Sosyal Medya

GÖLGE ETME OĞUZHAN AĞABEY

17 Haziran 2021

 

1970’ler Oğuzhan Asiltürk’ün Türk siyasi hayatında en fazla rol aldığı yıllardı. Bugün 1970’leri bırakın yaşayan hatırlayan kesim Sedat Peker’in deyimiyle 40 yaşın üstündekiler; sahneyi devretmeme inatlarını ülkeye ağır fatura ödeterek gösteriyor.

İnsan ömrünün fiziksel sınırlarını zorlamalarına karşın ülkeyi yönetme konusundaki inatlarıyla öne çıkan kesim gençlerin önünü sonuna kadar tıkamaya yemin etmiş belli ki.

Asiltürk’ün Erdoğan’a jest misali Rize plakasına kadar twit atarak ortaya koyduğu manifesto siyasi hırsı aklını ve kapasitesini ama hepsinden çok vicdanını sollamış bir eski zaman ideoloğunun ne kadar agresif de olabileceğine delalet.

53 twiti bırakın Z’yi bir X kuşağı bireyi bile rahatlıkla 20’ye sığdırır. Sosyal medyayı bile usulünce kullanmaktan uzak olmasına rağmen sosyal medya çağında arkaik bir ideolojiyle iktidara arka çıkma telaşından fazlası yok ortada aslında.

Zaten 14.twitte “iktidarı eleştirmekten başka bir şey bilmiyorsunuz” diyerek derdini de açık ediyor; sanki ortada iktidarın çok büyük başarıları varmışçasına.

Ülkenin bütün iktisadi parametreleri alt üst olmuşken, bizim derdimiz ekonomi değil diyerek, hedef saptıran bir aklın asıl amacının iktidara bu müşkül zamanda can simidi atmak olduğu zor bir keşif olmasa gerek.

Hazırlanacak kongre listesinde gözetimin kendisinde olmasını ve gözünden kaçan kimsenin parti yönetimine girmemesi dileğini açık biçimde ifade eden Asiltürk’ün, Saadet Partisi’nin tapusunu üstünde hissettiğine şüphe duymak için de bir neden yok.

Asiltürk’ün Saadet Partisini AKP’ye eklemleme projesini ben MHP’nin Akşener’i eve çağırmasına benzetiyorum.
Her ikisi de nafile olan bu projelerin; Bahçeli ve Asiltürk’ün yaş olarak da birbirine yakınsamalarından gelen siyasi miyopluklarına dayandığını düşünüyorum.

Bir zamanlar etraf kalabalıkken çıktıkları merdivenin tepesinde tek başına oturanların, artık aşağıda kimsenin kalmadığını görmesine olanak yok. Onlar kendilerini yukarı yollayan kitlelerin çoktan sıkılıp başka tarafa kaydığını anlayamıyor. Merdivenin alt basamaklarında duran yakın takipçileri onlara sadece pembe haberleri verdiği için bunu anlamaları mümkün olmuyor.

AKP’nin MHP ile kurduğu ittifakın MHP’nin içini boşalttığını anlamayı reddeden Bahçeli’nin gittiği yoldan gitmeye hevesli görünen Asiltürk’ün, bu çabası sonuca ulaşabilir mi?

AKP’nin Siyasal İslam ideolojisini neo liberal bir kapitalizme kılıf yaparak sürdürmesi ve bu projenin artık işlememesi Asiltürk gibi 70’lerde yaşayan romantikleri üzüyor olmalı.
Ama aynı derede iki kere yıkanmak mümkün değil.

Bugün Saadet Partisi için İslam anlayışı, İstanbul’u boğduğu beton yetmez gibi, o betonu Allah’ın ikramı Boğaza Kanal İstanbul isimli kuma getirmek için dökmek isteyen AKP’yle taban tabana zıt.
Kanal İstanbul ile şahikalaşan bu betonarme ideolojinin Z kuşağının çevreye, doğaya, iklime ve gezegene sahip çıkan inanç örgüsüyle ortak paydası bulunmuyor.

İktidarı fiilen 1994’de kuvveten 2002’de kapan ve o zamandan beri hasis biçimde paylaşmadan ısrarla elinde tutan Erdoğan’ın geldiği geleneğin, Asiltürk için efsunlu bir başarı hikayesi olduğu aşikar.

Erdoğan kaybedince İslam kaybedecek zanneden Asiltürk’ün telaşı samimi ama temelsiz.
Zaten o yüzden de Saadetin temelini yıkmak, Temel Ağabeyi hedefe koymak  asıl gaye oldu.

Oysa Saadetin temeli de, Temel’i de sağlamdır.
Çünkü; parayla Saadet olmaz diyenler, şunca yıldır her türlü imkansızlığa rağmen Saadeti ayakta tuttular.

Bugün AKP’nin bile arkasında duramadığı Süleyman Soylu’nun Saadet Partililere ettiği hakaret, devletin polisine adliyesine hedef olarak gösterme cüretini Asiltürk yaşı itibariyle unutmuş olsa da, Saadet’e gönül veren gençler cin gibi. Her şeyi hatırlıyorlar.

Temel Abi “cepsiz ceket”ini ne kendi çıkarır ne de Saadetliler buna müsaade eder.
Cebi dolmuş taşmışlara destek verecek son kale Saadet burçları olsa gerek.

Ülke ekonomisine 7 Haziran’dan sonra bizzat kendi bakanının ifadesiyle “boş veren” bir iktidarı “her şey ekonomi değil” diyerek savunmak kendini Saadet Partili olarak tanımlayanlara düşmez.
Benim Oğuzhan abiye tavsiyem emeklilik ve Allah’ın ona sağlık verdiği bu günlerde anılarından yeni nesillerin istifadesi için çalışmaya girişmek. Yoksa Diyojenin İskendere söylediği cümle yeterli gelecektir.

Analiz, Veysi Dündar 17.6.2021

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları