Sosyal Medya

Cemre Yoldaş yazdı: Borsada, “Dorukları Yere Değdirmek” İsterken

12 Mayıs 2021

 

“Uzun zaman önce Teselya’da Erysichthon adında bir kral yaşarmış. Bu kralın ne tanrılara ne insanlara ne de dikili bir ağaca saygısı varmış. Ne adaklar sunup tanrıları memnun; ne de hoşgörü ve adaletle yönetip krallığında yaşayan insanları mutlu etmiş. Günlerden bir gün bu kral sarayına yeni bir ziyafet salonu yaptırmak istemiş ve kentin yakınlarında, Bereket tanrıçası Demeter’e adanmış koruluğa göz dikmiş. Krala koruluğun kutsal olduğu, asırlık ağaçların altında orman perilerinden tutun da kurtlardan kuşlara pek çok canlının barındığı söylense de kral kimseyi dinlememiş. Aklına koymuş kıyımı ve kesimi…

 

 

Adamlarıyla ormanın yolunu tutan kral, işe başlamalarını istemiş fakat kimsenin eli kalkmamış ağaçları kesmeye. Eline baltayı alan kral, korudaki ağaçların içinde en yaşlı olan kutsal meşeye yaklaşmış. Bu meşe o kadar büyükmüş ki on beş kişi ancak sarılabilirmiş gövdesine, dalları bulutların içinde kaybolup doruklara kadar uzanırmış, meşenin yaşlı bedeni tanrıça Demeter’e adanmış yazıt ve dileklerle doluymuş. Birçok ağaç ve orman perisinin mabediymiş. Ama kral bunların hiç birini önemsememiş ve haykırmış uşaklara ‘Hep tanrıçanın dediği olmaz. Ne kadar değerli olursa olsun; bu ağacın dorukları yere değecek!’. Elindeki baltasıyla indirmiş ilk darbeyi… Bir inilti yükselmiş yaşlı meşeden; yaprakları, palamutları, uzun dalları sararmış sallanarak… Uğursuz el devam etmiş kocaman bir yara açmaya…

 

 

Kutsal ağacın gövdesi köklerinden ayrılmış, yapraklı dorukları yere değmiş. Kardeşlerinin ölümüne ağlamış tüm ağaç ve orman perileri. Koşup ulaştırmışlar Bereket tanrıçasına olup biteni. Demeter duyunca saygısız zorba kralın yaptıklarını bulmuş krala verilecek en iyi cezayı. Çağırmış Dağ tanrıçalarından birini ve ondan Kafkasların arkasında yaşayan Açlık tanrısı Limos’u bularak görevi iletmesini istemiş. Kendisi gidemezmiş Açlık Tanrısının yanına çünkü ne bereketin olduğu yerde açlık; ne açlığın olduğu yerde bereket olamazmış doğaları gereği. Dağ tanrıçası iletmiş Demeter’in isteğini Açlık tanrıçası Limos’a. Limos, Bereket tanrıçasının buyruğunu yerine getirmek için bir gece süzülmüş kralın yatağına ve derin bir nefes vermiş krala. Öyle bir nefes ki zorba kralın ulaşmış en ücra köşelerine. Kral karnında çöreklenen derin açlıkla uykusundan uyanıp seslenmiş hizmetkârlara ‘Derhal masayı kurun; havada, karada, denizde yiyecek ne varsa getirin’. Ne bir ulusu doyuracak yemekler; ne okyanusu dolduracak sular yetermiş artık uğursuz krala. Ne varsa yemiş; yedikçe daha fazla acıkmış, acıktıkça misliyle istemiş… Tüm parası azalmış kralın, son çare şekilden şekle girebilme yeteneği olan kızı Mestra’yı satmış köle niyetine pazarda. Bu açlık hissi tüketmiş iyice kralı. Ne yese; yediği daha da azdırmış açlığını. Artık hiç bir şeyin doyuramadığı kral Erysichthon başlamış kendi kendini yiyip parçalamaya… Kendisini yedikçe eksilmiş vücudu yavaşça ve en sonunda da yok olmuş uğursuzun gövdesi…”

 

 

“Açgözlülük, derin bir mutsuzluğun en belirgin özelliğidir” der Franz Kafka. Çünkü gece gündüz süren, bitmek bilmeyen, insanların açgözlülük dışındaki düşüncelerini hapseden, doyumsuz, uzun ömürlü ve çok şiddetli bir istektir. İnsanlar bu istekleri elde etmek, elde ettiğini korumak daha sonra da arttırmak için ruhunu, bedenini ve bütün gücünü harcar. Yıllar geçtikçe azalması yerine daha da şiddetlenerek insanın derinlerine kök salan bir duygudur. Bu yüzden de Hristiyanlığın yedi ölümcül günahından, Dante’nin Cehenneminde hiçbir merhametin olmadığı cehennem katlarından biridir.

 

 

Sosyal Psikolog Eric Fromm’a göre; açgözlülük insanı içten içe tüketen dipsiz bir çukurdur. İnsanlar gelecekleri ile ilgili amaçlara, değerlere ve endişelere sahiptir. Bundan dolayı her insan belli bir ölçüde açgözlüdür, bazıları yemeye, paraya, mülke, şöhrete; bazıları da ilgiye, hayranlığa, sekse… Her insanın içinde doyuma ulaşmak isteyen bir açgözlülük dürtüsü vardır. Ancak burada önemli olan açgözlülük seviyelerinin bulunduğu noktalardır. Çünkü belli bir seviye hem insanların hem de toplumun gelişmesi için gereklidir. Ancak bu dürtünün çok yüksek ya da çok az olması birçok sıkıntıyı da beraberinde getirecektir.

 

 

Gün geçtikçe artan rekabet insanın açgözlülük seviyesini de yükseltmektedir. Çünkü bir başkasının başarısı diğer tarafın başarısızlığı olarak algılanmakta, ulaşılan amaçla yetinmek başarıya giden yolda en büyük engellerden biri olarak görülmektedir. Bu yüzden istediğini elde eden kişi hemen bir sonraki şeye gözlerini diker. Sosyal Psikolog Sheldon Soloman’a göre; bu çağda egonun aldığı biçimde arzularını tatmin edemeyen kişi kaybetmiş sayılmaktadır ve hiç kimse bir şeylere yeterince sahip olduğunu iddia edememektedir. Bu yüzden de insanların ya doyum noktaları belirsizleşmiş ya da insanlar doyum noktalarına karşı bağışıklık kazanmışlardır. Kısaca; günümüzde arzunun nesnesi artık tatmin değil, arzunun kendisi haline gelmiştir. Tüketim toplumu adı altına gizlenen açgözlülüğün, kontrol edilemez boyutlara ulaşması stresi, bitkinliği, depresyonu ve umutsuzluğu da beraberinde getirmiştir. Bunlarla baş etmeye çalışan toplum bireylerinde veya toplum kültüründe kumar, istifçilik, hile, hırsızlık vb. gibi çok fazla sorunlu davranış ortaya çıkmaktadır. Çünkü açgözlülük akıl, şefkat ve sevgiyi geçersiz kılarak hem toplumun hem de bireylerin inşa ettiği değerleri derinden sarsar.

 

 

Pek çok iktisatçı, açgözlülüğün ekonomik kalkınma için gerek duyulan itici güç olduğuna inanma eğilimindedir. Çünkü insanlar kendi çıkarlarını maksimize etmeye heveslilerdir. Bu yüzden de sahip oldukları şeylerden asla memnun kalmazlar. Ortaya çıkan memnuniyetsizlik duygusu ile de bireyler performanslarını yükseltirler böylelikle toplumsal gelişmeye de fayda sağlarlar. Ancak açgözlülüğün bireysel performansı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığına ilişkin eksik halkalar vardır. Çünkü açgözlülük duygusu insanların dağıtımsal adalet algısını bozarak bireylerin işlerine yoğunlaşmasına engel olabilir. Fakirliğin bir alt sınırı olmasına rağmen zenginliğin bir üst sınırının olmaması ve bir türlü tatmin olmayan açgözlülük duygusu birleştiği zaman kişiler, kendi kişisel çıkarları için başkalarını manipüle etme başkalarına ihanet etme eğiliminde olurlar. Toplumda oluşan kuvvetli güvensizlik ve adaletsizlik duygusu ise toplumsal gelişmeye katkı sağlamadığı gibi gelişmeyi baltalayabilir de.

 

 

Piyasalarda işlem yapan yatırımcılar Wall Street piyasasının sadece korku ve açgözlülük duygusu ile yönetildiğine dair söylenmiş eski sözü duymuş olabilirler. Peki, neden bu iki duygu bu kadar önemlidir? Yatırımcıların birçoğu kısa sürede zengin olmak ister bu yüzden de popüler olan bir yatırım aracına açgözlülük dürtüsü ile rasyonellikten uzak yatırımlar yapmaya başlar. Açgözlülüğe dönüşen yatırım algısı ise piyasalar çöktüğünde yerini korkuya bırakır. Korku da açgözlülük gibi yatırımcıları rasyonellikten uzak kararlar vermeye iter. Kısaca bir duygu yerini diğer duyguya bırakmıştır. Bu iki duygu arasında şekillenen piyasalarda ise yatırımcı nasıl davranacağını bilmeden hareket etmeye başlar. Çünkü yapılan bazı araştırmalarda korkunun ve açgözlülük duygusunun beyinde değişim isteğini kışkırttığı gözlemlenmiştir. Çoğunlukla beynin değişim için yatırımcıya yaptığı baskıya dayanamayan yatırımcı, büyük bir açgözlülük hırsıyla aldığı yatırım araçlarını korkuyla satar.

 

 

Piyasalarda açgözlülüğün sebep olduğu çok fazla balon örneği bulunabilir ancak bunlardan en önemlisinden biri Dot-com balonudur. 1990’lı yıllarda insanlar “bilgi toplumundan” bahsetmekteydi. İnternetin günümüzdeki hali ile kullanılmaya başlanma tarihinin 1989 yılı olduğunu düşünürsek, bilgi toplumu kavramı o dönemde birçok insanın göz ardı edebileceği bir konuydu. Fakat zaman ilerledikçe internet alanında yaşanan gelişmeler ümit verici olmaya başladı ve her rasyonel yatırımcının yapması gerektiği gibi yatırımcılar bu alana yatırım yaptı. 2000’li yıllara gelindiğinde insanların rasyonel yatırım kararları yerini kolay yoldan zengin olma düşüncesine bıraktı. İnsanlar bu düşüncenin kendilerinde yarattığı açgözlülük ile bir kaynağa doğru, normalin üzerinde bir hızla akın ediyordu. Ortaya çıkan bu çılgınlıktan dolayı o sırada borsada işlem gören 400’e yakın internet şirketinin toplam değeri 1,3 trilyon dolara ulaşmıştı. Bu yükselişler yatırımcıların ilgisini daha da çekmişti hatta yatırımcılar her yeni girişimin daha ilk günden milyonca dolarlık potansiyele sahip olduğuna inanmaya başlamışlardı. Yatırımından kar eden yatırımcı elde ettiği karı beğenmemeye ve hisse senetlerini satmak yerine daha da fazlasını istemeye başlamıştı. Tarih 10 Mart 2000’i gösterdiğinde göz alıcı fikir olan “kısa yoldan zengin olma hayali” yatırımcılarda tam bir kâbusa dönüştü. Balonun patlamasıyla Amazon hissesinin fiyatı 107 dolardan 7 dolara kadar geriledi. Bu düşüşe rağmen Amazon şanslı şirketlerdendi çünkü birçok şirket battı ve ne yazık ki batarken peşlerinden yatırımcıları da götürdü. Kimi araştırmacılara göre Dot-com balonu 2001 yılında bitti kimilerine göre ise 2008 krizinin temelini attığı için 2012 yılına kadar devam etti.

 

 

Açgözlülük duygusu insanlık tarihi kadar eski bir duygudur bu yüzden de insanlık var oldukça da devam edecektir. John Steinbeck demiştir ki:

 

 

“İnsanlarda hayranlık duyduğumuz şeyler, kibarlık ve cömertlik, açık kalplilik, dürüstlük, anlayış ve duygudaşlık gibi nitelikler, aynı zamanda sistemimizdeki arızanın da ayrılmaz parçaları. Nefret ettiğimiz özellikler, kurnazlık, hırs, açgözlülük, gaddarlık, bencillik ve menfaatçilik ise başarının anahtarları. İnsanoğlu ilkinin kalitesine hayranlık duyarken, ikincinin meyvelerine bayılıyor.”

 

 

Steinbek’in bahsettiği meyveler insanlarda o kadar ilgi uyandırmıştır ki; günümüzde kişisel büyüme, sermaye büyümesi ile takas edilmiştir. Sorun insanların maddiyata karşı istekli olması değildir sorun bu isteğin aşırıya kaçmasıdır. Ancak insanların birçoğu aşırılık çizgisine oldukça kolay ve fark etmeden geçebilmektedir. Bu yüzden de yatırımcı portföyünün ölümcül darbe almasına neden olan şeyler; rasyonellikten uzak, devamlı yapılan hatalardır, gerisi sadece piyasa da değişen balonunun ismidir. Yatırımcılar portföylerinde oluşacak zararlar için suçlayabilecek birçok neden bulabilirler ancak piyasada ne olursa olsun portföyün nihai karar vericisi gene yatırımcılardır. Bu yüzden de zararınızın sebebini oluşturan dış etkenlerden önce kendi davranışınızın nasıl olduğuna bakmak bir sonraki yatırımınız için daha olumlu katkılar sağlayabilir.

 

 

Yatırımcılar hisse senedi analizleri yaparken toplumda yaşanan gelişmeleri göz ardı edebiliyorlar. Ancak; bireysel başlayarak, topluma yansımış olan açgözlülük gibi derin duyguların olduğu ortamlarda, konjonktür dalgalanmaların sebepleri iyi analiz edilmelidir. Eğer zenginleşme kavramı toplumun sadece belli kesimini tanımlıyor ve geri kalan kesim bu kesimin doyumsuzluğunu doyurmak için uğraşıyorsa orada piyasalara güven duymak riskli hareketlerden biri olacaktır. Peş peşe gelen olumsuz haberler piyasayı etkilemiyor gibi gözükebilir ancak bir gün uyandığınızda dikkate almadığınız bir haber sizi ve portföyünüzü uzun süreli kâbusa sürükleyebilir. Kralın hikayesini unutmayın, açgözlülük o kadar derine işlemiştir ki; ne 100 ağaç ne 28 koru ne de milyar dolarlar yetmiştir uğursuz kralı doyurmaya…

 

 

“Herkes biraz daha fazla şeye sahip olmak istediği sürece, sınıflar oluşacak ve bunlar da uluslararasında savaşlara yol açacaktır. Çünkü açgözlülük ile barış bir arada olamaz.” Erich Fromm

 

 

Cemre,

 

 

 

 

 

 

 

Kaynaklar

 

BURTON N. “Is Greed Good?- The Psychology and Philosophy of Greed”, 2014.

 

GUNGOR, M. “Hıristiyanlıkta Yedi Ölümcül Günah”,2014.

 

RUBEN, E. “İktisadın Unuttuğu İnsan”,2017.

 

ONCEL,U. “Dot-com Balonunun Tarihçesi”,2014.

 

YALCIN,N. “Yunan Mitolojisinin Doymayan Kralı: Erysikhthon”,2018. http://www.mistikalem.com/mitoloji/yunan-mitolojisinin-doymayan-krali-erysikhthon-haberi-10806

 

ZHU,Y. SUN,X. LİU,S. XUE,G. “Is Greed a Double-Edged Sword? The Roles of the Need for Social Status and Perceived Distributive Justice in the Relationship Between Greed and Job Performance”,2019.

 

 

 

Yapı Kredi Yatırım: Piyasalarda Reflasyon ve Enflasyon Fiyatlanacak

 

Warren Buffett yatırımcıları uyardı: Enflasyon dalgası geliyor

 

Ak Yatırım Hisse Stratejisi: Mayıs ayı dalgalı geçebilir

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları