Çetin Ünsalan Yazdı: Şimşek Londra’da konuşurken…
9 Temmuz 2025Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kapı kapı para aramaya devam ediyor. En favori iki bölgesi vardı. Bunlardan biri Londra, diğeri de Körfez idi. Körfez, ülkedeki iktidarın yapısından kaynaklanan nedenlerle, Londra ise kendi geçmişinden kaynaklı umutlarla beklentisini canlı tutuyordu.
Fakat defaten doğudan batıya, kuzeyden güneye gitti geldi, aynı şeyleri anlattı, ama halen ‘ellerim bomboş’ şarkısını çalarken, bunun nedenini sorgulamıyor. Şimşek, rakamlardan da, olaylarda da, finansman arayışında da, yaşananları umursamadan, hatta kimsenin umursamadığı senaryoyu esas alarak sonuç bekliyor.
Elbette netice büyük bir fiyasko… Fakat bundan daha garip olan beklenti içine girmesi… Vatandaşın çilesini umursamadığını gördük. İnsanların geçim çilesi de, işsizliği de zerre kadar umursadığı bir konu değil.
İç piyasanın tamamen bitmiş olması, satın alma gücünün erimesi, insanların borç batağında açlık seviyesinin altında yaşaması da, onlara mal satmaya çalışanlar da Şimşek ve ekibini ilgilendirmiyor.
Kimsenin inanmadığı rakamların üzerinden bir hayal dünyası kurdular, önce kendileri inandılar ya da inanmış gözüküyorlar. Sonra da dönüp insanlara her şeyin yolunda gittiği masalını anlatıyorlar.
Daha garip olan ise belli başlı verilerin dışında da hiçbir okumayı yapmıyorlar. Mesela Ticaret Bakanlığı’nın dış ticaret anketi yayınlandı. Üretimi büyük ölçüde ithalata bağımlı yapıyı düzelttiler mi? Hayır…
Buna karşılık reel sektör ihracat beklentilerinde düşüş, ithalatta da patlama bekliyor. Neden? Bu kur seviyeleriyle ne ihracatçı olarak rekabet etmek mümkün, ne de tüketim malı odaklı ithalatın önüne geçmek.
Meseleyi gündemine alıyor mu? Hayır… Diyelim ki kuru tartışsa, enflasyon oranlarının gerçek olmadığı ortaya çıkacak. Bari iç piyasayı toparlayacak bir hamle yap değil mi? O aklının ucundan bile geçmiyor. Halen çıkmış işlerin ne kadar yolunda olduğundan bahsediyor.
Hadi bu biz bize halledemediğimiz konu. Türkiye ekonomisinin kendi kurguladığı rakamlarla ve o rakamları baz alan finans kuruluşlarının coşkusuyla iyi durumda olduğuna inanıyor diyelim.
Ülkede komşular üzerinden jeopolitik gelişmeleri çöpe atsanız, yer yerinden oynuyor. Medya kuruluşlarına karartma konuşuluyor, adalet ile ilgili tartışmalar ayyuka çıkıyor. Herkesin susturulmak istendiği bir fotoğraf veriliyor ve bizim Bakan sokaklara düşmüş ‘yatırımcıya güven telkin etmeye’ çalışıyor.
Bu kadarına ya umursamazlık denir ya da hayal dünyasında gezmek. Yerli yatırımcının kaçtığı, reel sektörün far görmüş tavşan gibi durduğu bir ekonomide, halen yatırımcıya ne anlatacaksınız? Bu garip mi? Evet. Ama bundan daha garip olan, tüm bunlar yaşanmıyormuş gibi kapı kapı para arayan ve ‘neden bulamadığını da sorgulamayan’ yönetim tarzı.
Tüm Yazarlar
