Sosyal Medya

Veysi Dündar: HANİ MESELE HİLAL/HAÇTI?

9 Mart 2022

Erdoğan’ın, İsmail Kılıçarslan/Ahmet Hakan vs siyasi İslamcı makyevelizme armağan ettiği çeyrek yüzyıllık iktidar; madde bağımlısının iptila duygusunu yarattı bu kesimde.

Atatürk’ten Menderes’e, İnönü’den Özal’a kimseye nasip olmayan süre ve etkide bir iktidardan söz ediyoruz.

Üstelik Cumhuriyet tarihinde görülmemiş ve görülmeyecek bir iktisadi krizin de çözülemeyen yumak yumak sorunlarına rağmen.

 

Modern tarihte az görülen bir algı yönetimiyle dar bir çekirdek kadronun ideolojik hayalleri ve çalışmadan hayatını sürdürmenin kolaycılığına kapılmış ev dayısı/kadını kitlenin katkısıyla sürüyor bu düzen.

Sonu yaklaşmış olsa da çeyrek yüzyıllık bir sistemin dönüşümü kolay değil…

Dış Politikada ağır yenilgiler, hayal kırıklıkları ve israf manzumesinden ötede pek bir bakiye yok. En büyük başarı olan Azerbaycan/Karabağ savaşının da Putin’İn isteği ve istediği kadar zafer olduğunu da anladık.

İsrail Cumhurbaşkanı Ankara’ya tam 14 sene sonra geliyor. Gazze –Ankara uçuşları hiç açılmadı ama. Diğer tarafta baş düşman (!) Ekrem İmamoğlu’nun hemşerisi(!) Miçotakis de geliyor. Velhasıl dış güçlerin alayı ile kuzu sarması vaziyette. Fetö/PKK sponsoru BAE ile kurulan aşk ilişkisini hiç saymıyorum.

Bütün bu tablonun içinde siyasal İslamcı AKP entelijensiyasının Ukrayna savaşına dair mide bulandıran yorumlarına katlanmak zorunda kalıyoruz. Bu arada sadece bu İslamcı kadro değil tuhaf biçimde bazı muhalifler, eski Leninist Stalinistler de bu koro da yer alıyor. Aklı başında sandığınız isimlerden de acaip mukayeseler geliyor. Tabii ki eski solcu cenahın aklı başındakileri arasına Vatan Partisi ve onun ebedi “prezident”ini eklemiyorum.

Neticede bu koroya bakarsak Ukrayna savaşından alınacak tek ders varmış o da Batının ya da Batı Emperyalizminin iki yüzlü olması.

İslamcılar için Batının/Hristiyan-Judaist dünyanın sadece Müslümanları kesen ezberi bozuldu fakat bunların plağında iğne değişmedi.

Ortodoks Putin, Ortodoks Ukrayna’yı kıtır kıtır doğruyor ama siyasi İslamcı yine mutsuz. Bu adamlara neden komşuları kapı açıyor diye itiraz ediyorlar. Hatta Putin neden sert yapmıyor diye şikayet edeni bile gördük. Putin’in ne kadar insaflı ve kardeş Ukrayna’nın en sadık dostu oluşuna delaletmiş!!!

Ukrayna halkının kendi ülkelerinde Putin’in çizmesi altında ezilmelerini görmek bu yağ kıtlığında belli ki ilaç gibi gelecek. Bu yetmiyor “Ukrayna da savaş mı biz bunun alasını Irak’da Libya’da gördük” diyorlar.

Ukrayna’nın özgür halk iradesiyle, seçimle gelmiş başkanını Saddam ve Kaddafi gibi iki diktatörle bir tutacak kadar akıl, izan ve irade yoksunu bir zihin sakatlığından bahsediyoruz.

Putin’in arsızca; Bush’un Irak’a yaptığı suçlamalarla ortaya çıkışı akla geliyor. Kitle imha silahları, terörist devlet vs. Putin eli artırıyor bir de Ukrayna’yı faşistlikle suçluyor. Kendisi otokrasinin, otoriterliğin, tahakkümün nirvanası değil gibi…

Irak’la Ukrayna arasındaki tek benzerlik ölen insanların damarından akan kandır.

Amerika hiçbir zaman BM Güvenlik Konseyi onayı almadan bu kabil adım atmadı.

Egemen devletin yaşam alanına böylesine dalmadı.

Ama Türk Siyasi İslamcısı için hiçbir zaman gerçeğin kendi başına bir kıymeti önemi olmadı. AKP ile semiren bu kitlenin tek bir gerçek ölçütü var: O da faydacılık, pragmatizm ve iktidarın ebediyen devamı.

Tabii bilinç altında kaynayan kazanda üst versiyon olan Putin’in ağır hezimetinin alt versiyonlarda yaratacağı travmanın kaygısı yatıyor.

İnanmış Hristiyan Putin’in, inanmış Hristiyan Ukrayna’yı ve halkını kılıçtan geçirmesi bile, Türkiyedeki vicdanları artık katılaşmış siyasi İslamcı kadro için anlam ifade etmiyor. Bozulan ezberin ve akıl yürütmenin sonuçları ile yüzleşmek istemiyorlar.

Sözde hak/batıl, hilal/haç çatışmasına en ufak bir toz konmasını kabul edemiyorlar.

Türkiye modern tarihin görebileceği en ağır skolastik tasallutun altında modern görünümlü barbarların, vicdanlı görünümlü zalimlerin, inançlı görünen güç düşkünlerinin, bu akıl tutulmasını dolaylı ya da dolaysız finanse eden bir iktidar ile yol almaya çalışıyor.

Türkiye paradigmasından vaz geçmemek için bombaların ve bir diktatörün dünyayı yok etmeye dönüşen hırsından bile ilham almayan bu kadro ile, imtihanının artık sonuna gelmeli.

Tarihin çöplüğünün en derini hak eden bu zihinsel anomalinin sahipleri ise kolektif bellekte hiçbir zaman affedilmeyecek günahlarının kefaretini umarım ki, iki cihanda da verecekler.

Analiz, Veysi Dündar 9.3.2022

Paraanaliz

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları