Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Eksi bakiye ekonomisi…’

19 Kasım 2025

Türkiye ekonomisinde yıllardır şahlanmaktan en zorun geride kaldığına, paranın adresi olmaktan yatırımcıların sümen altında bekletilmesine, vatandaşın konforunun artmasından ihracat patlamasına kadar bir dizi başarı benzetmesini dinleyip duyuyoruz.

Hatta rivayet o ki, kişi başına gelirimiz 17 bin dolar olmuş bizim haberimiz yok. Fakat para gelirken tüketim ekonomisini uygulayan., elde avuçta ne varsa özelleştirme adı altında satan, para kesildiğinde imtiyaz gibi yap – işlet devret usulü işlere imza atan ülke eksi bakiyedren kurtulamıyor.

Vatandaşın zenginleştiği söylenirken, nüfusunun büyük bir bölümü yoksulluk sınırına yaklaşamayan, önemli bir bölümü de açlık sınırının altında yaşayan, buna karşılık 25 milyon icra dosyası olan, kuru sabit tutmak için yüksek faiz ödeyip, bütçe açığı patlatan fotoğraf görmezden geliniyor.

Rekor kırdığımız söylenen ihracatta bile Türkiye kazanç ortalamasının 40 yıldır 1,4 dolar / kg olduğunu bakmaksızın, dış ticaret yapımızdaki sakatlıkları görmeden, ihracat yaptıkça dış ticaret açığı verip, cari açık finansmanı sorunu yaşayan bir ekonominin gölgesinde sefalet endeksine düştüğümüz de konuşulmuyor.

Fakat aradan geçen bu kadar yıl boyunca yurtdışı yükümlülükler ile alacaklar arasındaki fark yine eksi 327 milyar dolar olarak açıklanıyor. Reel sektörün rekabet edebilme özelliğini yitirmiş, vatandaşı borçlarını döndürme telaşına düşmüş bir ekonomide, tarım ülkesiyken ithalatçı olmuş bir yapıya nasıl dönüştüğümüzün de açıklaması yapılmıyor.

Ülke yıllardır, tüm söylemlerin aksine eksi bakiyeden kurtulamıyor. Eksi 327 veya eksi 300’ün üzeri neydi? Varlık Fonu’nun kurulduğu rakamlar.

Dünyada varlık fonuna sahip ülkelerin artı veren yapısı göz ardı edilerek, yurtdışından borçlanmak yerine kendi kaynaklarıyla kalkınmayı esas edinen yapı görmezden gelinerek, eksi bakiyeyle fon kurarsanız, o fon sadece borçlanma karşısında teminat olur ve o da fakirleşmenin, gizli yoksulluğun bir diğer tarifidir.

Bütün bunların ardından halen ülkede çalışan hakları fiiliyatta tamamen yok edilmişken, çalışandan yana olduğunu söylemek, emekli açlık sınırının yarısındayken emekli yılı ilan etmek, ekonomik nedenlerden dolayı boşanmalar patlamışken aile senesini duyurmak en azından insafla bağdaşmıyor.

Tüm bunların gölgesinde başladığımız noktada, yine eksi bakiyedeyiz ve bu kimseyi rahatsız etmiyor. Varlık Fonu eksi bakiyeyle kurulurken verdiğim bir röportajda bu iş Düyunu Umumiye’ye kadar gider, yapmayın diye uyarmıştım.

Bugün dağıttığımız imtiyazlar, özelleştirme adı altında limanı kalmayan bir ülke, milyar dolar için kapı kapı dolaşıp serseri para dışında yatırımcı çekemeyen bir fotoğrafın tam ortasında artık en azından bir özür dilenmesi gerekmiyor mu?

Ama bırakın özür dilemeyi, biz halen başarılı ekonomi palavrası dinliyoruz. Yazık oluyor bu memlekete.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Taahhüdün taahhüdü olur mu?Çetin Ünsalan Yazdı: Taahhüdün taahhüdü olur mu?

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Akıl terine yatırım yapalım...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Akıl terine yatırım yapalım…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Pazarda, markette haberinden vazgeçin...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Pazarda, markette haberinden vazgeçin…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Destek piyasa borçlarına verilsin...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Destek piyasa borçlarına verilsin…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları