Sosyal Medya

Erol Taşdelen:  ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

3 Temmuz 2025

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

 

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

 

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

 

Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

 

Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

 

Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

 

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

 

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

 

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

 

Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

 

Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

 

Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

 

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

 

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

 

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

 

Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

 

Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

 

Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

 

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

 

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

 

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

Tüketim kültürü ve reklamlar

 

Sosyal medya ve gösteriş toplumu

 

Finansal okuryazarlık eksikliği

 

Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

 

Kısa vadeli politikalar

 

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

 

Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

 

Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

 

Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

 

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

 

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları