Sosyal Medya

Veysi Dündar: KÖPRÜ PAHALI DEĞİL TÜRK LİRASI DEĞERSİZ

18 Mart 2022

ÇANAKKALE İÇİNDE AVROLU KÖPRÜ

Kulaklarımla duyup gözlerimle gördüğüm için; “Çanakkale Köprüsü geçenden geçmeyenden 10 Euro” diye twit attım.
Meğer bu ülkede duymak da görmek de manasızmış. Yaşamak gerekirmiş.
10 Euro dedikleri köprünün parasını 200 lira yaptılar. Ya 10’a kadar saymayı, ya Euro’nun kurunu bilmiyorlar. Ben her ikisini de iyi bildiklerine eminim.

İşin bir tarafında vatandaşın cüzdanı, diğer yanda devletin hazinesi var. Vatandaş iki yüzlüğü bulursa mesele yok.
Peki Hazine nasıl bu işten çıkacak?
Cevap “45.000*365=16.425.000 “işleminin sonucunda gizli. Türkiye Cumhuriyeti her yıl 16.425.000 Aracını Çanakkale Köprüsünden geçirmek zorunda.

Türkiye’de motorsikletten Tankere 25 milyon araç var. Bu araçlardan 16 milyonu Lapseki’den Biga’ya geçmezse işimiz zor.
Köprü var geçersen, Euro var geçmezsen…

Bir Zafer Havaalanı olmaz ama bu köprünün de hedefi şaşmada, Top3 arasında yer alacağına kuşku duymak için nedenimiz yok.

Burada altını çizeceğimiz konu bu değil…

Biz Köprüye karşı değiliz, Köprünün finansman şekline de karşı değiliz, hatta finansman için yerli milli paramız yerine Euro tercihini de anlıyoruz.
Ama anlamadığımız tek bir konu var.
Projeye başlarken bir Euro 3 liraydı, bugün 16 lira. 15 Euro Köprünün temeli atıldığında 45 liraydı bugün aynı 15 Euro 290 lira.
Peki maaşımızı euro ile almadığımıza göre, maaşımızın artışının tabi olduğu enflasyon da aynı dönemde %500 olarak ilan edilmediğine göre, bu Köprü bizim için aşırı pahalanmış demektir.

O zaman neye karşı olduğumuzu söyleyelim.
“Türk Parasının değersizliğine karşıyız.”

Bunu benzin bahsinde de anlattık. Dünyada Petrol fiyatları bugünkünden %60 daha pahalıydı ama biz benzini 3 liraya alabiliyorduk.
Türk parası değer kaybetmemiş olsa, köprüden de 290’a değil 45 liraya geçecektik.

Peki Türk Parasının değer kaybı kimin eseri..?

Türkiye’nin her şeyi mükemmelken, parası neden pula döndü..?

Bu sorunun yanıtını vermesi gereken kişi Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan’ın köprüler yapma vazifesi tabii ki var. Ama bunun yanında diğer vazifesi de halkın alım gücünü koruyup kollamak.
Erdoğan halkın alım gücüyle ilgilenmezken yapılan köprülerin yolların tünellerin kimin için yapıldığı sorusuna da vermesi gereken geniş kapsamlı bir yanıt var.
Bu soruyu sormaya devam edeceğiz…

Geçiş garantisinin zaten kapasitenin kat be kat üstünde verildiği bu denli aşikar iken ülkesine muhabbeti olan hiçbir lider döviz kuruyla, kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaz.

Üstelik Çanakkale Köprüsü bir ilk değil. İstanbul ve civarına yapılan projelerin hemen tamamı dövizle fiyatlanıyor.

Erdoğan’ın ve partisinin ülkeyle kurduğu asimetrik ilişki ve halkın kendisinin ideolojik tercihlerini benimsememesi ile oluşan uyum sorunları, dönüp dolaştı ve bu ülkeye güven kaybı olarak faturalandı.

Erdoğan’ın kamu kaynaklarını emen birer karadeliğe dönüşen projeleri vergi gelirlerini sünger misali emerken, köprüden geçenler için de iç sızlatan bir ekstra maliyet oluşturmakta. Bu akıllara durgunluk veren bir ekonomik çöküşün resmini tamamlıyor.

Hatalı bir hesap, hatalı bir siyaset, hatalı bir ekonomik plan ve sonucunda ortaya çıkan tablo bu…

Bir Ekonomik Tetikçinin Hatıraları’nda tasvir edilen mega projelerle beli bükülen ülke tiplemesinin avatarına döndük.

Havaalanları, köprüler, tüneller birer zarar anıtı olarak giderek daha da fazla hayatımızı daraltıyor.

Erdoğan’ın zirvede bırakma inadıyla hala gündemde tuttuğu Eldorado’su ise kuşkusuz Kanal İstanbul.

Kanal İstanbul’un bütün mega projelerin anneannesi olarak hayal gücü sınırlarını zorlayan planlaması, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile açığa düşmese hala beynimizi yakmaya devam edecekti.

İstanbul’u ve Marmarayı darmaduman edecek bu hayalin, siyaseten bile nasıl ağır bir maliyeti olacağı anlaşıldı. Şimdi daha çılgın projeler gerekecek.
Aya 4 şeritli yol daha önce planlandı ama mümkün değil.

Benim daha önce de gündeme getirdiğim Sinop’tan Anamur’a kazılacak kanala alternatif projeler arasında “işe yaramaz dağların düzlenerek TOKİ konutları için arsa yapılması” ya da “Marmara’nın doldurularak İstanbul’da Tsunami tehlikesinin bertaraf edilmesi ” olabilir.

Bu projelerin Erdoğan tarafından ciddiye alınma riskini almıyorum ve şaka yaptığımı itiraf ediyorum.

Türkiye’yi 25 yıldır yöneten akla tavsiyem; ülkeyi bir 25 yıl daha yönetme hırsları varsa, bundan sonra projeleri daha iyi planlamak ve döviz kuru ile oynamamak akılcı olacaktır.

Analiz, Veysi Dündar 19.3.2022

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları