Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Hem gelir, hem gider sorunlu…’
9 Haziran 2023Ekonomide şu an yol haritasının hazırlandığı söylendi. Aslında bu bile eski haritanın çıkmaz sokakla sonuçlandığının itirafı niteliğinde. Ama öte yandan da halen son 5 yılın savunması yapılmaya çalışılıyor, birinci ağızdan doğru yapıldığı söyleniyor.
Oysa hiçbir şeyin doğru olmadığı ve olmayacağı ilk iliklenen yanlış düğmeden belliydi, ama ille sonuna kadar gidip, cenazeyi görmek istediler. Bugün de olan olduğuyla kalıyor olsa gerek ki, halen ‘hata yaptık’ demiyorlar.
Fakat işin icra tarafına baktığımızda 180 derece ters politika uygulamaya hazırlanıyorlar. Acil durum nedeniyle 180 derece doğru gözükse de asıl yapılması gereken, 90 dereceye bakmak. Yani bir yandan finans piyasalarını toparlarken, diğer yandan onun bir enstrüman olduğunu hatırlayıp, reel ekonomiye ağırlık vermek gerekir.
Ne var ki işin denge tarafını bir türlü tutturamıyoruz. Ya tam anlamıyla kumar ekonomisine teslim oluyoruz ya da ne yaptığımızı bilmeden kumarhaneyi cezalandırayım derken, o sokakta oturanların canına okuyoruz.
Bugün geldiğimiz noktada ise Merkez Bankası’nın içinde görev yapmış insanlar stagflasyonu dile getiriyorlar. Uzak bir ihtimal mi? Hayır… Aslında verilere yansımayan, ama hayatın içinde tam olarak yaşananın ekonomik olarak açıklanmış hali olur.
Stagflasyon ihtimalinden bahsedilirken, bugün yaşananın tam olarak bu olduğunu dile getirmezseniz, topu taca atmış olursunuz. Enflasyonun üretici ve tüketici kanadında açıklananın çok üzerinde, iç piyasadaki ve büyümedeki daralmanın da rakamlara yansımayan ölçüde büyük olduğunu hepimiz biliyoruz.
Sadece bu gizlemenin ve elde ne var ne yok satmanın faturasını ödeme zamanı geliyor. Zira bunu öteleyen en büyük argüman, kredilendirme de ortadan kalkma aşamasına geldi ve kimse dönemiyor.
Nitekim bir yandan ödemeler dengesi ile ilgili uyarıların gelmesi, diğer taraftan para bulsun diye Bakan görevlendirilmesi de sorunun ne derece büyük olduğunu gösteriyor. Parayı velev ki bulduk, ne yapacağımızı biliyor muyuz?
İşte onun yanıtı orta vadeli program açıklandıktan sonra net olarak ortaya çıkacak. Bugünden, geçmiş uygulamalar ve anlayışları esas alarak fikrim var, ama bilgiye dönüşmesini bekleyelim. Bunun için de niyet mektubu niteliğindeki programın açıklanmasını bekleyelim.
Fakat bugünün ekonomisinde mesele asgari ücret üzerinden yeniden alevlendiyse, yılbaşında 455 dolara denk gelen ücret bugün 364 dolar seviyesine düştüyse, o ülkede enflasyon da vardır; kur da yükseliyordur, satın alma gücü de düşüyordur. Sadece bunlar olmuyormuş gibi davranılıyordur.
Şimdi gerçekle yüzleşecek miyiz; yoksa lütuf gibi sunulan 500 doları, yani açlık sınırının 500 TL altını mı tartışacağız? Ayrıca reel sektörün ayakta nasıl kalacağını ve istihdam yaratacağını tartışacak mıyız ya da açlık sınırına insanları mahkum mu edeceğiz?
Sorunun yanıtı göreceğiz; ama durum şu: Vatandaşın da reel sektörün de pili bitti. Zira hem geliri düşüyor, hem gideri artıyor ve en fenası da tüm bunlar olmuyormuş gibi davranılıyor.