Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Bilge Yılmaz’la kahvaltı anıları

25 Mart 2023

Salı sabahı, ben ve 6 ekonomist meslektaşım IYIP ekonomi politikaları başkanı Bilge Yılmaz tarafından kahvaltıya davetliydik. Sohbetin basına açık kısmından önemli gördüğüm notları sizlerle paylaşmak istedim. Toplantıya katılan meslektaşlarımın adlarını onlardan izin almadığım için açıklamıyorum. Artık kendi elyazımı okuyamadığım için, aktardığım notlar “hafızadan”.  Eğer hata yaptıysam,  toplantıya katılanlardan   şimdiden özür dilerim.

Yılmaz’la daha önce dar ufak bir grup içinde sohbet imkanım oldu. Bilgisi ve tecrübesi zaten  tartışılmaz, fakat aradan geçen zamanda pozitif anlamda siyasi kültürümüze uyum sağladığını düşünüyorum.

CHP ekonomi ekibinin başı Faik Öztrak ve DEVA-Gelecek kadrolarında yer alan ekonomi kökenli isimlerle yakın ve samimi bir ilişki kurulmuş.

Meral Akşener’in Yılmaz’ı kabinede ekonomiyle ilgili önemli bir göreve tayin edeceği izlenimi aldım. Ayrıca, ekonomi konularındaki ittifak-içi pazarlıkları da Yılmaz yürütüyor olabilir.

TCMB başkanı ve bürokraside kritik kadrolar için isimler hazır.  TCMB’nin başına “Eskiden Banka’da görev almış, halen yurtdışında özel sektörde görev yapan” bir uzman teklif edilecek.

Ekonomi bürokrasisindeki kritik kadrolar için liyakat yanında,  geçmişte FETÖ bağlantıları  dikkatle araştırılıyor.  Yılmaz, Millet İttifakı’nın SADECE geçmişi temiz isimleri göreve atamasına büyük önem atfediyor.

Ekonomi bu darboğazdan nasıl çıkacak? Yılmaz’ın niyeti, klasik  IMF stand-bye anlaşmaları benzeri, fakat Türkiye şartlarına daha uygun geniş kapsamlı bir istikrar programı ilan etmek ve Mart 2024 yerel seçimlerini beklemeden uygulamaya koymak.  Yılmaz iyi anlatılan ve tavizsiz uygulanan bir istikrar programının cari açık finansmanı ve enflasyonu baskılamak için yeterli olduğu görüşünde.

Bütçe istikrarı şart, ancak dar gelirli ve muhtaçlara sosyal yardımın artırılması da öncelik  ve  deprem harcamalarının bir kısmı geciktirilemez.  Bütçe istikrarı çerçevesinde denklem nasıl tutturulacak?  Öncelikle,  milletimizi kahreden deprem sonrasında Ortak Politikalar Metni revize ediliyor.  Millet İttifakı’nın depremden kaynaklanan yeni ekonomik sorunları nasıl çözeceği bu belgede açıklanacak.

Fakat, Bilge Yılmaz yurtdışından kaliteli sermaye akımı, içerde servet ve gelirden toplanan vergiyi artırarak giderleri  karşılama hazırlığında. Yine de, ben “matematiğin tutacağına” ikna olamadım. Yani öngörülebilir ve ertelenemez  harcamalar olası gelir artışlarını aşıyor.  Bir şekilde zaruri  olmayan bütçe harcamalarında kesintiye gidilecek derim. Öte yanda, bu bağlamda BM ve AB’nin vaat ettiği $7.5 milyar civarında kredi ve hibe “boşluğu doldurmakta” önemli rol oynayacak, fakat kamunun bile $100 milyarı aşmasını beklediği zararı bu yöntemle telafi etmek mümkün değil.

Deprem finansmanı özelinde harcamaların 3-5 yıla yayılması ve büyük ölçüde uzun vadeli dış finansman sağlanması esası benimseniyor.

Son bir yılda döviz kurunu kontrol etmek için TCMB-BDDK tarafından keyfe keder hayata geçirilen  kural ve kısıtlamaların tek bir adımda değil, zamana yayılarak lavedilmesi tercih ediliyor.

Yılmaz, DİBS (ihraç) faizlerinin yükseleceğini biliyor ve ekip olarak yöntem konusunda hazırlıklı, ancak detay vermedi.

Para politikası da sıkı tutulacak, ancak Yılmaz bir yanda TCMB bağımsızlığı vaat edip, öte yanda seçim öncesi faiz haddi telaffuz etmenin tutarsızlığını vurguladı. Ancak, şahsi düşüncesi TCMB’nin  “önden yüklemeli”  parasal sıkılaştırma programı uygulaması. Daha önce de bahsettiği yöntem şu:  İlk adımda oldukça sert bir faiz artışı ve ekinde 3 aylık enflasyon hedefi belirlenmesi. Enflasyonda gerçekleşme hedefi aşarsa, ek sıkılaştırma yapılacak.

Yılmaz, Millet İttifakı hükümetinin dış politikaya rasyonel yaklaşımları sayesinde AB’den genişletilmiş ve yenilenmiş Gümrük Birliği müzakereleri için tarih alabileceğini, bunun da büyümeyi diri tutmak için büyük avantaj sağlayacağını vurguluyor.

Yılmaz, Asya’dan kaçan tedarik zincirlerini oluşturan üretim tesislerinin Türkiye’ye taşınması konusunda oldukça iyimser.

KKM vadeler geldikçe kapatılacak. Döviz kuruna müdahale yok, ancak Yılmaz TL’nin aşırı değerli olduğu görüşünde değil. TCMB TL’nin daha fazla değerlenmesini engellemek için döviz ihaleleri yoluyla  FX rezervlerini yükseltme çabasında olacak.

Yılmaz bankaların TCMB-BDDK eliyle zarar etmeye zorlandığını biliyor  ve ABD ve Avrupa’da yaşanan türden iflasları önlemek için detaylı  çalışma yapılıyor. Bizim bankalar kesinlikle ABD’de batan 3 örnek kadar kötü durumda değil, fakat gittikçe artan bilanço riskleri taşımaya zorlanıyorlar. Bunların sistemde yarattığı zararı tespit için bağımsız bir stres testi şart. Yılmaz’a göre, bankaların batık kredileri herhalde BDDK  tahminlerinin üstünde, fakat sermaye yeterli.

Batık krediler konusu, daha doğrusu çok uzun süredir ucuz ve güdümlü kredi ile yüzdürülen, iş modelleri kar üretmeyen “zombi şirketler” tüm dünyada ekonomik istikrar için tehlike teşkil ediyor. Yılmaz makro-ekonomik ortam normalleşmeden bu sorunun üzerine gidilmesini doğru bulmuyor. Bir anlamda,  faiz, kur ve büyüme doğal patikasına oturduktan sonra  batık şirketlere neşter atılacak.

 

 

FÖŞ

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları