Sosyal Medya

Ekonomi

Reuters: Deprem bölgesindeki işgücü kaybı üretimi tehdit ediyor

Reuters’ın araştırmasına göre, deprem bölgesinde yoğun göç nedeniyle oluşan işgücü açığı bölge üretimini tehdit ediyor. Bölgede demografik ve sektörel değişim…

Reuters: Deprem bölgesindeki işgücü kaybı üretimi tehdit ediyor

Reuters’ın araştırmasına göre, deprem bölgesinde yoğun göç nedeniyle oluşan işgücü açığı bölge üretimini tehdit ediyor. Bölgede demografik ve sektörel değişim artabilir.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu illerde 4 milyona yakın kişinin bölgeyi terketmesinin ardından başta sanayi olmak üzere bölgede işgücü sıkıntısı ortaya çıkarken; fabrikaların çalışan eksiği nedeniyle düşük kapasite ile çalışmaya başlaması bölge üretimi açısından yeni bir risk faktörü oluşturuyor.

Depremin vurduğu 11 ilin ekonomisinde tekstil ve demir çeliğin başını çektiği imalat sanayi ile tarım sektörleri başta geliyor.

Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Alkan Tabancılık da, deprem sonrası yoğun işgücü kaybı ve buna bağlı üretim düşüşü yaşayan yüzlerce firmadan biri.

Fabrikanın depremde zarar görmediğini belirten Alkan Tabancılık Genel Müdür Vekili Mehmet Alkan, “Hasardan ziyade, işçi sıkıntısı var. Normalde 220 çalışanımız vardı. Depremde 7 çalışan vefat etti. Şu anda işe geri dönüp çalışmaya başlayan ise 110 kişi. Bu durum üretimimizi de azalttı” dedi.

Çalışanların kenti terketmemesi ya da en azından yakın yerlere göç edenlerin işe devam etmeleri için çeşitli çözümler bulmaya çalıştıklarını belirten Alkan, “Evlerini kaybedenler göç etmek zorunda kalıyor. Bu nedenle içerideki showroom alanımızı yatakhaneye çevirdik, 40’a yakın çalışanımız burada konaklamalı olarak çalışıyor. Ancak ailesi, çocukları korkanlar il dışına çıktı, köylere göçtü. Oralardan, 120 kilometre uzaktan bile servisle personelimizi topluyoruz. Buna rağmen rağmen işçi sayımız yarıya düştü” diye konuştu

İşletmeler yüzde 30 kapasite ile çalışıyor

Depremde hasar almayıp çalışabilir durumda olan diğer işletmelerde de durum farklı değil.

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin’in verdiği bilgiye göre, depremde zarar görmeyip yeniden faaliyete başlayan işletmeler işgücü eksiği nedeniyle şu anda ancak %30 kapasite ile çalışabiliyor.

Deprem öncesinde 3,000 civarında kişinin istihdam edildiği Antakya OSB’de deprem sonrası sadece 700-800 kişinin işe döndüğünü belirten Çinçin, “OSB’deki 100 civarı işletmenin ancak 30 tanesi üretime başlamış durumda, onlar da %30 kapasite ile çalışabiliyor ” dedi ve ekledi:

“Bunun sebebi işgücü sıkıntısı, mavi yakalı ve beyaz yakalıların göç etmiş olması. Yoksa OSB’de deprem kaynaklı önemli bir hasar yok. Göçün de en büyük sebebi ailelerin çocuklarının eğitimi için şehri terkediyor olması. İnsanların kalacak yerleri yok. Tabi korku unsuru da var, her ailenin maalesef trajik bir öyküsü var.”

Türkiye istihdamının yüzde 16’sı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre, 3,3 milyon kişi deprem bölgesinden çıkarken, 800 bin kişinin de köylerine gittiği belirlendi.

Depremden etkilenen 11 ilin toplam nüfusu 14 milyonun biraz üzerinde bulunuyor. İstanbul Sanayi Odası verilerine göre, bu iller Türkiye’deki toplam istihdamın yaklaşık %16’sını oluştururken; Türkiye’nin imalat sanayi katma değeri içindeki payı ise %11,5 seviyesinde. Türkiye’nin imalat sanayi ihracatının %8’den fazlası da bu illerden yapılıyor.

Yaklaşık 10 yıldır Kahramanmaraş’taki bir tekstil makineleri firmasında çalışan Seher İçici de, depremin ardından ailesi ile birlikte başka bir şehre taşınan milyonlarca kişiden biri.

Depremin merkez üssü konumundaki Pazarcık’taki evlerinin depremde ağır hasar aldığını ve geçici de olsa Mersin’e yerleştiklerini belirten İçici, “Çünkü şu an dönüp gideceğimiz bir evimiz yok. Kiralayabileceğimiz bir ev de yok. Binaların çoğu yıkıldı, ayakta duranların da hepsi hasarlı” dedi ve ekledi:

“5 aylık bir bebeğim ve bir de 3,5 yaşında çocuğum var. Mecburen şehri terkettik. Şu an işe devam edemiyorum ama şanslıyım çünkü patronum hem maaşımı yatırdı hem de destek parası verdi. Şimdilik onunla idare ediyoruz.”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, 11 ilde 637,222 bağımsız bölümden oluşan 227,027 binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. Hükümet bir yıl içinde bölgede 250,000 yeni konut yaparak vatandaşlara teslim etmeyi planlıyor.

Vasıflı işgücü kaybediliyor

Şu anda en büyük sorunlardan birinin bölgedeki vasıflı işgücünün kaybedilmesi olduğuna dikkat çeken ATSO’dan Çinçin, insan kaynağı olmadıkça, fabrikaların yıkılmamış olmasının da üretim açısından bir anlam ifade etmediğini söyledi.

Bu durumun sadece sanayide değil tarımda, turizmde de geçerli olduğunu belirten Çinçin, “Tersine göçü sağlayabilmek için hem işletme sahiplerine hem de çalışanlara yönelik programlar olmalı. Bu sadece fazla para vererek de olmaz” dedi ve ekledi:

“Bölgeyi terk edenlerin çoğu çocuklu aileler. Çünkü çocuklarının eğitime devam edebilmesi lazım. İnsanlar için güvenli sosyal alanlar yaratmak zorundasınız. Gidenlerin geri dönmeleri için hızlı bir şekilde sosyal donatıları ile yani okulu, sosyal alanları ile yeniden yaşanacak bir yer yaratılması lazım” diye konuştu.

Depremin vurduğu İskenderun’da kütük ve inşaat demiri üreten demir-çelik tesisi ile faaliyet gösteren Ekinciler Holding’in Yönetim Kurulu Eş Başkanı Namık Ekinci de, bölgede şu anda tüm işletmelerde eleman eksiği sorunu olduğunu belirterek, çalışanların bölgeyi terk etmelerinin öncelikli sebebi olan barınma sorununu çözmek için çabaladıklarını söyledi.

Ekinci, “Çalışanların barınma sorunu için çadırlar üretip onları çadırlara almaya çalışıyoruz. Çelik üreticisi olduğumuz için çadırın profil kısmını biz kendimiz hallediyoruz. Kumaşını da dışarıdan alıyoruz, terzilere verip diktiriyoruz. Şu ana kadar 500 tane çadırı teslim ettik, bunu 1000 taneye çıkartacağız” dedi.

Bölge demografik ve sektörel değişime gebe

Sosyal politika uzmanlarına göre, bölgede yaşamın ne kadar sonra normale döneceğini kestirmek zor olsa da, bölge hem sosyal hem sektörel anlamda bir değişime sahne olacak.

Tarımsal üretimin toparlanmasının nispeten daha kolay olacağını ancak tekstil başta olmak üzere imalat sanayi faaliyetlerinin eski haline dönmesi için daha uzun süre gerekebileceğine işaret eden TOBB Üniversitesi Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Serdar Sayan, “Bu sadece imalat sanayindeki fiziki yıkımın daha fazla olmasından kaynaklanmıyor. Nüfus yoğunluğunun kırsaldan daha yüksek olduğu kentsel alanlarda hem can kaybının hem bölge dışına kaçışın daha fazla olmasının da etkisiyle uzun sürecek ve büyük bir yeniden yapılanma dönemi olacak” dedi.

Bölgede demografik bir değişim olasılığına da dikkat çeken Sayan, “Önümüzdeki dönemde bölgeden kaçanların bir kısmı gittikleri yerlerde iş bulup kalırken, başka illerden özellikle inşaat sektöründe çalışan insanların bölgeye göç ettiğine tanık olacağız. İstihdamın ve üretimin sektörel bileşimi yeniden şekillenecek” dedi ve ekledi:

“Gidenlerin bir kısmı dönse de, bir kısmı gittikleri yerde yerleşmeyi tercih edecek. Bölgeden kaçıp başka illerde yaşayabilenler daha çok orta ve üst gelir grubundaki insanlarken, hala düzeltilemeyen yaşam koşullarına rağmen kalmaya devam edenler nispeten daha alt gelir gruplarına mensup ve muhtemelen daha düşük beceri seviyesindeki çaresiz insanlar. Bu boyutu da düşündüğümüzde, burada hem sosyal dokuda hem istihdamın beceri ve eğitim seviyesinde de bir dönüşüm beklemek yanlış olmaz. Eski hale dönüş uzun sürebilir, yıllar alabilir.”

Ekonomim

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler