Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Merkez’in satır arası vurgusu…’
20 Eylül 2024FED beklenenden daha hızlı bir faiz artışı yapınca, uzun zamandır ülkemizde faiz indirimi isteyen koro, bizim Merkez Bankası’nın da tıpkı Körfez’deki gibi düşüş yönünde hamle yapacağını düşündü.
Bunda en etkili sav, ekonominin kredilendirme yoluyla hareketlendirilmesi ihtiyacı olarak ortaya konulurken, bir yandan da muhtemelen diğer yatırım araçlarının cazibesi üzerinden hesap yapılıyordu.
Arka arkaya düşen enflasyon oranları, bunun için zemin hazırlamıştı ve neredeyse yüzde 1 açıklanan enflasyonun altında kalan faiz için, şimdi olmasa da, bir sonraki toplantı için zemin hazırlanıyordu.
10’ar puan enflasyon düşürürseniz, elbette birileri de yaptığınızın farkında olup, bundan para kazanmanın hesaplarını yapacaktır. Fakat Merkez Bankası beklentilere paralel bir şekilde politika faiz oranlarını ellemedi.
Bununla ilgili de geleceğe yönelik ön alma cinsinden yorumlar gecikmedi. Hatta açıklanan bilgi notu üzerinden değişen vurgulara atıfta bulunularak, bir faiz indirimi için niyet okumaya girişildi.
Öncelikle gerçekten şaşkınlıkla izliyorum. Kimsenin inanmadığı bir enflasyon oranı üzerinden, ekonomiye etkilerinin ne olacağı düşünülmeden faiz indirimi konuşuyor olmak, garip.
Zaten ortada aşırı değerli bir Türk Lirası gerçeği varken, bir de buna faiz riskini katmak ne kadar anlamlı? Reel ekonomiye inanan biri olarak elbette faiz oranlarının yüksek olmaması gerektiğine inanıyorum.
Ama bununla birlikte paranın da bir maliyeti olduğunun ve değerinde olan kavramının daha kıymetli olduğu inancındayım. Şu an açıklanan değil, yaşanan enflasyon ve aradaki farktan kaynaklanan belirsizlik nedeniyle ortaya çıkan öngörüsüzlük zaten sıkıntı bir başlık olan enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratmaya yeterli düzeyde.
Rakamlar ve veriler sanki gerçekmiş gibi hareket ederseniz, size dönüp sorarlar: Politika faizini yüzde 8,5’e kadar düşürdün de ne oldu? Şayet bir hamle ekonominin gerçekleriyle bağdaşmıyorsa, getireceği tek şey daha büyük faturalardır.
Nitekim enflasyondaki direnç, Merkez Bankası’nın da odaklandığı husus. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyondan söz etmeye devam etsin, aslında enflasyonun ve fiyat artışlarının durmadığı bir realite. Bunu algıyla düzeltemezsiniz.
Bu nedenle faiz kararının ardından yayınlanan bilgi notunda, kimsenin konuşmadığı vurguya dikkatinizi çekmek istiyorum. “TCMB, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetti.”
Kimsenin görmek istemediği ve yok saydığı bu vurgu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Tercümesi şu: Piyasanın gerçekleri ve direnci, enflasyonun açıklandığı gibi gerilemediği ve beklentinin kırılmadığını gösteriyor.
Bu durumda da faiz oranları ya da beklentiler üzerinden tartışmalar yapmak anlamsızlaşıyor. Sürekli dile getiriyorum, bir kez daha altını çizeyim. Ekonomi ve alt kırılımlarıyla mücadele gerçek verilerle yüzleşmeden olmaz. Yaparsanız, elinize geçecek tek şey birileri aradan para kazanırken, geniş kitlelere çıkacak daha büyük faturalardır.