Sosyal Medya

Genel

Emre Balıca yazdı:  $6 milyarlık  jelibon rezervi

Merhaba Sevgili Okurlar,   Evet, bende farkındayım yazılarımı son zamanlarda oldukça ara vererek yazmaya başladım. Ama bunun kendimce geçerli sebepleri…

Emre Balıca yazdı:  $6 milyarlık  jelibon rezervi

Merhaba Sevgili Okurlar,

 

Evet, bende farkındayım yazılarımı son zamanlarda oldukça ara vererek yazmaya başladım. Ama bunun kendimce geçerli sebepleri var. En başında ülkenin ekonomi gündemine yetişememek.

İtiraf edin. Hanginiz yetişebiliyor. İş hayatımdaki etkilerini bir tarafa bıraktım. Sosyal yaşantımda bile sarsıcı etkilerini yaşarken gündemdeki konular o kadar hızlı değişiyor ki, yazı yazabiliyor olmak zamanı yakalayamamak gibi gelmeye başladı.

Burada sosyal medya faktörü devreye giriyor haliyle. Gazete köşesine dökemediğimi sosyal medya mecralarında doludizgin yazıyorum.

Neyse, hazır fırsatını bulmuşum yazarken vakti doğru kullanayım.

Siz bu satırları okurken…

Yalan değil çooook uzaklarda olmayı isterdim. Ülkenin kaçan giden beyinlerini seyrederken, yaşı bir yerlere varmış biri olarak aralarına karışmayı çok isterdim. (Yazarın kendine notu: O kadar da yaşım kemale ermedi )

Hani karşında kız ya da erkek arkadaş diye gördüğün biri vardır da, açılmak istersin de bir türlü o sihirli giriş cümlesini kuramazsın ya, işte tam öyle bir durum. Ekonomiye gireceğim ama yahu nereden başlayayım.

Ara verdiğim dönemde yaşanan FED kararından mı konuşalım,

Merkez Bankamızın cengaver gibi savunduğu faizi sabit tutma kabiliyetinden mi?

Enflasyon rakamlarımızın (TÜİK’in açıkladığı, gerçeği olsa duramazsınız ) detaylarından mı?

Son BDDK kararının yaratabileceği etkiden mi?

Ya da son zamanların en önemli maden araştırması 6 milyar dolarlık Jelibon rezervimizden mi ?

Başım derde girmeden ben FED kararları sonrasında ekonomi beklentilerimizden bahsedeyim. Ve hatta kendi kafamdaki yol haritasının bizi nereye götürebileceğini anlatayım.

Hemen hemen ayın başından beri 75 baz puan artış beklentisi ile küresel piyasaların tozunu atan FED kararı öncesinde emtia ürünlerinde ciddi satış baskılarının yaşandığını gördük.  Bu durum küresel krizin devam ettiği süreçte çoğu kişinin canını yaksa da sermayenin büyük patronları için düşen fiyatlardan tekrar alım yapabilme fırsatın yarattı. Hemen hemen 10 gün boyunca satış baskısı içinde yön arayan piyasalar sanki bilmiyormuş gibi 75 baz puan artıştan sonra fiyatlamaları bir kademe daha yukarı çekti. Tabi bu sırada olan küçük yatırımcılara oldu.  Daha bunun stresini atlatamamışken, TCMB kararının üzerine beklenti oluşturuldu. Sayın Erdoğan’ın kararlardan önce faizlerde düşüş olabileceğini ima etmesi spekülasyon oluşması için yeterliydi. Gerçi genel ağırlıklı beklenti faizlerin sabit tutulması yönündeydi ve öyle de oldu ama bu belirsizlik sürecinde yararlananlar çoktan paraları cebine koymuştu.

Sıradan gidecektim ama bir sınav olsa boş bırakacağım seçenek TÜİK enflasyonu.

Arkadaşım cebine bak. Gerçekten TÜİK’in açıkladığı enflasyona inanıyorsan yazının bundan sonrasını okuma. Şu karşı köşeden yavaşça uzaklaş.

Asıl karmaşa bundan sonra hayatımızda.

Sermaye kontrolleri dendiği zaman bayağı ıslak kızılcık sopası ile dövmeye kalkacak insan evladı çıkacak ama BDDK’nın son kararı da sermaye kontrolleri içerisinde yer almıyorsa kadehimden içtiğim şarap son yudumum olsun.

Daha önce ihracat yapan firmalar için revize edilen “ bana döviz verin ” uygulaması…

Pardon… Yapılan ihracat bedelinin %40’ını TCMB’ye vermeleri.

Şimdi de, TL kredi kullanımına engel konulması.

Savunma metni diyebileceğim açıklama yazısı ise KKDF kredilerinin ya da şirketlere sağlanan kredilerin döviz alımında kullanılıp ülke ekonomisinin baltalanmaya çalışılması.

İyi de bu şirketler, ithalat ve ihracat yapan şirketler. Temelde işleri döviz ile. Ve işin garip tarafı ithal ikameye dayalı Türk sanayisinin, ihracatçı firmalarının dövize ihtiyacı var.

Ne saçma değil mi?

İhracat yapacak firma döviz ile önce ara malını ithal edecek sonra ülke de ithalata dayalı enerji maliyetleri ile üretim süreçlerini oluşturacak ve daha nefes alamadan diğer üretim maliyetlerinin artan fiyatı ile son ürünü oluşturması gerekecek. İşin en kötü tarafı fiyat piyasa içerisinde belirlenirken eğer belli otoriteler tarafından fahiş olarak görülüyorsa bir de kamusal sorun yaşayabiliyor. Gel de üretici ol.

Bu kadar saçmalık arasında bu kadar temel ekonomiyi sarsacak karar almak yerine acaba ekonominin asli unsuru GÜVENİ sağlasak daha gerçekçi değil mi?

Yok ya… Soru sormayacağım bu sefer

Arkadaş ekonomi GÜVEN demek. Sen GÜVENİ oluşturabilirsen kimse başka bir para birimine yatırım yapmak istemez. Sen GÜVENİ oluşturursan kimse bu ülkeden gitmek istemez. Sen GÜVENİ oluşturursan sanayici-üretici üretmekten keyif alır, paradan para kazanmaktan değil. Sen GÜVENİ sağlayabilirsen istikrar yaratırsın halkın her kesimi geleceğini öngörebilir. Yatırımlarını ve tasarruflarını şekillendirebilir.

Bu duyguyu ekonomiye yansıtabilirsen durduk yere olmayan madenin bulunan rezervini açıklamak zorunda kalmazsın.  Gerçi son sürpriz Melih Gökçek’ten geldi ama olsun bugün Jelibon bulan yarın Sulugöz çıkartır.

 

FÖŞ yazdı:  Haziran’da ekonomi duvara tosladı

 

Dr Cüneyt Akman:  DOLAR’DA TEHLİKELİ OYUN | #DOLAR NASIL ETKİLENECEK

 

Güldem Atabay: Bugün yediğin hurmalar gün gelir mutlaka tırmalar

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler