Çetin Ünsalan: Milleti üç başlığa sıkıştırdılar
3 Haziran 2025İnsanların geçim sıkıntısı çektiğini zaten biliyoruz. Bunu kabul etmeyen ekonomi yönetimi ve TÜİK verileri… Fakat son açıklanan 2024 hanehalkı harcamaları verisi son derece çarpıcı bir gerçeği önümüze koydu.
Bizler orta direkti, dar gelirli, yüksek gelirli diye tartışırken, ortaya çıkan verilen bize gösterdi ki, ‘kalmamış birbirimizden farkımız’ ve ne yazık ki herkes gelir grubu ne olursa olsun kendi çaresizliğinde boğuşur hale gelmiş.
Türkiye’deki hanelerin gelir grubu açısından en düşük olan yüzde 20’sinin gelirini nereye harcadığının detaylarına bakıyorsunuz. Toplamda yaklaşım yüzde 73 oranında gıda, konut harcaması ve ulaştırma.
Bu maaş ve gelir ortalamasıyla zaten uzun zamandır araştırmalara konu olan bu gerçek malûmun ilanı niteliğinde. Burada asıl ilginç olan ve haber değeri taşıyan gelir bakımından ilk yüzde 20’yi oluşturan kesim.
Bunların da giderleri üç kaleme sıkışmış vaziyette. Gıda, konut ve ulaşım harcamaları. Bunların gelirlerin içindeki ağrılığı ise yüzde 67. Yani ülkenin gelir bakımından en tepesiyle en altını üç kaleme sıkıştırmışlar, orta kesimi tarumar etmişler, halen talep enflasyonundan bahsediyorlar.
Bu gerçek bize gösteriyor ki, ekonominin bu haliyle yürütülmesi de, iç piyasanın hareketlenmesi de, vergi gelirlerinin sektörlere göre eşit dağılımı da tahsilatı da çok mümkün gözükmüyor.
Aynıca enflasyon zaten tartışmalı olan ülkemizin, halen gerçek olmayan oranlar üzerinden tartışmasını yürüteceğimize, bu fotoğraf bize başka bir şey anlatıyor. Türk insanı bu üç kaleme sıkıştığına göre, artık gerçekten enflasyonu belirlemek istiyorsak, ağırlıklı olarak tüketimin yapıldığı bu üç başlığı ağırlık bakımından merkeze koymak.
Aksi takdirde insanların geçinemediği, işverenlerin de ayakta duramayacağı bir resmin karşısına geçip hep beraber izleriz. Çünkü bu haliyle ne sanayicisinde ne çiftçisinde, ne esnafında ne çalışanında, ne emeklisinde ne öğrencisinde mecal kalmamış gözüküyor.
İşsizleri ise dikkate alan bile yok. Son açıklanan verilerle ülkenin işsizliğinin yüzde 8,6’ya çıktığını açıklayan bir TÜİK var. Ama atıl iş gücü yüzde 32’nin üzerine fırlamış vaziyette. Yüzde 28 iken, geriyle kalan yüzde 20’yi yok sayanların, yüzde 28’den yüzde 32’ye çıkan yani atıl iş gücünün yüzde 15’ie yakın arttığı bu fotoğraf karşısında da sessizliği ve yok sayma eğilimi devam edecek mi?
Yetkililer çıkıp ekonomide işlerin yolunda olduğunu anlatıyorlar. Ya kendilerini kandırıyorlar ya da bizi kandırmaya çalışıyorlar. Ama sadece resmi verilerden bile yola çıksanız işlerin yolunda gitmediğini görüyorsunuz.
İşin gerçeğine bakmak adına, yüzünüzü sokağa çevirdiğinizde ise çok da acıtıcı, sürdürülemez ve alarm veren bir gerçekle karşılaşıyorsunuz. Bizim ekonomi yönetimi ise halen rakam tutturma derdinde. Üstelik rakamlardaki bazları da kendileri belirliyorlar.