Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Damdaki cari açık ilacı

13 Aralık 2023

Ekonomi yönetimi her seferinde cari açık probleminden bahsediyor ki, haklı. Bunun azaldığını söylemek için ise ne yazık ki gerçekçi olmayan bir tavır içerisinde. Zira dış ticaret açığınızın 100 milyar doları bulduğu bir fotoğrafta, cari açık sorununu halletme yolunda olduğunu söylemek mümkün değil.

Her ay daha fazla dış ticaret açığı verirken, bunu da üretim metodolojisindeki yapıyı göz ardı ederek enerji giderlerine bağlıyorlar. O zaman geçtiğimiz günlerde sorduğumuz suali hatırlatarak başlayayım.

TS825 mevzuatının güncellenmesi gündemde. Hemen ısı geçirgenlik katsayısı ve yalıtım malzemelerinin kalınlığıyla ilgili kriterleri Avrupa seviyesine çıkarın. Ardından kaynakları yenilenebilir enerji yatırımlarına ve depolanmasına yönlendirin yol alalım.

Bunun bir romantizm olduğunu söyleyenler elbette çıkacaktır. Bunların içinde sektörel pozisyon alanlar da, kulaktan duyma bilgiyle yorum yapanlar da var. Ama bakın bilimsel bir araştırmanın sonuçlarını paylaşayım. Oldukça çarpıcı bir sonuç var elimizde.

EMBER’in dijital teknolojiyi kullanarak yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’deki çatıların yüzde 28’i hemen güneş enerjisine dönüştürülebilir nitelikte. Anten ve benzeri faktörlerle yok sayılan çatıları da, kısa sürede uygulamaya uygun hale getirebiliriz. Lakin yüzde 28 üzerinden yol alalım.

Bu uygulamayı yaptığımız anda, ortaya çıkan veri bize şu bilgiyi aktarıyor. 2022 yılı elektrik tüketimimizin yüzde 45’ini sadece bu hamleyle karşılamamız mümkün. Üstelik bu yatırımların dört özelliği daha var.

Doğru projelendirdiğiniz takdirde, dünyadan bunu yapabilmek için kaynak bulabiliriz. Yatırımlar kendi kendini ödeyen özellikte olduğu için, kullanılan kaynak hibe olmasa dahi kendisini ödeme kabiliyetine sahip olacaktır.

Arz güvenliği sağlarken cari açık problemi olan enerji faturalarımızın azalmasını sağlayacaktır. Bilhassa fabrika çatıları açısından konuyu ele alırsak, enerji maliyetlerindeki iyileşmeyle rekabetçi bir fiyatlandırma ortaya çıkacaktır. Bir diğer artısı da karbon emisyonu bakımından ciddi bir avantajı cebimize koymamız sonucunu getirecektir.

Böyle bir yapılanmada yerel yönetimler ya da merkezi hükümet düzeyinde, Avrupa’daki benzer uygulama örnekleri olduğunu söyleyen EMBER uzmanları, bir mevzuat ve teşviklerin kurgulanması ile sonuç alınabileceğine dikkat çekiyor.

Üstelik böyle bir eğilim, beraberinde kullanılan teknolojilerin yerli olarak gelişmesini de sağlayacak ve belki de dünyaya yeni bir ihraç kalemi bulmamız sonucunu getirecektir. Çatı üstü güneş enerjisi potansiyeli raporda 120 GW olarak ortaya konuluyor. Ve bir dip getiriden daha bahsediyor. “Çatılarda kurulacak güneş panelleri, Türkiye’de konutların elektrik tarifelerinde verilen finansal teşviklerden 3,6 milyar dolar tasarruf sağlayabilir.”

Sözün özü, şimdi kapı kapı para arayıp, cari açık üzerinden gerçekçi olmayan yorumlar yapmak yerine bence şimdi şunun yanıtını verin: Sizin bu problemleri gerçekten çözmeye niyetiniz var mı?

Varsa, raporlamalar da, bu konudaki uzman görüşleri de, enerjinin verimli kullanılmasını sağlayacak malzemeler de, çok kısa sürede problemi kalıcı ve arz güvenliğini sağlayacak biçimde çözebileceğimizi gösteriyor.

Niyetiniz varsa, çözün. Yoksa bence kuru lafla hiç bu meselelerin üzerinde durmayın. En azından insanların inancı kırılmasın.

[email protected]

 

Not: İlgili raporu incelemek isteyenler için linkini veriyorum:

https://ember-climate.org/tr/analizler/ara%C5%9Ft%C4%B1rma/catilarda-120-gwtan-fazla-potansiyel-mevcut/

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları