Sosyal Medya

Ekonomi

Kritik hafta: FED nereye kadar ve hangi hızda gidecek?

Geride bıraktığımız hafta Antalya’da düzenlenen Rusya – Ukrayna dışişleri bakanlarının toplantısından ateşkes konusunda somut bir karar çıkmazken, Cuma günü Rusya…

Kritik hafta: FED nereye kadar ve hangi hızda gidecek?

Geride bıraktığımız hafta Antalya’da düzenlenen Rusya – Ukrayna dışişleri bakanlarının toplantısından ateşkes konusunda somut bir karar çıkmazken, Cuma günü Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ile yapılan müzakerelerde pozitif gelişmeler olduğunu belirtti. Elbette, müzakere masasının halen daha varlığının devam etmesi ve Putin’den gelen piyasaların duymak istediği açıklamalar sonrasında küresel mali piyasalar haftanın son iş gününün özellikle de ikinci yarısını olumlu tamamladı.

Cuma gününün ilk yarısında, USDTRY kurunun psikolojik 15 seviyesine neredeyse dokunacağı dakikalarda (en yüksek 14,9950 seviyesinden işlem geçti) teyide muhtaç da olsa, kamunun yüklü desteği ile karşılaştı. Bir tarafta Putin’in açıklamaları, bir tarafta kamunun süregelen desteği, diğer bir tarafta ise sosyal medyada dolaşan bir iddiaya göre, TCMB’nin bu hafta Perşembe günü düzenlenecek olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik faiz artıracağı haberleri, hızlı bir şekilde USDTRY kurunun 14,65 seviyesine kadar geri çekilmesine neden oldu.

Enflasyonun dolu dizgin bir şekilde kuzeye ilerlediği bir ortamda, politika faizinde sinyal etkisi olması açısından yapılacak sembolik bir artışın pek de bir mânâ ifade etmeyeceğini düşünüyoruz. Elbette, ateş olmayan yerden duman çıkmaz atasözünü de bir kenara not etsek de, şu aşamada TCMB’den bir hamle beklentisi içinde değiliz.

Bir adım geriye gidelim. Yeni ekonomik model diye adlandırılan bize göre deneyin yegâne amacı faizleri indirmek, TL’yi rekabetçi kılmak ve ihracat ve turizm ile ekonomiyi büyütmek idi. Politika faizinin %19’dan %14’e çekildiğinden beri TL’nin USD karşısında (TRYUSD) değer kaybı Eylül 2021’e göre %45 düzeyinde oldu. Akabinde, Ayşe Teyze’nin enflasyonu %55’e yükselirken, üreticiye yansıyan enflasyon ise %100 aştı. Bunlar fiyatların değişim hızı hayat pahalılığı ile karıştırmayın! Cuma günü bu modelin taşıyıcı kolonu olan cari işlemler dengesinin ise 7,1 milyar dolar açık vererek Aralık 2017’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını not edelim! Hazır enflasyondan söz etmişken, Cuma günü açıklanan TCMB piyasa katılımcıları anketine göre, yıl sonu TÜFE beklentisi %34,06’dan %40,47’ye yükselirken, 12 ay sonrasına ilişkin beklenti ise %24,83’ten %26,43’e yükseldi. Hiperenflasyon ihtimalini göz ardı etmeyelim.

Dönelim yeni haftaya. Bu haftanın ana gündem maddesini, FED’in Çarşamba; İngiltere Merkez Bankası’nın ise Perşembe günü düzenleyeceği olağan toplantılar teşkil ediyor. ABD’de son 40 yılın, İngiltere’nin ise 30 yılın zirvesine ulaşan enflasyona karşı, her iki faiz otoritesinin faiz kılıcını çekerek politika faizini çeyrek puan artıracağı bekleniyor. Her ne kadar Ukrayna eksenli belirsizlik jeopolitik anlamında kafaları kurcalamaya devam etse de, özellikle tarımsal ve endüstriyel emtialardaki soluksuz yükseliş, merkez bankalarını tedbir almaya itecek gibi görünüyor.

Hülâsa, ABD’de %2 olan enflasyon hedefinin 4 katına ulaşan enflasyon karşısında, 2018 sonrasında ilk faiz artırımına Çarşamba akşamı 25 baz puan ile başlanacağına artık kesin gözüyle bakıyoruz (50 baz puan artışa bu sabah itibariyle %7 ihtimal veriliyor). Devamında ise, her ne kadar şu anda ileriye doğru bakarak konuşmak için erken olsa da, FED’in kademeli bir şekilde faizi Şubat 2023’e kadar %2 seviyesine getirmesi ve enflasyonu dizginlemesi bekleniyor.

Perşembe günü ise, İngiltere’nin faizi Aralık ayından beri üçüncü kez artırması bekleniyor. Emtia fiyatlarında yaşanan yükseliş cebimizi her gün biraz daha yakarken, bu ortamda para politikasının sıkılaşacak olması zorda olan tüketicilerin hayatını daha da zora sokacağını gibi, yükselen faizlerin krediye ulaşımı zorlaştırarak ekonomik büyümeyi de olumsuz etkileyeceğine kesin gözüyle bakıyoruz.

Bu hafta baştan aşağıya merkez bankası toplantılarını göğüsleyeceğiz. Gelişmekte olan ülkeler, büyük ağabeyin toplantısı arkasına kendi toplantılarını da tavimlendirmiş. Şimdilik farklı bir kulvarda koşan TCMB’den, Perşembe günü, çıkan dedikodulara rağmen, politika faizini %14 seviyesinde sabit tutmasını bekliyoruz. Öte yandan, yıllık enflasyon oranının %10,5 olduğu bir ortamda, Brezilya Merkez Bankasından art arda dokuzuncu faiz artırımını Perşembe günü gerçekleştirerek politika faizini %11,75’e çıkarması bekleniyor. Rusya Merkez Bankası ise Cuma günü bir araya gelecek. Hatırlanacağı üzere, Ukrayna’nın işgalinin ardından yaptırımların altında adeta ezilen ve dolar karşısında Ruble’nin 75’den 150 seviyesine çıkması sonrası değer kaybını frenlemek adına faiz oranı da ikiye katlamıştı (%9,5’ten %20’ye). Bu hafta da Rusya borsasının kapalı konumda olacağını not edelim.

Geride bıraktığımız hafta, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ile Brent cinsi petrolün varil fiyatı 140 dolara dayanarak son 14 yılın en yüksek seviyesini görmüş; buğday fiyatı tarihin en yüksek seviyesine yükselirken, nikel fiyatı neredeyse bir haftada fiyatını ikiye katlayarak Londra Metal Borsası’nı (LME) metal ticaretini durdurmak zorunda bırakmıştı. Petrol fiyatlarının şirazesinden çıkması ve USDTRY kurunda süregelen yükseliş ile neredeyse akaryakıta da durmaksızın zam gelirken, ABD, arz şokunu telafi etmek adına küresel üreticileri petrol üretimini artırmaya çağırdı. Geçen hafta BAE ön plana çıkarken, ABD’nin yaptırım uyguladığı İran ve Venezuela ile de üretim artışını konuşmaya başladığını not edelim!

ABD borsası Dow Jones beşinci haftayı da kayıpla kapatırken, yılbaşına göre bakılırsa %11 düştü. Bunun karşılığı Nasdaq’da %18’e tekabül ediyor. Hisse senetlerinin sert bir gerilme eğilimine girdiği son haftalarda ise, doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvilleri geride bıraktığımız haftayı %1,66’dan başlayarak %2 ile bitirdi. Teknik manada Ekim 2018 tepesi olan %3,26 ile pandemi döneminin dibi olan %0,32 arasında önemli bir seviye olan (Fibonacci %61,8) %2,1 adeta sürecin nasıl devam edeceğine ilişkin bizlere ışık tutacaktır. Yen haftanın ilk işlemlerinde 10 yıllık faiz %2,05 seviyesine yükseldi.

Elbette, dönemin ruhuna uygun lakin ABD tahvil faizleri ile ters korelasyona sahip (faiz getirisi olmayan) altın, geride bıraktığımız hafta beklentimize paralel tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,070 doları test etmesi ardından kazanımlarını tam olarak koruyamayarak haftayı 1,985 dolar seviyesinde ama 18 ayın zirvesinde yer alarak kapattı. Altın ile ilgili daha da yukarı seviyeleri görebilmemiz için jeopolitik risk algısının daha da bozulması gerektiğini düşünüyoruz. Müzakere daha doğrusu mütareke masasının varlığı altının yükseliş isteğini frenleyebilir. Bu minvalde, 1,965 dolar seviyesinin altında günlük kapanışlara dikkat edeceğiz.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya piyasalarında karmaşık bir seyir hakim. ABD ile Çin arasında bugün yapılacak görüşmenin merceğinde Rusya bulunuyor. Başkan Biden’ın üst düzey danışmanı Sullivan bir süredir, ABD ve AB müttefiklerinin yaptığı gibi Rus ekonomisine yaptırımlar uygulanması konusunda Çin üzerinde baskıyı artırmak üzerine çalışıyor. Çin borsasında düşüş, bu sabah Hong Kong borsası üzerinde de ciddi bir baskı kurduğunu ve %4’e varan düşüşlerin yaşandığını görüyoruz.

Mesela hazır Asya’daki düşüşlerden söz etmişken, bu iki başlığı da not düşmüş olalım. Rusya hafta sonu yaptığı açıklamada, altın ve döviz rezervlerinin neredeyse yarısının dondurduğunu söyleyerek, Batı’nın uyguladığı yaptırımlarının ekonomisi üzerinde yarattığı tahribata dayanabilmesi için Çin’e güvendiğini söyledi. Öte yandan, Rusya Çin’den askeri yardım da isterken, Çin ekonomisi ile ilgili soru işaretlerinin de arttığını not edelim.

ABD borsalarının vadeli işlemleri ise, Asya’nın aksine, ılımlı yükselişler ile haftayı kucakladığını görüyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının Cuma gününe göre hafif bir geri çekilme ile güne 110 dolar seviyesinden başladığını görüyoruz. Not etmek gerekiyor ki, 108 dolar ara destek seviyesinin altında hızla 100 dolar ana desteği test edilebilir. Rusya-Ukrayna barış görüşmelerinde ilerleme umutları ve bunun da taraflarca teyit edilmesi, umutları taze tutarken, sahada sıcak savaşın da devam ettiğini unutmamak gerekiyor. Pazar günü NATO üyesi Polonya sınırına yakın büyük bir Ukrayna üssünü Rus füzeleri vururken, 35 kişinin hayatını kaybettiği 134 kişinin ise yaralandığını okuyoruz!

İlk fiyatlamalara bakılırsa, USDTRY kuru haftayı 14,80 seviyesinden kucaklamaya hazırlanıyor. Cuma günü psikolojik 15 seviyesinden gelen kamunun desteği ve faiz artırım dedikodusu yukarıda da izah etmeye çalıştığım üzere, TL’ye destek olmuştu. Unutmamak gerekiyor ki -her ne kadar alt kırılımları artık göremesek de- BDDK’nın 4 Mart tarihli haftalık bültenine göre büyüklüğü 539 milyar TL seviyesine yükselen Kur Korumalı Mevduatın Hazineye yükü ciddi rakamlara ulaştığını hesaplıyoruz (basit bir matematikle bunun da 50 milyar TL seviyesini aştığını düşünüyoruz (neredeyse temiz 3 milyar dolar)!

Yukarıda da değindiğim üzere, bu hafta gözler 2018’den sonra ilk kez faiz artırımına soyunan amiral gemi FED üzerinde olacaktır. Faiz artırımının kendisi kadar üyelerin faiz ve makroekonomik tahminleri (meşhur nokta grafik) de önemle takip edilecektir. Bugünün veri takvimi ise sakin görünüyor.

 

 

 

iktisatbank.com

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler