Sosyal Medya

Erol TAŞDELEN: TCMB VE BDDK BANKALARIN ‘TEMERRÜT FAİZ KEYFİLİĞİNE’ DUR DEMELİ

5 Temmuz 2021

Son üç yıldır sık sık aynı konuyu yazıyorum, bankaların müşterilerine yaptığı bu keyfi uygulama bitene kadar da yazacağım. Bankalardan Kredi kullanan Müşterilere Bankaların uyguladığı “Gecikme / Temerrüt Faiz oranlarında” ciddi bir keyfilik var. TCMB ve BDDK’nın acil olarak ‘hangi konuyu düzenlemesi / sonuçlandırması’ gerekir diye sorsanız bu konuyu söylerim. Konu o kadar acil!

Gecikme Temerrüt Faiz nedir?

Bankalardan kredi kullanan müşteriler ödemeleri zamanında yapmaması halinde gecikme faizi uygulamakta, bu ek alınan “ceza niteliğinde” gecikme faiz oranına Ticaret Hukukunda “Temerrüt Faiz” oranı deniyor. Bankalar özellikle taksitli kredilerde vadesinden önce ödeme yapan müşterilere taksit tutarı üzerinden indirim yaparken son yıllarda bu uygulamaya da son verdiler, indirim ortadan kalktı artık.  Bankaların ödemeyi zamanında yapmayan müşteriden kredi gecikme faizi almasına kimse itiraz etmiyor, sonuçta Müşteri karşılıklı yapılan kredi sözleşmeye uymayarak ödemeyi zamanında yapmamış tabi ki bunun ek maliyetine katlanacak. Ama Temerrüt Faiz uygulamasında yöntem ve oranında belirsizlik ve ciddi sorun var. İtirazımız da buna zaten. Hukuki olarak bu alanda düzenleme olmayıp konu netleşmediği için de her banka kendine göre bir uygulama içine girdiği gibi aynı bankanın uygulamalarında bile farklılıklar oluşmakta. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, akdi faiz belli fakat Temerrüt Faiz belli değil ise ( ki son yıllarda bankalar taksitli krediler dahi sözleşmelere kasıtlı olarak Temerrüt Faiz oranı yazmıyor ) Temerrüt Faiz akdi faizin % 100 fazlasını aşamaz demesine rağmen açılan kredi davlarında hala farklı faiz oranları ile davalar açılabiliyor.

Temerrüt Faizler niçin farklı?

“Bankaların maliyetleri farklı tabi ki Temerrüt de farklı olacak” diyenler tabi ki çıkacaktır. Buradaki uygulama sabit bir faiz oranı değil ki. Konunun açıklanması açısından  önce bir konuda anlaşalım. Sonuçta hepimiz bankalardan kredi kullanıyoruz. Her şeyin açık, şeffaf soru işaretlerine, belirsizliğe yer bırakmayacak olması gerekmez mi? Müşteri olarak Banka ile kredi ilişkisine girdiğimizde gecikmeye düştüğünde yüzde kaç gecikme faiz oranı uygulanacağını bilmemiz gerekmektedir, banka da bu bilgiyi müşterisi ile paylaşmak zorunda. “Buna kimse itiraz etmez” diye düşünüyorum. Zaten ‘Basiretli Tüccar’ olma kuralı gereği bankanın müşterisine kullandırdığı kredide gecikme faizinin ne olacağını bildirmesi gerekiyor. Bu temel kuralken dikkat edin çoğu bankanın özellikle Ticari Kredilerin taksitli kredilerin ödeme tablolarında gecikme faiz oranı yazmıyor. Karışıklık ve itirazımız da buna zaten. Kredi Kartlarında ve Kredili Mevduat Hesabı – KMH Kredilerde bankaların uygulayabilecekleri azamı Akdi ve Temerrüt faiz oranının TCMB her üç ayda bir açıklıyor. Bankalar da bu kurala uyuyor, kredi kart ekstrelerinde de bu oranlar net olarak yazar zaten. Bu kadar net olmasına rağmen hala mahkeme dosyalarında bu kredilere dahi % 100 fazlası ile Temerrüt faiz talep eden bankalar var. İşin komik tarafı Ticari Müşterilerin imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi ( GKS )’de Türk Borçlar Kanunu ile ilgili madde, gönderme olmamasına rağmen müşteriye % 100 fazlası ile temerrüt faiz uygulanıp dava açılabiliyor. Önceden yazdım; örneğin “eski köye yeni adet getiren” Yabancı sermayeli bazı bankalar işin ucunu o kadar kaçırmış ki GKS’lerine % 225 gecikme faizi uygulanacak cüreti dahi gösterebiliyor ve bunun üzerinden dava açabiliyor. Nasılsa ne sorgulayan var ne denetleyen meydan boş yani! ( Abartma diyenlere Mahkemelere Bilirkişilik yapığımı belgeleri gözlerine sokabileceğimi hatırlatmak isterim ).

Mahkeme aşamasında bankalar Akdi Faiz yokmuş gibi davranıyor    

Malum Bankaların hukuki takip sürecindeki kredilerin toplamı 150 milyar TL dolayında. Sorunlu olarak yüzdürülen kredileri de ekleyince Banka Kredilerin % 15’i mahkeme süreci yaşayabilecek potansiyel taşıyor demektir. Yaklaşık 10 milyar TL’lık dosya da son yıllarda Alacak Satışı yöntemi ile Varlık Yönetim Şirketlerine devredildi. Özetle 2021 ilk yarısına geldiğimizde 550 milyar TL’lık Banka Kredisi açık ya da gizli davalara konu olmuş ya da olabilecek potansiyel taşıyor. Davası süren milyonlarca dosya var. Konu milyonlarca vatandaşı/firmayı indiriyor ama hala sorun çözülmüş değil.

Mevcut uygulama nasıl?

Mevcut uygulamada Bankalar müşterilerden daha yüksek gecikme faiz almak için iki yönteme başvuruyor. Birincisi, imzalana GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ – GKS metinlerine Temerrüt Faiz ile ilgili düzenleme bölümde ortada hiç Akdi faiz yokmuş gibi davranıp “TCMB’ye bildirilen faiz oranlarının en yüksek olanın % 30 ( son yıllarda genelde %50 fazlası ) üzerine eklenerek Temerrüt Faiz oranı olarak belirlenir” diyorlar.  Bazıları ise 3098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ( TBK ) gereği Uygulanan Akdi Faizin  %100 fazlasını Temerrüt Faiz olarak müşteriye uyguluyor. İcra dosyalarındaki Ödeme Emri ve Takip Talebi bu oranlar üzerinden talep ediliyor. Oysa müşterinin imzaladığı GKS’de  TBK uygulanır diye bu yönde bir madde yok. Üstelik buna rağmen bu tür dosyalarda İstinaf Mahkemelerin onayladığı yüzlerce dosya var. Hiç birinin aslında yasal dayanağı yok ve müşteriden imzalamadığı bir metin üzerinden haksız yere yüksek faiz tahsil ediliyor. Bankalar bu konuda müşterilerine açıkça bir tuzak kurmuş, Mahkemeler, Meclis, TCMB, BDDK dahil bankaların bu tuzağını yıllardır ya görememekte ya da anlamamakta kusura bakmasınlar. Vatandaşın / firmaların yıllardır bu uygulamasına seyirci kalmaktalar. Konu bu kadar acil ve seyirci kalınamayacak kadar önemli biline.

İş nasıl TBK kadar gidiyor ?

Aslında kredi kullanırken kredi kullanım başvuru formunda; Ödeme planında her şeyin şeffaf, anlaşılabilir olması, belirsizlik olmaması gerekir. İnisiyatif bankaların eline bırakılamamalı. İmzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinde her şey net olmalı. Bunlarda yer almayıp iş TÜRK BORÇLAR KANUNU – TBK’ya kadar nasıl gidiyor insan şaşırıyor. Oysa süreç şu şekilde ilerlemeli. Önce kredi başvuru, ödeme planı gibi evraklarda Temerrüt Faiz var ise bu esas alınmalı. Bu yazılmamış ise Akdi Faiz oranının üzerine ne kadar faiz eklenerek Temerrüt Faiz hesaplanmaya bakılmalı. Bunların hiçbiri yok ise örneğin bir Teminat Mektubu ya da Akreditif Kredisi gibi bir Gayri Nakdi Kredi nakdi krediye düşmüş ise o zaman GKS’deki maddelere bakmalı. Bu kredilerde nakdi kredi faiz oranı bulunmamaktadır ortada Akdi Faiz yoktur çünkü. Bankaların bunların hiçbiri yokmuş da kredi ilişkisi adi bir borç alacak ilişkisiymiş gibi direkt TBK’ya atıf yapmaları akıl alır gibi değil, vicdani de değil. Ortada ciddi bir borçlunun mağduriyeti doğuyor çünkü. Türk Borçlar Kanunu bile Temerrüt Faiz Akdi Faizi %100’ü aşamaz demesine rağmen banka GKS’sinde ‘% 225 Temerrüt faiz oranı uygulanır’ diye basılı olarak yazan ve tefeci faizi uygulayan bankalar var. Ortada ciddi bir keyfilik, hukuk tanımazlık var kısacası.

Çözüm ne olmalı?

Çözüm aslında çok basit. Bankaların kredi işleyişi ile ilgili karar verici olan iki kurum TCMB ve BDDK bu konuda bir düzenleme yapmalı. Ortada bir akdi faiz oranı olduğuna göre Temerrüt / gecikme faiz oranları da bu akdi faiz üzerinden hesaplanmalı. TCMB ve BDDK bankalara iki konuda düzenleme yapmalı. Birincisi, “kredi kullanan müşteri gecikme / temerrüt faiz oranının şeffaf olarak bilme hakkı var” demeli. Dolayısı ile kredi ödeme tablosunda veya kredi kullanım dilekçesinde bu oran net olarak belli olmalı. İkincisi; hukuki süreci başlayan kredilerde Temerrüt Faiz kuralları netleşmeli. Burada davalar yıllarca süreceği için  akdi faiz oranı üzerine her yıl TEFE+TÜFE ortalaması olarak artış yapılır da denebilir. Kredi kullanılırken hesaplanan ve müşterinin de uygun gördüğü Temerrüt Faiz hukuki süreçte de uygulanır diyebilir. Veya Akdi Faiz üzerinde bir oran belirlenir % 30-50 ne ise o oran kadar ekleme yapılır ama bu oranın hayatın gerçekleri ile örtüşüyor olması gerekir. Bu düzenlemelerin hiçbiri olmadığı için şu an mahkemelerde Bankacı Bilirkişilerin de Hakimlerin de kafaları karışık durumda. Bankalar en yüksek faiz oranında temerrüt hesaplama peşindeyken müşterilerin mağduriyeti katlanarak devam ediyor. Ortada bankaların uyguladığı bir keyfi Temerrüt Faiz uygulaması var mahkemelerde kimse işin içinden çıkamıyor deneyim ve vicdanına göre karar veriyor. Sadece bu durum bile dava sürçlerinin gereksiz uzamasına neden olabiliyor.

TOBB gibi kurumlar niçin sessiz anlaşılır gibi değil

TOBB gibi Ticari İşletmelerin kalbi olan kurumlar bu tür sorunları nasıl bilip çözüm üretemez ya da gündeme getiremez bilmiyorum ama Piyasadan bu yönde şikayet gitmiyor olamaz. Ya konu Hukuki işlemler ile ilgili olduğu için ya da düşen düştü batan firma artık bizim de üyemiz sayılmaz deniyor ise o daha vahim bir durum. Kısaca konu acil ve önemli. TOBB’un daha Sanayi Odaları, OSB’ler Ticaret Odaları, Esnaf Odaları duyarlı olarak bu konuya el atmasını bekliyorum. Hatta bu tip kurumların bünyesinde konulara hakim Bankacı Uzmanı istihdam etmeleri zamanı geldi de geçiyor. Üyeler ile ilişki sadece aidat toplamak ile sınırlı kalmamalı, sorunlarını sahiplenip taraf olmak da öncelikli olmalı.

Mahkeme süreçleri ciddi kısalır   

Banka dava dosyaların yıllarca sürmesinde ve belirsizlikte Temerrüt Faiz oranındaki karışıklığın ciddi katkısı var. Bu konunun TCMB ve BDDK tarafından kısa sürede netliğe kavuşmalı; süren ve dağ gibi biriken takibe gidecek dosyalar için de süreçlerin kısalması anlamına geliyor. Yoksa ‘düşene bir de biz vururuz’ mantığı var ise vahim. Ortada bir hukuksuzluk var, tepkisiz kalınca çözülmüyor. Tepkisiz kalmak Hukuksuzluğun sesiz desteklendiği anlamına gelir. Konuya taraf her kurumun kendini sorgulaması ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme zamanı geldi. Yoksa bu soyguna ortak olmuş olursunuz.

 

Erol TAŞDELEN – Bağımsız Ekonomist

www.bankavitrini.com

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları