Sosyal Medya

Veysi Dündar: NOTREDAME’IN KAMBURU VE TOFFLER’IN BİR SÖZÜ

1 Şubat 2022

“Kibir sizi mahvedecek ahbap. Yıkım ve utanç her zaman kibiri adım adım izler.”

Victor Hugo, “Notredame’ın Kamburu” romanında bu cümleyle seslenir okuruna.

Erdoğan’ın dünkü sesleniş konuşmasında enflasyon için “kambur” ifadesini kullanması akıllara bu ölümsüz romanı getirdi.

Enflasyon’un bizi bir kere “öpeceğini” ve ondan sonra her şeyin normal olacağını düşünen bir akıl tarafından yönetiliyoruz.

Kendisinin ifadesiyle o bir ekonomist…

Enflasyonun mızrak misali TÜİK çuvalını parça pinçik ettiği 6 yılda 6 başkanı yedek kulübesinden öteye yolladığına şahit olduk.

TÜİK için AKP’nin kalesi Bayrampaşa Belediye Başkanının damadından daha sağlam emanetçi bulunamadı.

Faizin yani paranın fiyatının ödenmesinin haram olduğu ülkede, paranın değerinin toza dönmesi helal…

Bundan 5 sene önce X ay çalışıp bir otomobil sahibi olabilirdiniz. Şimdi tam 3X ay çalışmanız lazım.

Hayatınız ve hayatımız Erdoğan’ın Başkan olurken, “nasıl mücadele edilir göreceksiniz” dediği enflasyon nedeniyle kısalmış durumda.

1 değil 3, 3 değil 9, 9 değil 27, 27 değil 81…

Ben matematikçi değilim ama çarpmadan anlarım.

Bugün kazandığınız her kuruş bundan 5 sene öncesinde kazandığınızın üçte biri veya çeyreği hükmündedir.

Döviz kurları düşecekmiş. Bana ne dövizden.
Diğer bir damadın dediği gibi : “Dolarla mı maaş alıyorum?”
Kapı gibi üzerinde Kemal Atatürk resmi olan Türk Lirası ile maaş alıyorum. Ama bu liralarla aldığım maaş bana bir araba almak için bundan sadece 5 sene önce harcadığım zamanın tam 3 katına mal oluyorsa, ben enflasyonun hesabını sorarım.

Döviz kurları patır patır yukarı çıkarken iktidar borazanı kanallarda yeni ekonomik modele geçildiğini ilan eden yandaşların bize izah borcu var.

O kadar ki bu yandaşlardan en cüretli ve cesur olanı (Fuat Uğur) kur artışının durmayacağına olan inancını kambiyo rejimi tavsiyesi ile taçlandırmıştı.

“Faiz enflasyonun sebebidir” diyordu Erdoğan ama faiz düştükçe enflasyon çıktı. Kur yükseldikçe enflasyon zirve yaptı. Faiz düştükçe FAİZ çıktı.

Velhasıl özetle Erdoğan ne dediyse tam zıddı oldu.

Bütün bunların sebebi ise Quasimodo’nun hikayesinde bahsedilen kibirden başkası değildi.

Alvin Toffler önemli bir düşünürdür. Onun 21.yüzyıl için cehalet tanımı önemlidir. Toffler cehaletin klasik tanımını dönüştürmüş onu 21.yüzyıla uyarlamıştır.
“21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenemeyen, unutamayan ve tekrar öğrenemeyenler olacaktır.”

Erdoğan’ın geçmişte yaşayan ve geçmişe saplanmış siyasetinin Bahçeli ile beraber bizi içine soktuğu ve debelendikçe daha da battığımız kabus tam da bu öğrenememe, unutamama ve yeniden öğrenememe halinden başkası değil.

Toplumu mühendislik ilmiyle şekillendirebileceğine, insanları zorla kendi inandığı ve düşündüğü kalıba sokabileceği vehmiyle, Türkiye’nin tarihinde ulaştığı en istikrarlı ekonomiyi kendi elleriyle çökerten bir iktidardan söz ediyoruz.

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde ilk defa reel bir finansal sisteme ulaşmasını sağlayan AKP, bunu kendi elleriyle yok etti ve bugün bize sırtımıza konan kambura alışmayı öğütlüyor.

Bu kamburun sırtımızda durmasına ve bozulmuş postülümüzle ayakta durmaya alışacağız.
“Ben değişmem, dönüşmem, farklı davranmam siz acıya alışın” demenin daha açık ifadesi olabilir mi?

Erdoğan eserinin acaipliğinin ve başarısızlığının farkına varmasına rağmen kibrinden zerre feragat etmeden kamburluğun faydaları isimli tiradını bize okuyor. Bu cüretkar duruşun iktidarı yitirmenin yokoluş manasına geleceğine olan inançtan kaynaklandığını anlıyoruz.

AKP/Erdoğan’ın 20.yüzyıla damga vuran tüm ideolojik siyasetlerden rol çalan, akıllara durgunluk veren tahayyül ve tasavvuru 21.yüzyılın 2.yarısının siyaset sosyolojisi derslerinin ana konusu olacaktır.

Bugün sırtımıza binen kamburun TÜİK’in çarpıtılmış verileri yüzünden çalışan kesimin, ücretlilerin yaşam standardını ilelebet traşladığını görmemek için insanın dünyaya bambaşka pencereden bakması gerekir.

Erdoğan’ın penceresine çekilen televizyon, gazete ve medya perdesinin gerisinde olup biten ekonomik kaosun içinden nasıl ve ne şekilde çıkılacağı bellidir.

Önce bu perdelerin inmesi gerekmektedir…

Türkiye kendisine dair gerçekliklerin daha fazla çarpıtılmasına tahammül edemez.

Erdoğan’ın monologdan ve cevaplara sorulardan ibaret varoluşu ülkenin ekonomik sorunlarının da asli sebebidir.

Bütün bunları anlamak ve çözmek için insanlığın bulduğu o basit çözümden, gerçek demokrasiden başka çıkış yoktur.

Halkın iradesini daha fazla manipüle etmeden, demokrasinin asli tanımı olan kurumların içini tekrar doldurmak, bu işin tek çıkar çaresidir.

Analiz, Veysi Dündar 1.2.2022

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları