Sosyal Medya

Veri Delisi: Türkiye Ekonomisinin Yapısı

7 Nisan 2022

Türkiye Ekonomisinin Yapısı | Prof.Dr. Özgür Orhangazi

2020 yılınd Prof.Dr.Özgür Orhangazi tarafından yazılan ve İmge Kitapevi tarafından  yayımlanan “Türkiye Ekonomisinin Yapısı” kitabı hakkında kısa bir yazı…

Kitapta yer alan çalışmaların bir kısmı hocanın daha önce yazdığı makalelere dayanmaktadır. Bu makalelere ulaşmak için hocanın web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Özgür hoca ilk bölümde; büyük buhrandan bugüne kadar dünya ekonomisinin geçirdiği evrimi kısaca özetliyor ve bu evrimin içerisinde Türkiye Ekonomisinin yerini gösteriyor.

Özellikle Cumhuriyetin ilk dönemine ilişkin yazılanları çok önemli görüyorum. Bunlardan bazıları:

Sayfa 62:

Cumhuriyet’in  ekonomi politikalarının ana unsuru : belirli alanlarda imtiyazlar tanınarak ” yerli ve milli” sermayedarların yetiştirilmesi, güçlendirilmesi ve önlerinin açılması iken özel sermayenin gücünün yetmediği alanlarda devletin doğrudan yatırım yapmasıydı.

Tahmin edeceğiniz üzerine ” yerli ve milli” sermayenin hedefi sanayileşme değil karlılıktı.Gülten Kazgan hocanın kitabından bir alıntı alınarak bu durum taçlandırılıyor.

Sayfa 63:

Kambiyo spekülasyonu (özellikle Ankara’nın kuruluşuyla bağlantılı olarak) arazi spekülasyonu, serbest gümrüksüz ithalat ‘aday’ları zenginleştirdi, ama üretimi artırmaya yönelik yatırımlar yapan işadamı takımı orataya çıkarmadı….

Sonuç olarak bu dönem; devletin ağırlığının hissedilse de özel kesime odaklanılan  ve serbest ticaretin ana unsur olduğu bir dönemdi.

Üçüncü bölümde 89 yılından başlayarak Türkiye ekonomisinin yaşadığı krizler hocanın gözünden anlatılıyor. Bu anlamda ana akımın 1990 yıllarda yaşanan krizlerin başlıca sorumlusu olarak doğrudan kamu kesimi açıklarını görmesini doğrudan eleştiriyor. Bu yaklaşım çözüm yolu olarakta, kamu harcamalarının kısılmasını, KİT lerin satılmasını ve devletin piyasadan çekilmesini politika çözümü olarak ortaya koyuyor. Geldiğimiz noktada başarılı olduklarını da görüyoruz.

Sayfa 93

Kamu açıkları kendiliğinden yahut salt kamunun beceriksizliğinden ortaya çıkan açıklar değildir. Bunlar, toplumdaki bölüşüm ilişkilerini ve sınıfsal çatışmaları da yansıtır.

Dördüncü bölümde dış sermaye girişlerine bağımlı borç ekonomisinin özellikleri anlatılmaya başlanıyor. Bu bölümün tüm iktisat öğrencilerinin okuması gerekiyor.

Ülkemize gelen dış sermaye girişlerinin doğrudan yatırımlardan ziyade sıcak para olduğu, doğrudan yatırımların yeni bir yatırım yapmaktan ziyade var olan şirketlerin ucuza alınmasına yönelik olduğu grafiklerle desteklenerek anlatılıyor.

Dış sermaye girişlerinin etkileri 3 lü mekanizma içersinde aşağıdaki gibi anlatılıyor:

1- Finansal varlık ve gayrimenkul fiyatlarının artması

2-Faizlerin düşmesi

3-Dış borçlanmanın artması

dav

Dış sermaye girişlerinin cari açık üzerindeki etkileri 2 li mekanizma içersinde aşağıdaki gibi anlatılıyor:

1-TL’nin değerlenmesi dolayısıyla ithalatın artması

2-Yurt içi faizlerin düşmesi nedeniyle artan yatırım ve tüketimin bir kısmı da ithalata gidiyor.

Bu bölümde ana akımın , cari açığın nedeninin düşük tasarruflar olduğu tezi eleştiriliyor.

Sayfa 113:

Önce Türkiye ekonomisi tasarruf açığı veriyor ve peşinden dış sermaye girişleri yaşanıyor olmayıp artan dış sermaye girişleri sonucunda yaşanan talep ve kredi genişlemesi sonucunda tasarruf açığı artmakta ve artan üretim ve tüketimin ithalata bağlı olması dış ticaret açıklarına neden olmaktadır.

Tüm bu mekanizmalar değerlendirildiğinde Türkiye ekonomisinin kısa dönemli büyüme sürecinin algoritması aşağıdaki gibi değişmektedir.

dav

Hocanın Türkiye ekonomisine dair anlattığı tüm mekanizmaların basitleştirilmiş şemasını aşağıda görebilirsiniz.

dav

Beşinci bölümde inşaat odaklı büyümenin nedenleri ve sonuçları üzerinde duruluyor.

Hocamız burada 4 temel neden sıralıyor; Kentli nüfusun artması,ipotekli kredilerin yaygınlaşması, artan emlak fiyatları ve en önemlisi hükümetin inşaatı merkeze alan politikaları..

Sayfa 147’deki notları önemli görüyorum.

Altıncı bölümde sanayi ve tarımdaki durum anlatılıyor. Sanayi için erken sanayisizleşme ve tarım için bu sektörde sürekli dış ticaret açığı verilen bir yapıya gelindiği gösteriliyor.

Burada bitiriyorum. Daha fazlasını merak ediyorsanız.

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları