Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Enflasyonun ne yaşattığı önemli

19 Kasım 2023

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyon ile ilgili yaptığı değerlendirmede 2026 yılında tek haneli oranları göreceğimizi, bu süre içinde düşüşün süreceğini belirterek adeta sabır istedi.

Öncelikle bu hedeflerin tutması, hepimizin temennisi. Ama işsizlikle mücadele, enflasyonu dizginleme ve büyüme gibi kriterleri ortaya koyarak, hele ki buna bir de satın alma gücünü koruyucu tedbirler alındığını ilave ederek, daha doğrusu bunları sadece söyleyerek işin içinden çıkamazsınız.

Yılmaz’ın sözlerinden anlıyoruz ki 2025’ten önce bir nefes almak mümkün değil. Ayrıca düşecek olanın enflasyon değil, artış hızındaki yavaşlama olduğunun tekrar altını çizmekte fayda var.

Bu süreçte sabır isteniyor olmasını da normal karşılıyorum. Fakat ortada yanıtı verilmeyen bir kaç soru var. Öncelikle o güne kadar vatandaşı, firmaları, esnafı, çiftçiyi, emekliyi, işsizi, öğrenciyi nasıl ayakta tutmaya düşünüyorsunuz?

Vermeyi düşünmediğiniz gelir artışlarıyla bunun pratikte mümkün olmadığını hesaplıyor olduğunuzu umuyorum. Çünkü bunların ayakta kalamaması, aynı zamanda kamu gelirlerinden banka alacaklarına, tedarik zincirinin güvenliğinden çalışma yaşamındaki barışa kadar bir dizi problemin de kronikleşmesine yol açacaktır.

Bir diğer önemli nokta ise enflasyon artış hızının iki yıl sonra yavaşlayacak olması, yıllardır devam eden ama bilhassa 2018 yılından beri uçurum derecesinde hayatın gerçekleriyle kopan satın alma gücündeki yıpranmayı nasıl ortadan kaldıracak?

Cevdet Yılmaz 2024 yılında depremin yaralarını saracağımızı ve sonraki yılda da rahatlayacağımızı ifade ediyor ama, bir önceki yıl yani deprem yokken de bütçeyi yılın yarısında bitirip ikinci bir bütçe yaptık, bu paralar nereye gitti; bunu anlatmıyor.

Vatandaşa gitmediği çok açık. Pandemi sürecinden bu yana açık şekilde ve yok sayılarak yalnız bırakılan bir yurttaş gerçeği ortadayken, dünya ekonomisi zorlu bir süreç yaşarken, insanlar işini kaybettiğinde işsiz sayılmazken ve her geçen gün bankalar başta olmak üzere diğer şahıs ve kurumlara borcu artarken, 2025’i nasıl görmemizi öngörüyorlar?

İstihdam dostu politikalardan bahsediliyor ama istihdam arttırmayı bırakın, özel sektörde mevcut iş gücünü ayakta tutmanın nasıl olacağı hakkında herhangi bir şey söylenmiyor. Yılbaşında yine asgari ücrete zam gelecek ve aynı film yine ortaya çıkacak.

Nedir o? Verenin veremediği, alanın ise işine yaramadığı ve açlık sınırından gezinen maaşlar gerçeği. Bu insanların yaşamasına imkan vermediği gibi, iktisadi açıdan da iç piyasanın tamamen tıkanmasına neden olacak.

Bu nedenle 2024 yılının bir numaralı gündemi işsizliktir. Gizli ya da açıktan yaşanan bu işsizliği, kırılan ödemeler dengesini bugünden görmüyor olmak bahane değil. O gün geldiğinde yine sabır dileyecekseniz zahmet etmeyin. Onun yerine bugün çözüm için kafa yorun. Boş nasihat karın doyurmuyor.

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları