Sosyal Medya

Veysi Dündar: G.T.Ö. : GAYRIMENKUL TERÖR ÖRGÜTÜ

1 Mayıs 2022

 

G.T.Ö. : GAYRİMENKUL TERÖR ÖRGÜTÜ

Erdoğan ve Bahçeli’nin hoşlarına gitmeyen her gelişmeyi terör, bu gelişmenin olduğu sahayı da terörizmin oyun alanı olarak ilan etmesine alıştık.

 

Terör dünyada eline silah alarak devlete/müesses nizama kafa tutmak olarak tanımlanır.

 

Türkiye’de 12 Eylül’le beraber içi boşaltılan kavramların birincisi terördür.

Muhalif herkes terörist yaftasını 12 Eylül ile yemiştir.

 

Erdoğan’ın ebedi mutlak bir devletçiye dönüşmesi ile, hemen tüm sahalarda bir terörizm fetişizmi doğmuştur. Bu fetişizmin örneklerini terör lafının alelusul ağza alınarak kullanılmasıyla gördük.

 

Muhalefetin tüm bileşenlerine, terörist damgası vurmak işten değildir artık. Kitaplar, yazılar, sosyal medya platformları silah ile eşdeğer tutulur.

 

Erdoğancı siyasetin terör tanımından iktisadi hayat da payını aldı.

Fiyatı artan her şey teröristlikle suçlandı.

Örneğin gıda terörü sıradan bir ibare ve ifade olarak hayatlarımıza girdi. Dövizi artıranlar da teröristti.

 

Kebap terörü ise Devlet beyin dilinden düşmedi. Dürüm terörü, Acılı terör ve lahmacun terörü hayatımıza dahil oldu.

 

Ekonomide işler yoluna girmediğinde kısa yoldan bir terörist tanımlaması yapılarak damgalama süreci yapılmaktaydı.

 

Peki sizce gayrimenkuldeki fiyat artışı neden bu kampanyaya dahil olmuyor?

 

Türkiye’de gayrımenkul fiyatlarındaki artış baş döndürücü bir halde. Türkiye tarihinin hiçbir döneminde ne kiralar ne de emlak fiyatları bu kerte artmamıştı.

Peki siz hiç bu zamana kadar emlakçı terörü, evsahibi terörü, arsa spekülasyonu terörizmi, gayrimenkul terör örgütü diye bir söz duydunuz mu?

 

Marketlerde etiket avcılığı yapan belediye zabıtası, “Sahibinden.com” web sitesindeki fiyat artışları için yerinden bile kıpırdamaya ihtiyaç duymuyor.

 

Nasıl oluyor da ayçiçek yağındaki 10 lira artışla ayaklanan siyaset, emlak fiyatlarındaki roket misali yükselişi sessizce takip eder?

 

Yoksa emlak fiyatlarındaki artış iktidar için istenir ve tercih edilir bir gelişme midir?

İktidarı gayrımenkul fiyat artışları karşısında sessiz ve çaresiz gösteren asıl gerekçe ne olabilir?

 

Aslında sorunun gerçek cevabını biliyorum.

AKP/MHP Erdoğan/Bahçeli aklının terörist diye yaftaladığı kavram ve kişilerin modern dünyada karşılığı yok.

Eğer olmuş olsaydı bütün Avrupa’daki terör suçlularının %99’u ülkemizde olmazdı. Keyfilik ve kavramların içinin boşaltılması bundan daha iyi örneklenemezdi.

 

AKP blokunun varlığını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu düşman uzun yıllardır ülkemizde etkisini sürdüren etnik çelişkilerin bünyesinde bulundu.

Legal siyasetin yargılandığı buna karşın terör lideri diye müebbete mahkum edilmiş Öcalan’a söz hakkı verildiği bir düzene girildi.

 

Ancak bu irrasyonel düşman üretme sürecinin ülke ekonomisini alt üst etmesi kaçınılmaz oldu.

Buna karşı çözüm ise teröristi market tezgahlarında, mal stoklanan depolarda aramak oldu.

 

Bugün ise gayrimenkul piyasasının bırakın teröristin silahını 3.Dünya savaşının nükleer füzelerinin ateşi altında kaldığı günlerdeyiz.

Buna karşılık iktidar bloku bırakın gayrımenkul alıcı ve satıcılarını terörle suçlamayı, ağzını dahi açmıyor. Kör sağır dilsizi oynuyor.

 

Ekonominin koşullarının arz ve taleple oluştuğu gerçeğinin farkına nihayet varmış gibi.

Ekonominin her alanına yapılan müdahaleler sonucunu, gayrimenkule kaçan varlıklarda gösterdi. Ne döviz, ne de altın gayrimenkul fiyatlarındaki artışa yetişemiyor.

 

Ülke toprakları açık pazara dönmüş durumda. Kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan sonsuz olasılıklara sahip talep sahipleri ülkenin kısıtlı emlak arzını şişiriyor.

 

Vatandaşlık için belirlenen 250 bin doların kelepir bulunması üzerine fiyat 400 bin dolara çıktı ama talep yine de durmuyor. Çünkü Türkiye ucuzlayan para birimi ile yağma hasan böreğine dönüştü.

 

Cem Karaca’nın dizeleri ile bedava yaşıyoruz. Bizim bedavaya giden topraklarımız için Mehmet Akif’in söylediği gibi “Çin Maçin sıraya girmiş” durumda.

Türkiye kanla sulanmış topraklarını dolar bazında satışa sunmuş, bu amaçla yurt dışında fuar tertip ediyor.

 

Türkiye toprakları Almanya’daki gurbetçiye, Suriyeli zengine, İran’dan kaçana, Bulgaristan orta sınıfına, Ukraynalı savaş yorgununa, Rus oligarkına bedavadan az pahalı geliyor. Diğer yanda bu ülkeye alın terini akıtmış emekçiler ülke topraklarının bu sonsuz ticaretine yutkunarak bakıyor.

 

Türkiye 2022 Baharını halkına sonsuz fakirliği layık gören iktidarın keyfiliği ile giriyor.

Bu keyfilik “ben ekonomistim” diye çıkılan yolun insanları evsiz bırakması ile kendini gösteriyor.

 

Herkesin 1 Mayıs’ını kutluyor ve 1 Mayıs Marşının şu dizelerinin umuduyla sizleri selamlıyorum :

“Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.

Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,

Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde.”

 

Analiz, Veysi Dündar 1.5.2022

Paraanaliz

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları