Sosyal Medya

Kerim Rota Yazdı: Con Ahmet’in “Işıltılı” Dönüşü

25 Aralık 2021

“Faiz sebep, enflasyon netice” 15 Mayıs 2018

Yukarıdaki grafik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Haziran 2018 seçimleri öncesi Londra’da yatırımcılarla yaptığı toplantının ardından ziyareti değerlendiren BBC’nin haberin içine eklediği $/TL grafiği.

BBC haberi “Yatırımcılar Erdoğan’ın ekonomisine olan inancını yitiriyor” şeklinde bir başlıkla vermeyi uygun görmüş.

BBC aynı konuyla ilgili başka bir haberi de aşağıdaki gibi aktarmış;

Erdoğan, faizle ilgili olarak da, “Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir. Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur. Faizi aşağı çektiğimiz anda bütün maliyet girdileri aşağı düşecektir” dedi.

Aynı zamanda Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile ilgili olarak, “Tabii ki Merkez Bankası Bağımsızdır. Ancak Merkez Bankası bu bağımsızlığı alıp, yürütmenin başındaki cumhurbaşkanının verdiği sinyalleri bir kenara koyamaz. Buna göre değerlendirmelerini yapıp, adımlar atacaktır ve ben bunun ileride çok yararlı adımlarla sonuçlanacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından Dolar, Türk Lirası karşısında rekor seviyeye çıkarak 4,46’ya kadar yükseldi.

Böylelikle Türk Lirası’nın Dolar’a karşı değer kaybı yılın başından beri yüzde 16 oldu.

Değerli okurlar, bundan sonra okuyacaklarınız benim hazırladığım bir kurgudur.

Londra gezisi sonrası yoğun bir seçim kampanyası sürdürüldü. 24 Haziran seçimleri kazanıldıktan sonra ekonomi kurmaylarıyla toplanan Erdoğan, Türk Lirasında oluşan bu değer kaybını masaya yatırdı. Yeni hükümet açıklanır açıklanmaz hayata geçirilecek önlemlerin kararları alındı. Toplantıdan Türk Lirasının değer kaybını önlemek adına üç önemli karar çıktı. Bunlar;

1) Yurtdışı yatırımcıların yaptığı spekülasyonlar Türk Lirasına değer kaybettirmektedir. Bunu engellemek için bu yatırımcıların Londra’daki Türk Lirası Swap piyasasına erişimleri kısıtlanacaktır.

2) TCMB Rezervleri güçlü bir şekilde döviz piyasasına müdahalede kullanılacaktır. Gerekirse net rezervler negatife dönecektir. Brüt rezervleri güçlendirmek için başta Katar olmak üzere dost ülkelerle swap hattı kurulacaktır.

3) Türk Lirasının değer kaybının diğer sebebi, vatandaşların döviz alımlarıdır. Bireyler enflasyonun nedeninin faizler olduğunun henüz farkında değildir. Kendilerini enflasyona karşı korumak için dövize yönelmektedirler. Bireylerin döviz almasını caydırmak için “Kur Korumalı Mevduat Ürünü” çıkarılacaktır.

Her üç karar da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kabinesi açıklandıktan sonra devreye alındı.

Değerli okurlar, yazının kurgu kısmı burada sona eriyor.

Yukarıdaki kararların değişik zamanlarda hayata geçirildiğini biliyoruz. Ancak bu uygulamaların kurgudaki gibi organize ve bilinçli bir şekilde hayata geçirilmediğinin de farkındayız. Bu kararların hepsi de karşılaşılan veya yaratılan krizlere karşı değişik zamanlarda anlık tepkilerle devreye alındı.

1) Swap Yasakları sonrası faiz %24

Swap yasakları Brunson krizi sırasında devreye alınsa da işe yaramadı. Piyasalardaki asayiş TCMB’nin 13 Eylül 2018’de faizleri %6,25 arttırarak %24’e yükseltmesiyle sağlanabildi.

2) Con Ahmet makinesi bozulunca faiz %19

128 Milyar $’lık TCMB Döviz rezerv satışına ise 2019 Mart ayında yerel seçimler öncesi başlandı. Ben de bu mekanizmanın daha kolay anlaşılabilmesi için 2019 yılında “Con Ahmet’in devri daim makinesi döviz piyasasında” yazısını yazdım. Bu konu, sonrasında Türkiye’nin en önemli siyasi tartışmalarından biri haline geldi.

Döviz rezervlerinin kapı arkasından satışı 2020 Kasım’da TCMB Başkanı ve bakanın istifası ile sona erdi. Ardından %10,25 olan politika faizinin Naci Ağbal tarafından %19’a kadar yükseltilmesi ile piyasalar dengeye oturabildi.

3) Yeni deney sonucunda kredi faizi %30

2021 Eylül ayında tekrar başlayan faizleri hızlı düşürme deneyi ise birkaç ay içinde $’ın 8’den 18’e çıkması ile sonuçlandı.

Bu yangını söndürmek için 3 numaralı önlem olan “Kur Korumalı Mevduat” devreye alındı. (Bundan sonra KKM olarak kısaltacağım)

KKM’nin ağabeyi swap yasakları halen devrede. Diğer ağabey olan arka kapıdan rezerv satışı da sevgili Uğur Gürses’in belirlediği gibi bu hafta başlamış.

Yeni bakan Nureddin Nebati “Benim gözlerimdeki ışıltıyı arkadaşlarım görüyor” derken, belli ki Con Ahmet Makinesi’niın tozlu depodan çıkarılıp çalıştırılırken yaydığı ilk ışıltıdan etkilenmiş.

Kendisine o makinenin ışıltısına kapılmamasını, makinenin ciddi bir sürtünme enerjisi kaybı probleminin olduğunu, fazla ısındığında etrafındakilere zarar verme potansiyeli barındırdığını ben söylemiş olayım.

Bu yazıyı yazarken $’a karşı 11,80’de olan $ Türk Lirası, bu yılın başında 7,36 idi. Artış oranı %60. Bunca değer kaybı ve negatif rezerv sonunda vardığımız nokta ise, kredi faizlerinin %30, tahvil faizlerinin %25, mevduat faizlerinin %21 enflasyonun ise TÜİK verileriyle bile %30’un üstünde yılı kapatması olacak.

TCMB politika faizi %14. Bu düşük faizden fayda görebilecek tek yatırımcı grubu ise bankalar.

Geriye Dönük Test Yapmadan Çıkılan Yol

Peki, en baştaki kurguyu neden yazma gereği duydum? Hazine Maliye Bakanı Nureddin Nebati 23 Aralık akşamı yaptığı söyleşide KKM’nin olası sonuçları için “Bireylere ödüyoruz. En kötü senaryoda bile Hazine’ye bir yük gelmiyor.” dedi.

Üreticiler yeni bir ürünü piyasaya sunmadan önce ciddi pazar araştırmaları yaparlar. Bu ürünün kullanıcılara veya üretici şirkete bir zararının olup olmayacağına dair güvenlik testleri de yaparlar.

Özellikle finansal ürünlerde ürünün başarısını ölçmek için “geriye dönük test” yapılır. Ürünün performansı geçmiş verilerle analiz edilip teste tabi tutulur.

Sayın bakanın “en kötü senaryoda bile hazineye yük gelmiyor” cümlesini duyunca bu ürünün geriye dönük testinin yapılmayıp apar topar açıklandığına tamamen ikna oldum.

Ben yazının başındaki hikayeyi kurguladığım 2018 Temmuzdan itibaren bu testi kendisi için yaptım. Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin hayata geçtiği çeyrekten itibaren KKM ürünü hayata geçirilseydi, her üç ayda bir 1 Milyon TL mevduat yapan bir bireye hazineden ne kadar para aktarılmış olacağını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. (Sadece anapara dönüşleriyle yeni mevduat yapıldığını varsaydım)

KKM ürününü sadece bireyler yapabiliyor. Bireylerin Temmuz 2018 itibarıyla 1,8 Trilyon TL mevduatları varmış. 21 Aralık 2021 itibarıyla bu tutar 3,2 Trilyon TL’ye yükselmiş.

Sayın bakana kötü bir haberim var. Bu ürün eğer 2018 Temmuz ayında devreye alınmış ve bireyler o günkü mevduatlarının %20’si veya %50’si ( yani 360 Milyar TL veya 900 Milyar TL) tutarında KKM’ye katılmış olsalardı kamu maliyesine etkisinin ne olacağını aşağıda görebilir.

(Bu testteki üç aylık dönemsellik nedeniyle $’ın hiçbir zaman 11,80’i aşmadığını da not olarak ekleyeyim, gerçek hayat daha acımasız olabilir)

Temmuz 2018’de birey mevduatlarının %20’si bu ürüne ilgi göstermiş ve bugüne dek devam etmiş olsaydı, Hazine vergilerimizle 2018’de 100 Milyar TL, 2021’de ise 125 Milyar TL bu mevduat sahiplerine ödeme yapmak zorunda kalacaktı.

Bu oranın %50’ye çıkması durumunda bu tutarlar sırasıyla 252 ve 314 Milyar TL olacaktı.

Yeni Con Ahmet Makinesi

Peki, 2021 bütçesi için 125 Milyar TL veya 314 Milyar TL nasıl bir büyüklük?

Kamunun bu yıl ödeyeceği faiz gideri 190 Milyar TL. Çiftçiye verilen destek 21 Milyar TL. Yıllardır tartışılan Kamu Özel işbirliği müteahhitlerine 2021’de yapılan ödeme ise 30 Milyar TL.

Bu yıl ilk 11 ayda verilen bütçe açığı 46,5 Milyar TL. Bu açığı 7 katına çıkarabilecek  risk içeren bir ürünle birkaç yüzbin kişiye devlet garantisi verme kararının nasıl alınabileceğinin takdirini sizlere bırakıyorum.

Faizle görünüşte mücadele yerine, enflasyonla gerçek mücadele yapılmadığı sürece bu ürünün kamu maliyesi üzerine yıkıcı etkileri olması kaçınılmaz. Mevcutta ısrar edilen politika faizini enflasyonun altında tutmak ise, bütçeden bu ürüne yüklü para ödeneceğini neredeyse garanti etmek anlamına geliyor.

Bu “geriye dönük testi” görünce sanırım ülke için en hayırlısı bu KKM ürününün sadece psikolojik etki yaratarak piyasaları sakinleştirmesi. Ürüne ilginin yoğun olması halinde “kötüyü daha kötüye” çeviren ve çalışıp “ışıldadıkça” çok yüksek enflasyon ve gelir adaletsizliği üreten yeni tür bir Con Ahmet makinemiz olacak.

Kasım 2019’da yazdığım gibi;

Bir yerde “büyük oyun” veya “saldırı” olduğunu düşünenler varsa, orada”Con Ahmet”in ortaya çıkması kaçınılmaz.

 

Kerim ROTA


İLGİLİ HABERKerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? - (1. Bölüm)Kerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? – (1. Bölüm)

İLGİLİ HABERKerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? - (2. Bölüm)Kerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? – (2. Bölüm)

İLGİLİ HABERKerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? - (3. Bölüm)Kerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? – (3. Bölüm)

 

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları