Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Hanutçuya neşter

27 Ekim 2025

Turizm sektörü, Türkiye’nin çok büyük bir potansiyel taşıdığı, gereğini yapıyor mu sorusunun yanıtının tartışmalı da olsa, ülkenin iç kaynak kullanımından dış ticaret fazlası veren yapısına, cari açık finansmanı ile ilgili ülke ekonomisine olan katkısına kadar en çok fayda sağlayan alanlarından biri.

Destinasyon olarak baktığımızda son derece nitelikli bir özellik sergiliyoruz. Buna karşılık potansiyelimizin aksine, çektiğimiz turist sayısı, elde ettiğimiz kişi başı kazançlar bakımından rakiplerimizin yanına bile yaklaşamıyoruz.

Bu halimizle senede bir kez dönüp bakarak ‘kaç para geldi’ diye konuşmaktan vazgeçip, daha radikal dönüşümleri ele almamız gerektiği çok açık. Mesela yıllardır bir yılan hikâyesine dönen turizm master planı halen gerçekçi anlamda yok.

Bir açık hava müzesine benzeyen, sahip olduğu doğadan tarihsel ve kültürel mirasına kadar, dünyada turizm denilince akla gelebilecek tüm başlıkları bünyesinde toplayan bir ülkenin halen kısır tartışmaların gölgesinde sürükleniyor olması, işletmelerini ayakta tutmaya çalışması, birbirine benzeyen iki elin parmaklarını geçmeyecek ürünlerle yetinmesi gerçekten dramatik.

Mesela Paris… Tabir yerindeyse bir kule dört kafe ile neredeyse ülkemiz kadar turist çekiyorsa, ama biz mesela Tokat’ta 3,5 milyon yaşındaki Ballıca Mağarası ile yarısı zaten memleketine gelen insanı turist kabul edip, sayıyı da 80 binler civarında konuşuyorsak en açık haliyle durumu anlatıyor.

Peki fark ne? Kültür, yaklaşım, pazarlama, ama en çok da anlayış. Paris bir kültürü sunarken, aynı zamanda moda başkenti unvanıyla pazarlamasını, müzikleriyle ruha dair hikâyeler yazmasını becerebiliyor.

Biz ise insanlık tarihini derinden etkileyecek kazı çalışmalarımızı da, örnekteki gibi Ballıca Mağarası’nı da anlatamıyoruz. Bu açıdan yaklaşımlarımızı gözden geçirmemiz lazım. Her şey değil, ama simgesel bir hareket yapıldı.

Özellikle İstanbul’a gelen turistlerin canını sıkan hanutçular için bir hamle yapıldı. Hanutçulara belli kurallar getirilirken, turistleri rahatsız eden hareketlerinin de önüne geçilmesini sağlayacak düzenlemelere imza atıldı.

Çünkü bu haliyle Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan, eş zamanlı olarak iki kültürün simgesi haline gelebilecek bir ülkeyi, Ortadoğu ülkelerine benzeyen bir görüntüden kurtarmanın ilk adımını atmış olabiliriz. Darısı her alandaki hanutçuların başına…

İstanbul Valiliği’nin aldığı bu kararın çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Elbette tek başına yetmez. Tüm günahı da hanutçulara atamayız. Ama turizmcilerin şu sözünü hiç unutmuyorum.

Beş yıldızlı oteller yaptık ama sokağa çıkan 2 yıldızlı şehirle muhatap oluyor. Bu sorunu aşmadan gerçek bir turizm ülkesi olamayız. Bunun yarına ilişkin oluşturulacak sağlıklı bir yaklaşımın ilk adımı olmasını diliyorum.

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları