seyrettiğini göstermektedir. Milli gelir baz patika gelirinden 2025’te %2; 2030’da ise %3,7 oranında daha düşük düzeydedir”.

 

Bakın, bu göğüslenmesi daha kolay bir yük. Cebimizden vergi yoluyla para söğüşlenmeyecek, ama daha rahat ve sağlıklı yaşamak için biraz daha az para kazanacağız.

 

Ankara göya küresel ısınma ile mücadele ediyor, ama hala ülkelerin karbon salınımlarını düzenleyen Paris Protokolü TBMM’de onaylanmadı. Merak etmeyin, sonunda onaylanacak. Çünkü, AB birkaç yıl sonra ithal ettiği ürünlerin karbon salınımı denetleyecek. Bunlar kendi ülkelerinde vergilendirilmemişse, sınırda vergi koyacak.  Yani, AB’ye ihracat yapmanın maliyeti artacak. Ne kadar artacak?  Senede Euro2-6 milyar arası tahminler okudum. Zaten düşük kar marjlarıyla çalışan sanayici için bu az bir kar marjı kaybı değil.

 

Aslında çözüm basit. Kanal İstanbul gibi zerre kadar ekonomik faydası olmayan projelerden vazgeçin. Daha fazla hava kirliliği üretecek düşük teknoloji özel sektör sabit sermaye yatırımların sübvanse etmeyin. Yeşile dönüşe teşvik edici bir sisteme geçin. İhale Kanunu’nu değiştirip şeffaf ve rekabetçi kamu alımları yapın, bütçede kaynak tasarruf sağlayın.

 

Erdoğan Hükümeti bunları kolaylıkla yapabilir de, yapmaz. Kanka kapitalizmi ve toprak rantı üzerine kurulmuş bir ekonomide yaşıyoruz. Hükümetin küresel ısınmayla mücadelede tereddütünün bedelini hepimiz her yıl burnumuzdan gele gele, terleye terleye,  ödeyeceğiz. Daha da kötüsü, maliyetin büyük kısmı en değerli varlığımız olan çocuklarımızın üstüne binecek.

 

FÖŞ’ün websitesinde yenilemeler var, bir ziyaret edin. İşte adres:

 

https://www.atillayesilada.com/basin/

 

 

Paylaşımlarım ilginizi çekiyorsa, Faceboook’tan takip edebilirsiniz:  https://www.facebook.com/atillayesilada

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları