Sosyal Medya

Gülmeyin; yoksulluk azalmış

21 Ağustos 2025

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, milletvekillerinin soru önergelerini yanıtlayarak, ekonomi hakkında acıkmalarda bulundu. Keşte geleneksel olarak yanıtsız bırakılan soru önergelerinin listesine bunları da ekleseydi.

 

Aslında malûm belli bir süre içinde bu sorulara yanıt vermeniz lazım. Ama zaten iktidarın böyle bir alışkanlığı yok. Verilen yanıtlar da açıklayıcı olmaktan çok, havanda su dövmek cinsinden oluyor.

 

Şimşek yanıt verince, sokaktan ne kadar kopuk olduğu, nasıl bir hayal aleminde gezdiği bir kez daha tescillendi. Diyor ki Bakan: “Hükûmetlerimiz döneminde uyguladığımız politikalarla yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi için önemli adımlar atılmış, refah artışından tüm kesimlerin faydalanması temel amaçlardan biri olmuştur.”

 

Kalıcı refah artışının da ön şartı fiyat istikrarıdır diye ekliyor. Her hafta fiyatların arttığı bir semt pazarı, market ya da piyasa gerçekleri varken, insanların satın alma gücü her geçen gün erirken, Bakan’ın kendi kurguladığı rakamlar üzerinden kendi söylemine inandığını mı düşünmeliyiz; yoksa inandırmaya çalıştığını mı, bilemedim.

 

Fakat bu acı tabloya karşı verilen cevaba da insan ister istemez gülüyor. Keyiften değil, sinirden. Ülkede iyimser Türk-İş verilerine göre bile yoksulluk sınırı ne? Temmuz sonu itibariyle 86 bin TL.

 

Bu ülkede bu rakamın girmediği milyonlarca hane var. Daha kötüsü rakam girse bile, borçlar çıkarıldığında elde kalan miktar ihtimali bile zayıf. Sokağa çıkıp anket yapsanız ve deseniz ki ‘yoksul olmak ister misiniz’: Yüzde 100’e yakın hayır yanıtını alırsınız.

 

Ama dönüp ülkede yoksulluk sınırının 86 bin TL gelir olduğunu söylediğinizde yüzde 90 yanıtlayanın ‘fakir olmak istiyorum’ diyerek sokak ortasında haykırdığını görmek hiç de şaşırtıcı olmaz.

 

Yaptığının farkında bile olmayan, ülkeyi bir fakru zaruret tablosuna çeviren, buna karşılık sadece fiyatların artmasını makyajlamayan, karşılığında bir de gelirleri güdükleştiren bir zihniyet, çıkmış ekonomiyle ilgili verilen soru önergelerine yanıtında yoksulluğu azalttıklarından bahsediyor.

 

Muhtemelen bu işkence daha da devam edecek. Memurlara verilen son zamlara baktığınızda, ilk altı al için yüzde 11, ikinci altı ay için 7, ortalamada yüzde 20’lik bir artış öngörüldüğüne göre, emeklisinden asgari ücretlisine kadar gelecek yıl da gelirlerin etkisinin azaldığı, satın alma gücünün daha da eridiği, buna karşılık yaşam maliyetlerinin artıp, bir de üstüne enflasyon rakamlarına yansımadığı bir tabloyu yaşayacağımızı şimdiden rahatlıkla söylemek mümkün.

 

Bu ülkede yerleşikler, yani cebinde parası olup nereye yatıracağı konusunda kararsız olanlar dışında, hiç kimseyi yurttaş ve hak sahibi saymayan, ama faturaları da yok saydığı insanlara ödetmeye kalkan zihniyet değişmedikçe, gittikçe zorlaşan koşullarda yaşayan ve işin içinden çıkamayan bir toplum sorununun kangren haline geldiğini görmeye devam edeceğiz.

 

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları