Sosyal Medya

Akın Rota: Boomerlar için Kriptofinans el kitabı

2 Aralık 2022

Finans aleminin kripto teknolojisine bulaşması doğal ve kaçınılmazdı. Bu sayede kendi alanlarında yıllarca gölgede kalan birçok mühendis ve matematikçi finans alanında nasıl deha olduklarını keşfedebildiler. Kripto varlıklarda son zamanlarda gerek uluslararası alanda gerekse Türkiye’de büyük şok/skandallar yaşandı. Bu şoklar aslında kripto teknolojisi ile ilgili değil, yani kriptoların hacklenmesi vb. gibi teknolojik yetersizliklerden değil, tamamen finansal risk yönetimi ile ilgiliydi.

FTX ve onun yerli ve milli versiyonu Thodex’te olay bir borsanın kendisine emanet edilen varlıklarla kendi adına riskli yatırım yapması ve paraları alıp kaçmasıydı.

Bunlar Z kuşağının finansal risklerle ile tanışmasıydı. Ancak FTX’in yatırımcıları arasında Sequoia Capital, Softbank, Temasek gibi anlı şanlı kuruluşların olmasına ne demeli? Bu kuruluşlara tuvalet kağıdı satmaya kalksanız sürdürülebilirlik politikanız ne derler, otuz ceddinizi sorarlar ama yaptıklarına bakınca Emir Kusturica’nın Underground filmindeki baş kadın oyuncunun dediği insanın aklına gelir: “Ne güzel yalan söylüyorsun, bana da bir yalan söyle”.

Finansta inovasyonun temeli dilbilimdir

Öte yandan dijitalleşme, kripto varlıklar gibi kavramlar artık dünyamızın bir gerçeği. Yeni kuşak teknolojinin parıltısına kendini kaptırıp finansal risklerinden habersizken, Boomer dediğimiz kuşak ise teknolojinin baş döndüren hızına ayak uydurmakta güçlük çekiyor. Ben de nesiller arası bu bilgi kopukluğunu kapatmak ve boomer’ları yeni kripto finans kavramlarına hazırlamak için fedakarlıktan kaçınmayarak bir sözlük hazırladım.

Unutmayalım finansta inovasyonun temeli dilbilimdir; kavramlar eskirse hızla yeni jargonlar üretilir.

DeFi (Decentralized Finance, merkeziyetsiz finans):

Devlet dahil hiçbir merkezi otorite veya 3. taraf barındırmayan finansal işlemler olarak tanımlanır. Boomerlar DeFi kavramı ile bundan yıllar önce vadeli çek/senetlerle aşina olmuşlardır. Bu çek ve senetler de herhangi bir merkezi otoriteye bağlı değildirler. Çek yazan ile alan arasında oluşan Peer to Peer (P2P, iki istemci arasındaki protokol) bir işlemdir. Daha sonra ciro edilerek, yani zincire yeni bir blok eklenerek, yaygın bir kullanıma ulaşır. Çekin sadece keşideciyi tanıyanlara ciro edildiğini sanmayın, bu çekler o kadar yaygınlaşabilir ki alonj (bono, çek ve poliçenin arka yüzünde işlem yapmak için yer kalmadığında, yapılacak işlemler için eklenen kâğıt parçası) bile yapılabilir. Bankaların kredilerinde “müşteri çek/senedini” teminat olarak tercih etmeleri bunların (yani coin’larin- paraların) ne kadar muteber kabul edildiklerinin göstergesidir. Üstelik ne kadar değişik keşideci (= değişik coin) varsa o kadar teminat değeri yükselir.

Token:

Benim Token’larla ilk karşılaşmam çalıştığım iş hanının çaycısının markaları sayesinde olmuştu. Her aybaşında markalarımızı alır ve ay boyunca çaylarımızı bu markalarla öderdik. Parite de belliydi 2 marka=2 çay=1 kahve. Bu sayede her seferinde bozuk para derdinden kurtulunurdu, çaycı da aybaşında toplu paraya kavuşurdu. Kimi iş hanlarında peşinat indirimi de yapıldığı olurdu, bizimki yapmazdı. Hatta bir ara enflasyon bugünkü gibi patlayınca bu markaları enflasyona karşı koruma aracı olarak kullanmak istedik, böylece sabit marka paritesinden dolayı fiyat artışlarından etkilenmeyecektik. Tabii bu bizim çaycının hoşuna gitmedi ve toplu para ile kendini hedge etmesini bilmediğinden (daha doğrusu öyle gözüktüğünden) markaların rengini değiştirerek para basma olsun, çay dağıtımı olsun tekelleşmenin gücü konusunda ilk dersimizi bize verdi. Çaycının adını hatırlamıyorum ama sonradan büyük bir şirketin CFO’su hatta Maliye bakanı bile olmuş olabilir.

Taraftar Token:

Genellikle bir futbol takımının taraftarlarınca satın alınan markadır. Yılbaşı polis balosuna bilet almaya benzer, kimse baloya gitmez, hatta balonun yapıldığı bile meçhuldür, ama yine de polislere yardım edildiği düşünüldüğü için alınır.

NFT (Non fungible token- Nitelikli Fikri Tapu) :

Bir varlığın benzersiz olduğunu ve birbirinin yerine geçemeyeceğini onaylayan bir kayıttır. Yatılı okul çamaşırhanesinde birbirine benzeyen, iç çamaşırlarımızın karışmaması için her birine okul numaralarımızın işlenmesi sayesinde benzersiz ilk NFT’ime kavuştuğumu hatırlıyorum. Bu NFT’lerimizin numaralarımızla yapılmış olması dijitalleşme çağının göstergesi miydi bilmiyorum ama bu örnekte olduğu gibi NFT sahibi olmanız onun kopyaları olmayan bir ürün olduğu anlamına gelmiyor.

PoW (Proof of Work= Emek ispatı) vs PoS (Proof of Stake=Hisse ispatı):

Zincire eklenecek yeni bilgi bloğunu kimin deşifre edip ödül alacağını belirleyen sistemdir. İlk başlarda tüm zincir blok oluşumları PoW olarak başladı, yani emek karşılığı veri madenciliği yapılıyordu. Şu sıralarda PoS ile artık madencilik konulan sermayeye göre yapılıyor, yani sermaye koymayan madencilik yapamıyor. Evet, yanlış anlamadınız, artık emeğin değil sermayenin borusu ötüyor. Böylece sermaye kripto evreninde de üretim araçlarını eline geçirerek emeği orada da sömürmeye başladı.

Görünen o ki şimdi Boomer olan mücadeleci 68 kuşağı bu dünyada göremediği proletaryanın egemenliğini ne yazık ki sanal evrende de göremeden göçüp gidecek. Zaten 68 kuşağının devrimcilerinin bir kısmı reklamcılıkla, bir kısmı da müteahhitlikle sermaye tarafına geçeli çok olmuştu. Kalan tek tük idealist 68’linin proletaryanın iktidarını dünya gözüyle görebilmeleri son şansları artık hayali bir senaryo yaratacak Metaverse ile olabilir.

Akın Rota

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları