Sosyal Medya

Veysi Dündar: BİZ SİZDE TUTUKLU KALDIK

19 Ocak 2022

KENDİ HAYATIMIZDAN ÇALDIK

Cübbeli Ahmet’in bile cübbesini savura savura Ali Babacan’a laf yetiştirdiği günlerden geçiyoruz.

Erdoğan’ın siyasal İslamcı özünden nemalanan Cübbeli gibiler için, “bulunmaz Hint kumaşı gündemler bunlar”.

Neymiş, Adem Babamıza Havva Annemize Sezen Aksu “cahil” demiş.
Minik Serçe aslında kara kuzgun imiş.

Siyasal İslamı koyu milliyetçilikle karıştırdığınızda Hülya Avşar-Serdar Ortaç karışımı elde edersiniz.

Hülya Hanımı simite olan sevgisinden anımsıyoruz.

Konser bileti 1743 simit ediyor. İster 1743 simit ister 4000 lira hangisini tercih ederseniz onunla ödeme yapabilirsiniz. Malum Hülya hanım simite razı.

7 CİHAN DOLANDIK 

AKP’nin ülkeyi düşürdüğü yerden çıkaramayacağı aşikar. Bu nedenle devir safları sıklaştırma devri.

Sezen Aksu’yu bile yemeye niyetli bu safı sıkıştıran kadro. Sezen Aksu her zaman politikti. Hatta “Evet ama yetersiz” diyerek 2010 referandumunda görüş beyan etmesi nedeniyle, kimilerince AKP’liler arasına dahi konmuştu. Bir de Eşkıya’yı izlediğinde protoplazmama kadar etkilendim diyerek kendini ifade etmişti. O zamanda eşkıya sever diye linç edilmişti. Zamanın Bahçelisi tarafından.

Görünen o ki ekonomideki feci durumdan çıkış bulamayan ikltidar bloku için, gündem değiştirmek ve kendilerini eleştirenleri halkın önüne atmak en kolay çare.

Sezen Aksu’nun 5 yıl önce yazdığı şarkıyı yeni yıl mesajı olarak kullanması AKP’li bir vekilin parlak zekası ile 2021 model “Şeytan Ayetleri” olarak gündemi işgal etti.

 

SAKLADIK SÖZLERİMİZİ

AKP’nin elindeki güvenlikçi politikanın dahi, Erdoğan’ın İmralı-Edirne diyalektiği içinde rotasının belirsizliği ayyuka çıkmış iken, “kubbeler miğfer minareler süngü” retoriğinin iş göreceğine inanç tam.

Avrupa Konseyi’nin Türkiye’nin üyeliğini askıya alma uyarısı da, demokrasiye dönüş için motivasyon yaratmıyor.

Ekonomide “0” çeken iktidar bloku çareyi siyaseti kızıştırmakta buluyor.
“Ey Avrupa sen kimsin ya?”denilerek seçime gitmek heyecan verici geliyor aynı ırmakta yıkanmaktan bıkmayanlara.

SAVUR SAVUR BİTMİYOR

Türkiye’de gencecik evlatlar sapır sapır intihar ederken “Kurtların Sessizliği” isimli filmi izliyoruz.
Cemaat yurtlarında baskıdan, KHK zulmü altında babasızlıktan yorulan ufacık yürekler, sahip oldukları en değerli varlıktan, canlarından vaz geçiyor.

Bütün bunları kılları kıpırdamadan izleyenler kendi tahayyüllerindeki bu akıl ötesi siyasal İslam projesi hasar görmesin diye “Adem–Havva” üzerinden kendilerine muhalefet edeni sapkınlıkla suçluyor.

Sayın Özgür Özel alınmasın bütün bunlar 2021 yılının Türkiye’sinde oluyor. Orta Çağda değil. Orta Çağ’da bunlar olamaz zaten. Ancak bugünün post-truth yani gerçeklik ötesi çağında mümkündür böylesi bir akıl tutulması.

Türkiye’nin durağanlaşmasının politik bir sorun olduğunu ve bu politik sorunun siyasal İslam olduğunu kabul etmezsek tüm çözümlemelerimiz havada kalır.

Bırakın Adem’le Havva’yı ironik bir şarkı sözünde sorgulamayı Evrim konusunda ilk kafa yoran İslamın Rönesans gururu İhvan-ı Sefa okuludur. Ali Şeriati gibi bir devrimci Müslüman için  de evrim üzerinde düşünülmeye değer bir kavramdır.

Şeriati’yi bir yazımda anmış ve onun için Sartre’ın; “dinsizim ama inansa idim, Şeriati’nin dinine inanırdım” sözünü alıntılamıştım.

Türkiye’nin siyasal İslamcılarından, havuzcularından, siyaseti tek adama bağlayanlarından bir umudum tabi ki yok.

BİZ SİZDE TUTUKLU KALDIK HAYATIMIZDAN ÇALDIK  YETMİYOR

Koca bir ülke bu tuhaf ağın içinde “tutuklu kaldık”

Kavala tutuklu kaldı.
Demirtaş tutuklu kaldı.
Hasta Aysel Tuğluk tutuklu kaldı.
Diyarbakır’dan şehrim Mardin’e onlarca belediyenin seçilmiş başkanlıkları tutuklu kaldı.
Vekiller tutuklu kaldı.
Kuvvetler ayrımı kuralı tutuklu kaldı.
KHK haksızlıklarıyla yüzbinler tutuklu kaldı.
Mülakatların tek taraflı istismarında işsizlikte tutuklu kaldık.
Atanamayanlar tutuklu kaldı.
Zamların gölgesinde ekmek kuyruklarında halk tutuklu kaldı.
Ev Araba almak hayal oldu, kirada belediye otobüslerinde tutuklu kaldık.
Pasaportlara el kondu sınırların içinde tutuklu kaldık.
Pasaportu olanlar devalüasyon yüzünden tutuklu kaldı.
KÖİ’lerin bitmeyen dolar bazlı maliyetleriyle ülkenin bütçesi tutuklu kaldı.
Enflasyonu gizleyip fiyatları arşa çıkaran iktidarla evimizde tutuklu kaldık.
Benzin elektrik doğalgaza yapılan zamla enerjisizlikte tutuklu kaldık.

Biz bu iktidarda tutuklu kaldık…
Şeriati ile bitirmezsek İnsanın bu 5.zindanında sonsuza dek kalacağız :
“Ben herkesi rahatlatmak için gelmedim, ben rahatları rahatsız etmek için geldim”

Analiz, Veysi Dündar 19.1.2022
Paraanaliz

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları