Sosyal Medya

Ekonomi

Mustafa Sönmez (Al Monitor):  Erdoğan’ın seçim rotası çok pahalı ekonomik hediyeler

Erdoğan seçimi kazanmak için bütçe istikrarını feda ediyor

Mustafa Sönmez (Al Monitor):  Erdoğan’ın seçim rotası çok pahalı ekonomik hediyeler

Görünen o ki Erdoğan, seçimlere kadar bütçede büyük açıklar verme ve seçim sonrasına ağır enkazlar bırakma pahasına farklı kesimlere ekonomik jestler yapmada sınır tanımayacak

 

Türkiye’yi 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana 20 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en geç 2023 haziranında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için hazırlıklarını hızlandırıyor. Art arda atılan adımlar Erdoğan’ın ekonomik rotasını da netleştirdi. Rota, büyük enkazlara neden olma pahasına toplumun çeşitli kesimlerine “seçim şekerleri” dağıtmak, bunun için hem parasal hem de başka kamusal imkânları kullanmak.

 

Düşük gelirli evsiz aileler için iki yılda 250 bin sosyal konut yapıp teslim etme kampanyası, bu popülist yaklaşımın en önemli adımlarından biri oldu. Kampanya başlangıcında takdim edilenden çok farklı bedelleri olmasına rağmen 250 bin sosyal konuta 3,5 milyon başvuru olduğu açıklandı. Görülen ilgi üzerine orta gelirli kesim için de bir konut paketi hazırlandığı bildiriliyor.

 

Erdoğan’ın seçim yatırımlarından bir diğeri işverenleri, çalışanlara yakacak, elektrik yardımına teşvik edip onlara bu yardım karşılığında vergi, sigorta primi bağışıklığı vaat etmesi. Ayrıca emeklilikte yaşa takılanlara da bir “seçim şekeri” hazırlığı var.

 

Bunlarla bitmiyor elbette. Aralık ayında asgari ücret yenilenecek, memur ve emeklilere enflasyon farkı olarak gelir artışı yapılacak. Bunları belirlerken dikkat çekici artışlar söz konusu olabilecek.

 

Vergi borcu olanların gecikme cezalarının affı, her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de gündemde. Buna ek olarak imar hukukuna aykırı yapılara yeni bir af getirilmesi de seçim öncesinde söz konusu olabilecek.

 

Türkiye’de ailelerin yüzde 42,5’inin kendi evinde oturmadığı ve yükselen konut ve kira fiyatlarıyla ciddi barınma sorunları yaşadığı biliniyor. Bu koşullarda Erdoğan’ın Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle düşük gelirlilere, cazip taksitlerle iki yılda 250 bin sosyal konut üretme kampanyası, seçim hazırlıklarında önemli bir yer tutacağa benzer.

 

Önce, konutların yüzde 10 peşinat ve 240 ay vade ile satılacağı ve 2+1 dairelerin yaklaşık 608 bin TL (yaklaşık 33 bin dolar) maliyeti olacağı duyuruldu. Ardından ise aylık taksitlerin her yılın ocak ve temmuz aylarında, bir önceki altı aylık dönemdeki memur maaş artış oranı dikkate alınarak TOKİ tarafından tespit edilen oranda artırılacağı duyuruldu. Bu, bir anlamda enflasyona endeksli bir taksit demek. Aylık taksitlerin enflasyona endekslenmesi, her altı ayda bir yüzde 15 enflasyon yaşanması hâlinde konut maliyetinin 4-5 milyon TL’ye ulaşacağını gösteriyor.

 

Konut hamlesinden seçmeni yakalayacağını uman iktidar, zor geçecek bir kış için de hazırlık yapıyor. Özellikle sert elektrik ve doğal gaz zamlarının havalar soğuyunca seçmenin öfkesini kabartması kaçınılmaz. Bu konuda Erdoğan, işverenlere, yakacak yardımı yapmaları hâlinde, bunun vergilerinden düşüleceğini belirterek 25 Eylül’de bir toplantıda şöyle konuştu: “Bir diğer müjdemiz, çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılmasıyla ilgilidir. İşverenlerin 2023 Nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına yapacakları elektrik, doğal gaz ve ısınma gideri desteklerinin 1000 liraya kadar olan kısmını hem gelir vergisinden hem de sigorta prim kesintisinden muaf tutuyoruz.”

 

Bu önlemin ne kadar seçmen memnuniyeti yaratacağını görmek için kış aylarını ve seçim gününü beklemek gerekecek. Bütün bu popülizmin bütçe açığını Orta Vadeli Program’da öngörülen milli gelirin yüzde 6,4’ünün üstüne çıkaracağı çok açık.

 

Yüzde 80’i geçmiş tüketici enflasyonunun artış hızının baz etkisiyle Aralık 2022’den itibaren matematiksel olarak yavaşlayacak olmasını, Erdoğan’ın tepe tepe kullanması bekleniyor. Eylül ayında politika faizinde 1 puanlık indirimi, izleyen aylarda yenilerinin takibi ile faizin yüzde 10, hatta 9’a kadar düşürülmesi bekleniyor.

 

Enflasyonun yıllık oranında baz etkili düşüşe denk getirilecek faiz indirimi, “Faizi indirerek enflasyonu da düşürdük” algı çalışmasında kullanılacak gibi. Bunu da şöyle ifade etti Erdoğan: “… enflasyon meselesini de inşallah önümüzdeki şubat ayından itibaren önce makul düzeylere indireceğiz, sonraki yıllarda da enflasyonu olması gerektiği gibi tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.”

 

Faiz indirimi ile iç talep büyümesini canlı tutmak isteyen Erdoğan, işverenleri büyümeye adeta itiyor ve şöyle diyor: “Başta kamu bankaları olmak üzere, düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum. Çünkü düşük faizle aldığınız krediyle yapacağınız yatırımlar ne yapacaktır? İstihdam sağlayacaktır. Ne yapacaktır? Üretim sağlayacaktır. Ne yapacaktır? İhracatı arttıracaktır ve cari fazlayı da lehimize döndürecektir.”

 

Büyümenin, temmuz sonunda 36,5 milyar doları bulan, yıl sonunda ise 50 milyar doları aşması beklenen cari açığı tırmandırması kaçınılmaz. Ek olarak, önümüzdeki 12 ayda ödenmesi gereken 180 milyar dolarlık dış borç yükümlülüğü var. Bunlar, döviz üstünde tırmanma basıncı yaratıyor ve dolar fiyatı zaman zaman 18.50 TL’yi görüyor. Bu tırmanışı yavaşlatır umuduyla toplamı 1,3 trilyon TL’yi bulan Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile Hazine ve Merkez Bankası üstünden döviz getirisi garantisi veriliyor ve tasarruflar TL’de tutulmaya çalışılıyor. Öte yandan, özellikle kaynağı belirsiz kanallardan ya da politik temaslarla Körfez ülkeleri ve Rusya’dan bulunan döviz, piyasaya kamu bankaları üstünden satılarak tırmanış yavaşlatılmak isteniyor. Ancak, özellikle Rusya ile yakınlaşmadan umulan döviz kolaylığı, Batı dünyasından gelen uyarılarla sürdürülebilir görünmüyor.

 

Görünen o ki seçimlere kadar Erdoğan, bütçede büyük açıklar verme ve seçim sonrasına kamu bankalarına, kamu ekonomik kuruluşlarına, özetle sonraki iktidara ağır enkazlar bırakma pahasına farklı kesimden seçmenlere ekonomik jestler yapmada sınır tanımayacak.

 

Kuşkusuz, hazırlıklar sadece ekonomik popülizmle sınırlı değil. Parasal olmayan atraksiyonlar, siyasi hamleler, yer yer hukuk devletinin sınırlarını zorlayan ataklar da iktidar partisinden beklenmiyor değil. Bunların özellikle seçimler yaklaştıkça çeşitlenmesi bekleniyor.

 

Kaynak: Al Monitor

 

Putin, Erdoğan’ı kurtabilir mi? & Ne olacaksa kış aylarında olacak!

 

The Economist: Türkiye’de 2002-2021 büyüme oranı yüzde 50 şişirildi

 

S&P’den Türk bankalarına kritik uyarı: Konut fiyatlarına, TL zayıflığının şirketlere etkisine ve sorunlu kredilere dikkat

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler