Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Nereye koşuyor bu kavanoz dipli dünya?

26 Ekim 2023

Selamün Cumhuriyet’in 100ci Yılı kutlu olsun, muhterem din kardeşlerim ve devrimci yoldaşlarım.  Bu selamlamaya ABD’de öğrendiğim üzere dünya üzerinde gezen 50 civarında değişik cinsel tanımlı homo sapiens türlerinin hepsi dahildir. Hayır, ABD’den dönerken uçak kazasında Valhalla’yı boylamadım, makale yazmaktan da vazgeçmedim.  Bu sene ortalama 3  ayda bir makale yazıyorum, artık ayda bire çıkacağım.   Özetle, makale yazma alışkanlığımı yitirdim. YouTube ve Instagram’da kamera karşısına çıkıp 15 dakika ahkam kesim üstelik cebime trak para koymanın kolaycılığından vazgeçeceğim artık, ya da OnlyFans olayına takılacağım. FÖŞ’le yarım saat çıplak sohbet, ayda $100.

Benim 40 yıldır değişmeyen bir düşünce sistematiğim var. Dünyada olup biteni anlamadan Türkiye veya piyasalar hakkında yorum yapmam.  Dolayısıyla, bu yazı dizisi de dünya haliyle başlayacak. Nereye koşuyor bu kavanoz dipli dünya?  Cevap 3 kısımdan teşmil. Jeo-politik bataklık, nefesi kesilen küresel ekonomi ve  artık harbiyen riskli hale gelen riskli varlıklar.

 

 

Ben hiç alt başlık kullanmam bu kez niye?

Orta Doğu Savaşı Ukrayna Savaşı ve hep cephede gizliden süren ABD-Çin rekabetini gölgede bıraktı. İyi de oldu, çünkü Batı basınının her gün hala ikinci manşete sakladığı “Ukrayna Rus savunma hattını deldi, ilk hedef Kırım, yürü be, kim tutar seni Zelensky” çığlıklarını siktir edin. Evet, Ukrayna bir kaç mili yol alsa da, bu hızla Kırım’a varması Erdoğan’ın (RTE’nin) emekliliğinden önce gerçekleşmez. Putin artık her cephede savunmada, ekonomisi (siz resmi verilere bakmayın, onların ki de TUIK’den kaliteli değil) perişan, itibar sıfır, kaçabilen kaçıyor, demografik Armageddon yolda. Ama, işte diktatörlüğün en büyük keyfi bu. Putin’in çükünde değil, zaten Ukrayna’da kaybetse kelle ve o iki ayrı koltukta oturacak. Kuzey Kore’den cephane almaya dahi tenezzül etse de, ABD 2024 Kasım başkanlık seçimlerini bekleyecek. Eğer Trump yada onun mayosundan ayrılmayan Cumhuriyetçi bitlerden bir kazanırsa, ABD Ukrayna’ya askeri yardımdan vazgeçer planında. Hikayenin  geir kalanını Ukrayna’nın heyecanla beklenen “Kış Saldırısı” da foslayınca anlatırım.

 

ABD-Çin cephesinde rekabet gittikçe kızışıyor. ABD Çin’den tuvalet kağıdı ithalatını da yasaklarsa, dünya boka batar (ne espri ama?). Kissinger’e sordum, Peter Zeihan’a sordum, ikinci Soğuk Savaşın ilk perdesinin ortasındayız. Bence Çin’in Tayvan’a saldırması 2030’ları bulur da, bu ilk Soğuk Savaş değil. ABD’nin karşısında zaten içi çürümüş SSCB yok. Çin’in karşısında da dekadan,  insanı tembel, siyasi olarak kitlenmiş bir Amerika. Xi Jinping ABD’nin kızınca adamı nasıl yağlı kazığa oturttuğunu, daha doğrusu boynuna kadar bataklığa gömdüğünü Putin’e sorsa, ders alacak, ama onun danışmanları RTE’ninkilerden de yalaka “Evet efendimciler”.  Dünya yalnız siyasi olarak değil, ekonomik, teknolojik ve finansal olarak da ikiye yarılıyor.  Türkiye’ni bir bacağı Çin-Rusya, öteki bacağı  Batı ekseninde, bakalım husyeler bu gerilmeye ne kadar dayanacak.

Heyecanlı cephe Orta Doğu, ama orada da bir kaç hafta içinde kızgın savaş yerini soğuk bir barışa bırakır. İsrail isterse Lübnan’ın yarısı ve Gazze’yi bombardımanla TOKİ inşaat sahasına çevirir de, sokak savaşıyla HAMAS’ı ortadan kaldırmak çok tuzluya oturur. Bu tür bir savaşta saldırganın başarılı olduğu tek bir örnek bulamazsınız tarihte. Bizdeki Hendek Savaşları istisnadır, ama orada da amansız topçu ateşiyle sayısız sivilin can yitirmesi PKK’yi bezdirmeseydi, işler çok çok uzardı.

 

Bu alt başlığı sadece  SEO istedi diye atıyorum

Orta Doğu’da sıcak savaş biter de, HAMAS saldırısı öncesi ABD, İran, İsrail ve Suudi Arabistan’ın kotarmaya çalıştığı yeni bölgesel siyasi-ekonomik yapılanma yıllarca ertelendi. Bence HAMAS’ın niyeti de buydu zaten. İran-Suudi Arabistan ve Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesi, Filistin davasının Ankara’da başkanlık sarayı dışında unutulması anlamına gelecekti.

Savaş bitse, ekonomik ve finansal anlamda ciddi ve kalıcı yankıları olabilir.  İlkin, 21ci Yüzyılda her krizde Fed-AMB vesair global rezerv para Merkez Bankaları tarafından kurtulmaya alışan fon yöneticileri sürekli politik riski çok düşük oranda iskonto ettiler. Bir noktada bu vurdumduymazlık kırılacak ve Warren Buffett’in deyimiyle Kilyos’ta kimin donsuz  yüzdüğünü göreceğiz.  Spoiler alert. Türkiye başta gelir. Somut olarak söyleyeyim, altının artık ABD tahvil faizlerine kıyasla değil jeo-politik riskten kaçışa göre fiyatlanması yüksek olasılık. Petrolde de arz-talep dengesi yanında “tedarik riski primi”  kalıcı olarak $5/varil yükselebilir.

Brent petrol zaten kışın bir kaç ay $100/varilin üstünde dinlenecekti, bu süre uzayabilir.  Bloomberg uzmanlarına göre, Brent’te her $10 yükseliş, global büyümeyi 0.14 puan düşürürken, enflasyona da 40 baz puan ek yük getiriyor. Bunlar dünya ekonomisini çökertecek büyüklükler değil ammmmma:  Tüketici güvenini taze tutmakta önemli rol oynayan riskli varlıklar rallisi sona ererse, ya da enflasyon beklentileri yeniden yükselirse, Gelişmiş Ülkeler 2024 yılında da çok yüksek faizle yaşarlar. Zaten ABD dışında hepsinin beli bükülmüş durumda.  Riskli varlıklarda ayı pazarı  ve finansal koşullarda çok hızlı bir sıkılaşma yaşanır.

Çin’de Konfüçyüs başımızdan eksik etmesin, Xi Jinping ekonomiyi kurtarmak için elini cebine attı da, modern tarihte hiç bir devlet Çin’ninki büyüklüğündeki bir konut-inşaat-finansman (gölge bankacılıkta) krizini resesyonsuz çözememiş.  Özetle, ABD doları ve tahvil faizleri beklentiniz neyse 2024 yılı boyunca onun bir kaç fersah üstüne kalacak.

S&P Global (eski Markit) Ekim öncü bileşik PMI aktivite endekslerinin açıklandı 6 dev ekonomi içinde (Japonya, Avustralya, İngiltere, Euro-bölgesi ve ABD), sadece ABD’de ekonomik aktivite genişliyor.  IMF’nin tahminleri hep yanlış çıkar ama bu kez 2023’te büyümenin 21ci Yüzyıl ortalamasının çok altında kalacağı, 2024’te durumun birazcık daha boka saracağı öngörüsüne katılmamak zor.

Kırmızı SEO emojisi yeşile dönünceye kadar alt başlık atacağım

Hey, enseyi karartmayın, dünya resesyona girer de, bu kez ufukta ciddi bir mali kriz yok. “Ciddi” derken sayı bazında Gelişmekte Olan Ülkelerin en az %50’nin artık dış finansman sağlayamadığını not edip geçeyim, Madagaskar, ya da Karayip Antilleri temerrüte düşmüş kimin umurunda. Ama siteye de koyduğumuz Allianz Trade küresel ticaret raporunu okuyun.  Borçlu her ülkede iflaslar artacak. Dolayısıyla istihdam da azalacak.

Yani, ölmeyeceğiz de bayağı sürüneceğiz. Peki zaten  uzatmaları oynarken maça son koz olarak alınan Mehmet Şimşek sayesinde en azından şeref golüne koşan Türkiye ne halt edecek?  Bu sayfayı haştegleyin, ya da ne biliyim URL’i browzerinize kaydedin filan.

 

FÖŞ

 

NOT:  Dikkatli okuyanlar için mali piyasalar hakkında inceden inceye mesaj verdim. Daha sert bir içecek almak isteyenler için aşağıdaki videoyu öneririm.

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları