Sosyal Medya

FÖŞ’ün Meşhur Son Sözleri: Erdoğan’ın şansı döndü

12 Mayıs 2023

FÖŞ için artık seçim tahmini yapmanın zamanı geldi de geçiyor.  Çeşitli YouTube kanalları ve özel müşterilerime gönderdiğim raporlarda hafta içinde görüşümü açıkladım.  Bu makalede de tarihe not düşeceğim. Her zaman Erdoğan’ın en büyük varlığının karizması, acımasızlığı veya Makyavelist taktik zekası değil, şansı olduğuna inandım. Muharrem İnce’nin son dakikada yarıştan çekilme kararı, Erdoğan’ın şansının tükendiğini gösteriyor.

 

Erdoğan için zafere giden tüm yollar tıkanmış durumda. Ya anketlerin tersine, 20 yıldır ona destek veren sadık kitlenin sırtında, alın teriyle,  mucize bir zafere imza atacak, ya da OHAL ilan ederek seçimi iptal ettirecek, başka yolu yok.

Cumhur İttifakı (Cİ, Millet = Mİ) TBMM’de salt çoğunluğu elde etmek için hala küçük bir şansa sahip (%20’den fazla değil), bu Erdoğan’ın  bir süreliğine iktidara  dönüş umutlarını canlı tutabilir, yargılanmasını geciktirir, hatta AKP’ni dağılmasını engelleyebilir (ama MHP dağılacak). Velakin 6 Mayıs Erzurum provokasyonundan sonra, rakip Mİ’nın TBMM seçimlerinde  sürpriz yapmaya daha yakın olduğunu düşünürüm.

Seçim maratonunun ilk gününden bu  yana, insani açıdan mümkün olduğu kadar kişisel görüşlerimi analizimin dışında tutmaya çalıştım. Vardığım sonuçlarda neredeyse yalnızca anket sonuçlarına ve uzman görüşüne dayandım.  Son sözlerimde de içgüdülerimden sıyrılıp Metropoll ve KONDA tarafından yapılan iki kritik anketin sonuçları ve İnce’nin çekilmesinin cumhurbaşkanlığı yarışını nasıl etkileyeceğine dair yorumlara dayanarak tahmin sunuyorum.

Başka bir deyişle, tahminlerimden istatistik biliminin beni götürdüğü noktaya kadar eminim. Anketlere referans vermeden yapılan seçim tahminlerini de kesinlikle ciddiye almıyorum. Bunlar Erdoğan döneminde yayılan bilimi inkar ve küçümseme modasının en vahim örnekleri olarak tarihe geçecek.

Metropoll ve KONDA’ya diğer anket kuruluşlarından daha fazla ağırlık veriyorum, çünkü tahmin sicilleri ortalamadan daha iyi  ve her ikisinin de CEO’ları kamuoyuna yaptıkları yorumlarda tarafsızlığını korudu. Perşembe günü kamuoyuyla paylaşılan anketlerde, kararsızlar dört adaya dağıtıldıktan sonra, her iki ankette de Kılıçdaroğlu’nun (KK) %49 gibi bir skorla önde olduğu gözlendi.  Cuma sabahı basında çıkan 6  anketin ortalaması da KK’nın en geç 2ci turda zaferi ilan edeceğini tescil ediyor.

İnce’nin çekilmesinden bu yana izleyebildiğim uzman yorumunun özü, KK’nun ilk turda kazanma şansının arttığı yönünde. Dolayısıyla KK’nun ilk turda kazanma ihtimalini %65 olarak tahmin ediyorum. %35 olasılıkla ikinci tura kalan yarışta KK, 28 Mayıs’ta %80 olasılıkla ipi göğüslüyor.

 

 

TBMM seçiminde görünüm hala bulanık. Anketlerde ifade edilen oy oranlarından yola çıkarak hangi ittifakın kaç sandalye kazanacağını hesaplamak imkan dahilinde değil.  Sandalye simülasyonları, tahminlerde hata payını genişletecek ölçüde nadir.

Son 3 haftada taradığım sandalye simülasyonlarını kafamda kararak şu sonuçlara varıyorum:

  • Cİ en büyük grup olacak, ancak KK’nun TBMM’ne yolladığı yasa taslaklarını engellemek için gerekli olan 301 sandalyeye ulaşamayacak: %40 ihtimal.
  • Cİ 301 veya daha fazla sandalyeye ulaşacak: %20.
  • Mİ en büyük grup olacak: %30.
  • Mİ 301 sandalyeye ulaşacak veya aşacak: %10.

Sonuç olarak, TBMM’de Mİ artı Yeşil Sol ve bileşenlerinin iktidarı devralma olasılığı %80’dir.  Mart 2024 yerel seçimlerine kadar tanımladığım kısa vadede, iki ittifakın büyük aksaklıklar olmadan işbirliği yapacağını tahmin ediyorum. Eğer Mİ liderlerinin iddia ettiği gibi   KK’nın “Yıldırım Savaşı” kıvamında icraatı çantadaysa,  TBMM kolaylıkla ve hızla yasa çıkarır.

Anketler bizi yanıltır mı?

2015 seçimlerinden bu yana anketler seçim sonuçları hususunda YALNIZCA bir kez yanılttı. Bu istisna, AKP’nin anket ortalamalarının 7 puan üzerinde oy aldığı Kasım 2015 genel seçimleriydi. Kamuoyu yoklamaları Hendek Savaşları’nın vatandaşta neden olduğu beka kaygısını yakalayamadı. Şimdi de bir çok uzman “dip dalgadan” bahsediyor,  ama anket ortalamalarından BÜYÜK  sapmaya yol açabilecek gizli trendi  çok arasam da bulamıyorum.

KK ve Mİ lehine küçük sapmalara yol açabilecek bir olay var. 6 Mayıs’ta Erdoğan’ın kışkırtmasıyla Erzurum’da İmamoğlu’na taş yağmuru tarihe geçecek bir aymazlıktı. KONDA ve diğerleri, bu olayı sürprizleri tetikleyebilecek bir faktör olarak nitelendiriyor. Tahmin sicili önceki seçimlerde test edilmemiş ancak görüşlerinden tarafsız olarak algıladığım TEAM, olaya yönelik kamuoyu öfkesinin KK’nın yelkenlerini dolduracağını öne sürüyor. Bazı kararsızlar ve İnce seçmenlerinin Mİ’na göç etmesiyle, Cİ’nın TBMM’de beklenen performansın gerisinde kalması olasılığına %30 derim.

Bu aşamada 600 sandalyeden en fazla 30’unun gerçekten rekabetçi olduğu göz önüne alındığında (diğerlerinde çok büyük oy dalgalanmaları bile sandalye dağılımını değiştirmiyor, KK’nun Erdoğan kadar şansı varsa, Mİ şu anda tahmin ettiğim gibi 250 değil,  270 sandalye kazanarak kıl payıyla en büyük grup olur.

 

 

Erdoğan kaybeder de, gider mi?

Her ne kadar artık öldürücü migren krizleri hayatımın parçası olsa ve seçim analizi takip etmekten  akıl sağlığımı kaybetmenin eşiğinde olsam da, 190.000 sandıkta en az 400 bin muhalefet yanlısı gözlemcinin hazır olacağı bu seçimde hile olasılığına HİÇ inancım  yok. Sandık gözlemcilerinin hepsinde ıslak tutanakları genel merkezlerine anında bildirmek için son teknoloji uygulamalar var. Depremden sonra burnuna  kadar VPN kullanan bir ülkede sosyal medya platformlarını kapatmanın da sonuca çok az etkisi var.

Sex kasetleri, sahte afişler, diğer kara propaganda yöntemleri zaten çok geniş ölçekte uygulandı ve özellikle Anadolu’da İslamcı-muhafazakar seçmenin Erdoğan’a sadakatini pekiştirdi. Daha bilinçli olan kentli seçmen ve sosyal medyayı ana rahminden bu yana kullanan gençlik, bunlara güler geçer. Eğer sosyal medya üzerinden seçime nüfuz etmek mümkün olsaydı, 2014’ten bu yana Gülenciler, Sedat Peker ve şimdi de Ali Yeşildağ ve benzerleri Erdoğan’ı sandıktan silmişti.

Erdoğan’ın Konya’da tekrar etmeye çalıştığı ve başarılı olamadığı Erzurum provokasyonu, milletin huzursuzluk istemediğini ve sandık sonuçlarına büyük ölçüde barışçıl şekilde uyacağını açıkça gösteriyor.

Erdoğan’ın seçimi çalmasının TEK yolu, resmi olarak bir OHAL veya Sıkı Yönetim ilan ederek Ordu’yu seçimleri erteleme projesine dahil etmek olur. Ordu böyle bir suça ortak olmaya kesinlikle istekli değil. Ayrıca, Erdoğan istikrarsızlık algısı ve zemini oluşturmakta çok geç kaldı.  Vatandaş seçim bir an önce bitsin de işimize bakalım havasında.

Yine de seçimlerin uzayarak huzura ve ekonomiye büyük zarar vermesini içeren, küçük olasılıklı bir ara-senaryo var.  KK %0.5’in altında bir farkla kazanırsa, Erdoğan sonuçlara itiraz edecek ve oylamanın iptal edilmesi için YSK’na baskı yapacak. YSK’nun ona itaat etmeyeceğini kesin olarak iddia edemem, ancak geçen hafta aldığı sandık tutanaklarını polise teslim etmemek  türü teknik kararlar bana genel olarak inanıldığından daha bağımsız olduğunu gösteriyor.

Yine de, Erdoğan muhalefet seçmenini sindirmek, orduyu çatışmanın içine çekmek  veya ilk turu tekrarlatmak için yeni provokasyonlar peşinde olabilir.  Velakin, İnce’nin çekilmesi, böyle bir senaryonun olasılığını önemli ölçüde azalttı, çünkü yarış ilk turda sonuçlanırsa, Kılıçdaroğlu’nun toplam oyların %51 veya daha fazlasını alması muhtemel.

Birey kader planını kendi seçer. Kimi taksitle yaşar hayatı, kimi de peşin peşin. Erdoğan taksitleri ödeyemedi. Pazartesi günü haciz geliyor.

 

FÖŞ

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları