Sosyal Medya

Veysi Dündar yazdı: Kıbrıs Barışının Mimarlarına Vefasızlık

21 Temmuz 2021

Marquez’in Latin Amerika’sına Dönen Ülke

Yaz sıcağının bunaltısı ile günler akıyor ve hepimizi eritirken, ülke giderek daha da fazla Marquez’in anlattığı Latin Amerika hallerine dönüşüyor.
Sovyet sisteminin hatıraları da canlı aslında :  Gerçekliğin özüyle oynayan sahibinin sesi basın yada inşaata binaya olan fetişist yaklaşım eskinin Sovyet dönemini andırıyor. Devasa binalar, köprüler, fabrikalar alemi farikasıydı komünizmin. Büyük ve ezici binalarla halka sistemin gücü gösterilirdi.

Yine de tam bir Sovyet tipi rejimden söz edemeyiz. En azından klasikler okunur insanlar eğitim düzeyi olarak geliştirilmeye çalışılırdı.

Burada ise eğitim düzeyi ile ters korelasyon veren bir seçim tercihi var.
Açık sözlü iktidar yandaşları cahilin ferasetini tercih ediyor. Üstüne bir de Latin ülkelerinin geleneksel ekonomik faaliyeti olan devalüasyonu eklediğinizde ülkenin iktisat ikliminde Latin rüzgarları esiyor.

Türk parası tarihinin görüp göreceği en düşük değerine ulaşırken, ülkede iktidarı ele geçirmiş ve bunu ayrıcalık haline sokmuş parti ve onun lideri için her şey çok olağan görünüyor.

Prompter Susar Lider Susar

Adeta bir prompterin gölgesinde geçmiş gibi yıllarımız. Prompter susunca konuşma da bitiyor. Erdoğan kızıyor : Kim ilgileniyor bununla?

Prompterdir bozulur, yedekte yazılı metin olsun denmemiş kenarda. Akla bile gelmiyor B Planı. Prompterin bozulabilme ihtimali yada böyle bir şansı yok. Tıpkı ülkeyi idare etmeye mecbur oldukları gibi prompter da çalışmaya mecbur.

İktidarı sanki birilerinden devralmamış gibi devretmeyi reddediyor.

Geçmişin merdivenlerini çıkarak bugünlere ulaşanlar, merdivene sadece tekme atmıyor aslında merdivenin olmadığını düşünmemizi istiyor.

Biri Müjde mi Dedi?

Daha birkaç ay önce seçilmiş Cumhurbaşkanına atanmış vali muamelesi yaparak halkın iradesiyle alay eden kendisi değil gibi, şimdi daha yakın bulduğu Cumhurbaşkanına saray yaparak KKTC’nin bağımsızlığını tescil edeceğini iddia ediyor.

Naif yandaşların yazılarına bakınca verilecek müjdeyi Rumlara adayı terk etmeleri için 3 gün süre verilecek diye hayal ederken; müjde diyerek bize yapılacak binayı işaret ediyor. Ancak Latin Amerika’nın kendi kendini doğrulayan sonsuz başkanları bunu yapar. neş’in dirayeti olmasa olamayacak bir harekatın yıldönümünde bu insanların isimlerini anmadan yapılan bir konuşmanın ancak gerçeği saptırmak olduğunu görmüyor.

 

Soylu’nun seçimlerde hakaret ettiği Saadet Partili Asiltürk ise tam bir konu mankeni gibi Erbakan’ın hatırlanmasına hem vesile oluyor hem de haklı anmanın üstünü örtüyor.
Diğer tarafta Erbakan’ın oğlu da bu vefasızlık sarmalında bir kendisi eksik gibi Babasına kader arkadaşlığı yapmış insanlara Vefanın bu piyasada Boza markasından fazlası olmadığını ispat ediyor.

Afganlılar Boşuna mı Kaçıyor Yoksa?

 

Ülke sınırları delik deşik olmuş, halkın daha da içine kapanmasına yol açacak bir mülteci akını çekirdek çitlenerek izleniyor. 3000 km öteden bir mülteci akınını normalleştirme çabası içinde tarihin görüp göreceği en zalim Müslümanlardan olan Taliban ile ülkemiz aynı kefeye konuyor.

“Ha Taliban Ha Biz” diye şaka bile yapmak abesken ülkenin en tepesi “o da Müslüman biz de” diyerek ortak payda işaret ediyor.
İnsanın aklına Yezid geliyor kaçınılmaz olarak. Sivas yangını geliyor. Taliban’ın dinamitle patlattığı heykeller geliyor.

Adeta “insanlar Müslümanlıktan uzaklaşsın diye bir proje mi var?” diye düşünüyorsunuz.

Bizimle alay edildiğini düşüyorduk belki ama aslında olan bundan bir tık daha ötesi sanki.
Ülke giderek gerçekliği taklitte gerçeği bile aşmış bir sahteliğe teslim olmuş durumda.

Ülkenin Kesik Damarları

Tam da burada Latin Amerika’nın Kesik Damarları kitabında Edurdo Galeano’nun söylediği şu cümle akla geliyor:

“Bizler, ne idüğü pek belirli olmayan ikinci sınıf bir Amerika da oturmaktayız”
Biz de acaba ne idüğü belirli olmayan ikinci sınıf bir Türkiye’ye mi yerleştirildik?

Not :
“Yunanlıyla kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın” dizelerini kaleme almış bir şair yeri gelmiş şahin olmuştu.
Rahmetli Ecevit’i ve tatile yollanan Ayşe’nin babası Turan Güneş’i saygıyla anıyorum.
Avrupa tarihine yön veren Yunan cuntasını tarihe gömen gerçek “barış“ harekatının hikayesini daha önce de bir yazımda zikrettiğim; Em. J. General Ümit Yılmaz özetlemiş. Bu bayram gününde zamanınızı ayırın ve tarihimizin bu önemli mihenk taşını bir kez daha anın. Ecevit/Erbakan/Güneş’in aziz anısına…
Analiz, Veysi Dündar 21.7.2021

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları