Sosyal Medya

FÖŞ-ANALİZ:  Yaz aylarında AKP oyları yükseldi mi?

6 Eylül 2022

Son haftalarda muhalefet çevrelerinde dolaşan 2 önemli soru var:  Yaz aylarında AKP oyları arttı mı?  Altılı Masa rehavete mi kapıldı?    Bu tartışma yalnız seçmen algısını belirlemekte etkili olmuyor. Linkteki YouTube söyleşisinde Ruşen Çakır’a göre bazı elçiliklere  Erdoğan’ın sıradaki seçimi de kazanacağına dair istihbarat gidiyor.

Bu iki tartışma da hiçbir temel veriye dayanmadan, katılımcıların kafasında esen rüzgarlara göre sürdürülüyor. Ben bu tür tartışmalarda  sözel done ve  verilere bakmayı çok daha faydalı görürüm. Bu  analizde elimdeki verileri kullanarak vardığım 3 sonucu paylaşıyorum.

 

BİR,  Mayıs sonu-Eylül anketleri arasında AKP-MHP oy kaybetti.

İKİ, yılbaşından bu yana cumhurbaşkanlığı anket sonuçları iki zirveli bir yapı gösterdi ve hemen hiç değişmedi.

ÜÇ, rehavete kapılan Altılı Masa değil, AKP.

 

Başlayalım mı? Size sırasıyla Mayıs sonu ve Eylül 3 itibarıyla kararsızlar dağıtılmış olarak anket ortalamalarını sunuyorum.

 

Görüleceği üzere, AKP-MHP ekonomide yılın en güçlü döneminde dahi 2 puan civarında oy kaybetmiş.

Tablo derlendikten sonra basına yansıyan Ağustos sonu AREA anketini ekleseydik, tezim bir nebze daha güçlenecekti. Ahmet Takan’dan anketi aktaralım:

AKP: 30,6.

CHP: 28,2.

İYİ Parti: 14,6.

MHP: 7,5.

HDP: 10,01.

DEVA: 3,5.

Diğer: 5,5.

(Not olarak) Kararsız: 18,0.

 

AKP oyları yükseliyor tezinin bir sürümü de AKP hala birinci parti şikayeti. Koalisyonlar arasında yapılacak seçimlerde birinci parti olmanın çok da önemli olmadığını kaydedeyim.  AKP-MHP ittifakı anket ortalamalarında her ay CHP-IYIP’in daha da gerisine düşüyor. Ayrıca her ankette AKP’nin birinci parti çıktığı da doğru. Aksine, yılbaşından bu yana CHP’yi birinci parti gösteren anket sayısı çoğaldı.  Duvar yazarı Mete Kaan Kaynar‘ın titiz çalışmasından örnek vereyim:

 

“Üstelik temmuz başından bu yana yayınlanan 22 anket sonucunun 16’sında AKP, az ya da çok farkla birinci parti olarak yer almakta. Diğer 6 araştırmada birinciliği CHP elde etmiş”.

2021 yılında HİÇ BİR  ANKETTE CHP birinci parti değildi.

Gelelim cumhurbaşkanlığı seçimlerine. Bu bahiste  ikili bir yapı var. Optimar, Genar ve AREDA’ya göre Erdoğan tüm rakiplerini yeniyor. Diğer tetkik ettiğim anketlerde ise Erdoğan 2ci turda Kılıçdaroğlu, Yavaş ve İmamoğlu’na kaybediyor. Doğrudur, Yavaş ve İmamoğlu Kılıçdaroğlu’ndan fazla oy alıyor, ama Erdoğan açısından sonuç değişmiyor:  YE-Nİ-Lİ-YOR.

 

Cumhurbaşkanlığı anketlerinin hazırlanması konusunda bir itirazımı da belirteyim. Abdülkadir Selvi’nin her ay büyük vefakarlıkla reklamını yaptığı Optimar anketlerinde sadece birinci tur sorusu soruluyor. Erdoğan’a karşı defalarca aday olmayacağı açıklanmış Meral Akşener ve hiç bir adaylık iddiası olmayan Ali Babacna ve Ahmet Davutoğlu, halen adaylık yarışında olan Kılıçdaroğlu, Yavaş ve İmamoğlu’nun yanına diziliyor. Dolayısıyla muhalefet oyları bölünerek, Erdoğan birinci çıkıyor. Birinci çıkıyor,  çıkmasına da, ilk turda işi bitiremiyor. Optimar’ın ikinci turda Erdoğan’ın kazandığına dair bir anketi varsa, ben bulmadım.

Genar  sade basına demeç vererek AKP ve Erdoğan’ın önde olduğunu iddia ediyor, daha bir tane künyeli anket yayınlamadı. Bu 3 anket şirketi arasında sadece AREDA ikinci tur sonuçları yayınlıyor ve Erdoğan’ın az farkla da olsa kazandığını gösteriyor.

 

Son bir ayda yayınlanan anketler arasında cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl seyredeceğini objektif değerlendiren tek bar tane bulabildim, o da BUPAR’dan, konuyla ilgili paragrafı paylaşıyorum:

“Ankette 2023 seçimlerine dönük sorular da sorulurken “İlk seçimde iktidar değişimi olsa ülke için daha iyi olur mu?” sorusuna “Evet daha iyi olur” diyenlerin oranı yüzde 38.3’te kaldı. Yüzde 21.4’lük bir kesim “Değişen bir şey olmaz” derken, “Hayır zararı olur” diyenlerin oranı 21.5 oldu. Son olarak “2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan tekrar kazanabilir mi?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 37.2’si “Evet” derken, yüzde 47.8’lik kesim “Hayır” yanıtını verdi”.

30 yıldır bu mesleği icra eden bir uzman olarak, ilerleyen aylarda Erdoğan ve AKP-MHP ittifakının sürekli oy kaybedeceğini öngörüyorum, çünkü ekonomide bozulma Ağustos ayında belirginleşti. Bu konuda hafta içinde bir makale yazacağım. Ama, iktidarın oy kaybı için çok basit bir gerekçe var:  Eylül başında konutlarda kullanılan elektrik ve doğal gaza %20 zam   geldi. Linkteki makalede kış aylarında ek zamlar  geleceği beklentisini bulabilirsiniz.

Ben, hane halkı bütçesinde en kritik payı olan bu iki maddeyi pahalılandırıp da oy kazanan iktidar görmedim. Ya siz?

Gelim son suçlamaya: Muhalefet rehavete kapıldı…Delil?  Kanıt? Bir, asıl rehavete kapılan AKP’dir. Şu kulis bilgisi AKP’nin nasıl bir kollektif sanrı içinde olduğunu çok iyi betimliyor:

Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın, AKP yetkililerinden edindiği bilgiye göre partinin oyları son yapılan anketlere göre yüzde 35-37 bandında dalgalanıyor. Seçime daha 9 ay varken bu anketlere “seçmen eğilimi” olarak bakılması gerektiği belirtilirken, “İnsanlar böyle dönemlerde anketlere kızgınlıklarını, öfkelerini, temennilerini, hatta ikinci tercihlerini yansıtırlar. Seçim atmosferine girildiğinde tablo değişir. Sandığa gidildiğinde ne yapılacağı önemli” yorumları yapılıyor.

AKP’li yetkililer ekonomiyle ilgili söylemde muhalefete göre avantajlı olduklarına dikkat çekiyor, “Sözlerin ötesinde ekonomiyi 1-2 tık daha iyi hale getirmek zorundayız” değerlendirmesi yapıyor. Bu kapsamda ocak ayında asgari ücret artışı, dar gelirlilerin desteklenmesi kapsamında yeni düzenlemelerin hayata geçirileceği ifade ediliyor”.

 

Hangi dünyada oluyor bunlar Abiler?

Aksine, Erdoğan rehavete kapılmış olabilir mi?  Bakalım Ahmet Takan ne diyor:

“Saray da yeni bir özel komisyon kurulmuş… Topal ördek komisyonu!.. Ben öyle isimlendirdim. Siz isterseniz, “AKP, seçimde Parlamento çoğunluğunu kaybederse, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığını kazanırsa,  başına ne gibi işler gelebilir araştırma komisyonu” da diyebilirsiniz.

Saray kaynağımla sohbet ederken, “Tayyip Erdoğan hesap kitap adamıdır. Her türlü ihtimali değerlendiriyor, masaya yatırıyor ve ona göre çalışıyor “dedi. Kaynağım, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından çok emin. Ancak, ortak sıkıntılarını açık etmeden de edemedi; “Tayyip Erdoğan kazanacak ama herhalde millet bu sefer faturayı AKP’ye kesecek. AKP, Meclis çoğunluğu kaybedecek. MHP, hep baraj altı görünüyor. Cumhur İttifakı devam etse de Meclis çoğunluğunu kaybedebilir.”

Muhalefet rehavette mi? sorusuna benim bulduğum en iyi cevap Fikret Bila’dan geliyor.

 

“CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu iktidarı köşeye sıkıştıran, etkili hamleler yapıyor.

Kılıçdaroğlu’nun vatandaşa çağrı yapıp, “ben çözeceğim” dediği her konuda iktidar harekete geçiyor. Kılıçdaroğlu’nun dediğini yapıyor.

Kılıçdaroğlu iktidardaymış gibi.

Her dediği hayata geçiyor.

Son örnek; bankalara borcu olan, kredi kartı, elektrik, gaz, su borcunu ödeyemeyen, bu nedenle bankadan kredi almak zorunda kalan vatandaşlara yaptığı çağrı.

Kılıçdaroğlu, vatandaşlara “Bankalar alacaklarını Varlık Şirketleri’ne satıyorlar, onlar da avukatlarla kapınıza dayanacaklar, sakın borcunuzu ödemeyin” diye seslendi. Gerekçesini de şöyle açıkladı:

“Bu borçlarınız nedeniyle avukatlar tarafından aranacaksınız. Tehdit edecekler. Bunlar tefecilerdir, bunlar mafyadır. Bunlar engerekler ve çiyanlardır. Bunlar aşınıza ve ekmeğinize göz koyanlardır. Sakın ödemeyin, seçimlerden sonra onlarla ben konuşacağım ben.”

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasından birkaç saat sonra, icralık olan 6 milyon vatandaşın borcunun devlet tarafından üstlenileceği, bu amaçla çalışma yapıldığı açıklandı.

Kılıçdaroğlu vurduğu yerden yine ses getirdi.

İktidar, Kılıçdaroğlu’nun dediğini yapmış oldu.

Tıpkı üniversite öğrencilerin kredi borçlarının faizinin silinmesi gibi.

Elektrik faturalarından TRT payının kaldırılması gibi.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın (EYT) sorunu çözmek için ilgili bakanlığın çalışmaya başlaması gibi.

Asgari ücrete iki kez zam yapılması gibi.

Şimdi de borcunu ödeyemeyen vatandaşın borçlarını devletin üstleneceğini açıklaması gibi.

Bu durum muhalefetin iktidara gelmeden iktidar gibi işlev gördüğünü ortaya koyuyor.

 

FÖŞ

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları