Sosyal Medya

Veysi Dündar yazdı: YASSAH HEMŞERİM BİREYSEL KREDİ ÇEKEMEZSİN

18 Eylül 2021

 VATANDAŞ OLMASAK EĞLENİRDİK

Vatandaşı olmasak eğlenceli ülkede yaşıyoruz.
Turist olarak gelebilirsin, mülteci olarak gelebilirsin sıkıntı yaşamazsın.
Ama ülkeye nüfus kağıdı ile bağlıysan ortada çok ciddi bir mesele var demektir.

Bu ülke geçmişte de ekonomik sıkıntılar yaşamış, zorluklar görmüştü. Ancak geçmişte Türkiye’de asgari seviyede de olsa demokratik bir standart, yönetenler için nimet/külfet dengesi vardı.

Ülkeyi kötü yöneten iktidar faturayı öyle yada böyle öderdi.

Türkiye’de AKP ve Erdoğan ise hiçbir fatura ödemeden ülkede koşullar ne olursa olsun iktidar olmanın/kalmanın ve ayakta durmanın mümkün olacağını kanıtlama derdine düşmüş durumda.

Üstelik bize ekonominin atom fiziği olduğuna  ikna etmek istiyorlar.

BABACAN’IN KENDİ GİTTİ ADI KALDI YADİGAR

Son olarak bireysel tüketici kredisi vadelerini bir kez daha ekonomik krize çare olarak düzenlediler. Aslında bundan önce de bunu bir çok kez yapmışlardı.

Yasaklara karşı olduğunu iddia eden bir iktidar, hem de kendisini sağcı olarak tanımlayan bir siyaset dünyada örneği olmayan bir iktisadi çözüm ile karşımıza çıkıyor.
Bu biraz kızını dövmeyen babanın dizini dövmesine dizin üstünde ise ülkenin vatandaşının olmasına benziyor.

Türkiye’de 2000’li yıllara kadar var olmayan bireysel kredi alanını düzenlemek, Ali Babacan’ın iktisat politikaları ile hayatımıza girdi. Burada büyüyen ekonomiyi soğutmak, ithalatı kısmak vs gibi türlü çeşitli saikler vardı. Türk Lirasının dolara karşı gücünü koruduğu 2013-14’lere kadar, ekonomide ne yaparsanız yapın çok da önemi yoktu.

Çünkü temel dengeler bir şekilde sağlamdı ve   istikrara imkan veriyordu. Ekonomiyi vatandaşın bireysel kredilerini düzenleyerek yönetmek o zaman da yanlış, anlamsız ve tuhaftı fakat Türk Lirası 10 yılda dolara karşı sadece yılda %5 değer kaybederken bu durum çok da göze batmıyordu. Ekonomik istikrarın genel durumunun bir parçası gibi kabul görüyordu.

Türk Bankaları zaten genel olarak ihtiyatlıydı, karşı taraf, vade-kur risklerini ölçmede 2001’den sonra zaten bir çok önlem alınmış düzenleme yapılmıştı.

CON AHMETİN DEVİR DAİM MAKİNASI

Ancak Türkiye’de AKP iktidarına Babacan’ın armağan ettiği devir daim yada Con Ahmet mekanizmasının adı genelde Bankacılık özelde Kamu Bankaları olduğu için bu alanda yapılan her hamle bir şekilde iktidarın bahçeyi düzenlemesi haline dönüyor.

Aslında en basit Maliye kitabını bile açsanız Bankaların merkezi hükümet bütçesinde yeri yurdu olmadığını görürsünüz.Konumuz Deva Partisi ve Babacan değil ama Sayın Genel Başkanın Türk ekonomisine dair yaptığı pek çok fayda ile beraber bu alandaki özeleştirisini de beklediğimizi ifade edelim.

HALKA BİDON KAPAĞI MUAMELESİ BİLE YAPMAMAK

Sonuç olarak zamanında karşı tarafı vatandaşa bidon kafalı demekle itham edenlerin, ülkeyi idare ederken gösterdikleri performansa dikkat buyurunuz.
Bu ülkenin vatandaşı, bireyi kredi kartı alırken, ev alırken, araç alırken yada keyfine ihtiyaç kredisi alırken bırakın bidonu, bidonun kapağı muamelesine bile layık bulunmuyor.

Devlet vatandaşa sen anlamazsın bu işten diyor ve her şeyi yasaklıyor, düzenliyor, sınırlıyor.
Sanki herkesin alım gücü tavanda gibi alım şartlarını son noktasına kadar güçleştiren uygulamalar devreye sokuluyor.

Beş para etmez bir yürüyen demir parçasını alabilmek için vatandaşın yüksek matematik bilmesini gerektirecek çarpma bölme yapması gerekiyor.
Bankacılık iktidarın kümesteki kazı, Banka müşterisi de öyle.

ÇOK GECİKENE ÇOK AZ GECİKENE AZ

Aynı gün yayınlanan bir diğer mevzuat da uzun süredir 180 gün olarak düzenlenen takibe düşme gün sayısının 90’a çekilmesi. Ama o kadar tuhaf bir şekilde bu düzenlemeyi yapmışlar ki kafayı sıyırmamak elde değil.

1 Ekim’de 91 gün gecikmeniz varsa devlet size 180 güne kadar süre veriyor. Ama 90 gün gecikmeniz varsa 1 Ekim’de avukatla randevunuz başlıyor. Örneğin yanılıp da 120 gün gecikmede olan kişi ödeme yapsa ertesi gün takibe düşecek. Ama ödeme yapmayanın daha 3 ay zamanı olacak.

Basit bir düzenlemeyi bile bu kadar beceriksizce kotaran bir iktidardan beklenti içinde olmak bile aslında, bu ülke halkı için çanların çalmadığını zangırdadığını gösteriyor.

Ekonomik krizin etkileriyle kör topal borcunu ödemeye çalışan insanların düştüğü duruma dair sağlanan bir düzenlemeyi, akıl ötesi bir sistemle revize etmek iktidar blokunun iktisadi yönetimden ne denli uzak düştüğünü gösteriyor.

Borcunu geciktiren insanlar arasında dahi ayrım yapan ve bunu yaparken akılcılıktan uzak kalan bir siyasetten beklentiyi en alt seviyede tutmakta yarar var.

ALLAH HEPİMİZE KUVVET VERSİN

Her halk hak ettiği gibi yönetilir diyenlere, AKP’ye oy vermeyen mühürlü oy sahibi milyonları anımsatmak istiyorum. Kendi seçmenini imal eden, hatta elinden gelse yurtdışından ithal edecek hale gelmiş bir iktidarla mücadele kolay değildir:
Allah hepimize güç kuvvet versin.

Analiz, Veysi Dündar 18.9.2021

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları