Çetin Ünsalan Yazdı: ‘ABD sosyal bir devlet olmadığı için…’
22 Mayıs 2025Türkiye dün Büyükçekmece açıklarında yaşanan sarsıntıyla birlikte depremi tekrar hatırladı. Günlerce ekranlarında fay tartışmaktan başka bir şey yapmayan televizyon kanallarından biri canlı yayında doğal olarak gündemini hemen sıcak habere çevirdi.
Buraya kadar anormal bir şey yok. Fakat canlı yayındaki konuklardan biri olan, çok tanınmış bir gazetenin genel yayın yönetmeni, konuyu yorumlarken, döndü dolaştı embedded özelliği sergilemek için akla ziyan bir yoruma başladı.
Mealen dedi ki: ABD, sosyal bir devlet olmadığı için, orada ne yarısı bizden kampanyaları var, ne gerekli yardımlar söz konusu, ne de bizde olan yaklaşımları orada görmek mümkün. El insaf be kardeşim.
Bunu sokaktaki vatandaş, kıraathane sohbetinde söylese ‘olabilir’ diyeceğim. Ama bir gazetenin genel yayın yönetmeni, muhakeme yeteneğini bu ölçüde sergiliyorsa, mesleğe mi yanayım, orada çalışan meslektaşlara mı bilemedim.
ABD sosyal bir devlet ya da değil. Bu bizim meselemiz olmadığı gibi, konunun bu kadar sığ tartışılması gerçekten ayıp oluyor. Günlerce bu ülkede, vatandaşın gözünün içine baka baka deprem fay hattı tartışıldı. Bilim insanlarının kendi arasında yapması gereken bir tartışma, reyting uğruna ekranlara taşındı.
Reyting amaçlı diyorum çünkü, bu tartışmanın kimseye faydası olmadığı gibi, kimsenin fay ile ilgili yapacak bir şeyi de yok. Elbette daha önce yerel bir belediyenin meclisinde, meclis kararıyla inşaat yapmak için fay hattının haritadaki yerini tartışmıyorsanız.
Şüphesiz o sulara girmek mümkün değil. Ama buradan iktidar yanlısı bir tutum sergilemek için, kişi başına geliri 2024 rakamlarıyla 86 bin 600 dolar olan bir ülkenin insanlarının olanaklarıyla, çoğunluğu açlık sınırının, tamamına yakını da yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların çözümünü aynı kefede yorumlayamazsınız.
Ayrıca siz bu ülkede kıt kanaat geçinme gücünü bile kaybetmiş insanlara yönelik, dar gelirliye 2 milyon TL, orta gelirliye de 6 milyon TL’den başlayan evler satmaya kalkarken, Amerikalı ülkesinde 200 – 300 bin dolar bandında müstakil ev sahibi olabiliyor.
Hemen dolar kuruna vurup da hesap yapmaya kalkmayın. Çünkü onlar TL kazanıp, dolar harcamıyorlar. Kendi para birimleri üzerinden, bizim 300 bin TL’ye ya da 300 bin birime ev sahibi olup olmamız ile üzerinden bir tartışma yürütmek durumundasınız.
Aksi takdirde bir genel yayın yönetmeni bu muhakemeden yoksun ise, ya bilmeden konuşuyor demektir ya da Sedat Simavi’nin deyimiyle ‘gerektiğinde kalemini kır ama asla satma’ prensibini unutmuş anlamına gelir. Biraz izan lütfen…