Erol Taşdelen Yazdı: Ekonomik Programın “Geçici Yan Etkileri”… Gerçekten Geçici mi?
27 Mayıs 2025Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ifadesiyle, Türkiye’nin yeni ekonomi programı “doğru yolda” ancak “geçici yan etkiler” içeriyor. Bu açıklama, ekonominin içinde bulunduğu zorlayıcı koşulları kabul etmenin yanı sıra, ortaya çıkan sorunların yönetilebilir ve geçici olduğu mesajını da içeriyor. Peki, sahadaki göstergeler ne söylüyor?
1. Güven Eksikliği:
Ekonomide öngörülebilirliğin azalması, özellikle KOBİ’lerde ve yatırımcı tarafında ciddi bir güven boşluğu yarattı. Reel sektör “yarın ne olacak” sorusunun cevabını alamıyor. Bu belirsizlik ortamı, yatırım kararlarını ve planlamaları sekteye uğratıyor.
2. Vadeli Satışlar Durdu:
Ticaretin en temel unsurlarından biri olan vadeli satış sistemi çökmüş durumda. Enflasyon ve faizlerin oynaklığı, fiyat belirlemeyi imkânsız hale getiriyor. Bu da piyasada nakit döngüsünü bozan en kritik sorunlardan biri.
3. Kredi Mekanizması Kitlendi:
Bankalar kredi musluklarını kısarken, reel sektör finansmana ulaşmakta büyük sıkıntı yaşıyor. Faiz oranlarının yüksekliği ve krediye ulaşımın zorlaşması, işletmeleri ya küçülmeye ya da alternatif (ve genelde yasa dışı) finansman kanallarına yönlendiriyor. TCMB Bankalara dövizde kredilerde %0,5 aylık büyüme sınırı; Türk Lirası Kredilerde %2’de sınırlandırılması kredi kanallarını daraltırken; Ticari Kredi yıllık maliyetleri %60’lara; Bireysel Kredi maliyetileri %70’leri aşmış durumda…
4. Tefeciliğe Dönüş:
Resmi kredi sisteminin daralması, özellikle Anadolu’da “kayıt dışı borç verme” yöntemlerini tekrar canlandırdı. Tefecilik pratiği bazı bölgelerde yeniden yaygınlaştı. Bu durum hem ticari etiği hem de sosyal düzeni tehdit ediyor.
5. Borç Sarmalı ve Takip Artışı:
Vatandaşın gelirleri artmıyor, ama borcu katlanıyor. Bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredilerinde ödemeler gecikmeye başladı. BDDK verilerine göre bireysel kredi takip oranları yılın ilk dört ayında %50 artmış durumda. Vatandaşın 2024 sonundaki Banka Takip borcu 110 milyar TL’den 55 milyar TL artarak 166 milyar TL seviyesine yükselmiş durumda. Üstelik bu artışın içinde bankaların Varlık Yönetim Şirketlerine devir ettiği kredi dosyaları da yok. Bu artış, vatandaşın ekonomik yükünü artık taşıyamadığının göstergesi.
Sonuç olarak:
Bakan Şimşek’in “geçici yan etkiler” vurgusu, yapısal dönüşümlerin maliyetinin bir kabulü. Ancak bu yan etkiler sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik ve psikolojik derinlik de taşıyor. Toplumun dayanma eşiği daralırken, bu “geçici” etkilerin “kalıcı bir hasara” dönüşmemesi için çok daha hızlı ve etkili sosyal tampon mekanizmalar devreye alınmalı.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com