Sosyal Medya

Erol Taşdelen: Gerçek kişilerde dolarizasyon %60’ı geçti

26 Kasım 2021

Ekonomi yönetimi faizsiz ortamda değeri düşürülen TL’nin Üretin, İhracat, Büyüme, İstihdam getireceğini iddia ederken kendini ekonomist olarak tanıtan hiç ekonomi ile alakası olmadığı 5-6 cümle sonra anlaşılan medya yüzleri ise halkı değersiz liranın ne kadar faydalı olduğunu TV’lerde anlatmaya devam ediyor.  Tam bir “Hisseli Harikalar Kumpanyası” içindeyiz. Bu kadar çok ekonomi ile ilgisi olmayan cümleleri ekonomi adına dillendirilmesini başka ülkelerde duyamazsınız. Türk ekonomi tarihi bu günlerde ekonomi adına saçmalayanların söylediklerini, yazdıklarını, krize katkılarını ayrı konu başlığı altında inceleyecektir.

Faize itiraz edenler ile faizleri geçmişte yükseltenler aynı kişiler aslında. “Faiz o kadar kötü idi ise 2018’de %24’lere kadar niçin yükseltmek zorunda kaldınız” diye sorarlar adama. Ya da elinizde yetki var bir gece karar alın faizleri %0 yaptık dersiniz olur biter. Demek ki söylenenler ile gerçek hayatta uyuşmayan bir şeyler var.

Güven gitti Dolarizasyon başladı

Yastık altında, kasalarda ne kadar döviz var, tahmin dışında bilemiyoruz ama Banka hesaplarında üç kesimin mevduatı var.  Vatandaş, Ticari İşletmeler, Kamu Kurumları. Ticari İşletmeler Döviz kredisi kullanan, ithalat ürün girdisi olan Sanayiciler, İthal ürün satan işletmelerin, Dış Ticaret yapan firmaların döviz bulundurması normal; ihtiyacına göre zorunlu da. Kısaca, Ticari işletmeler de iş gereği döviz tutuyor. Kamu Kurumlarının toplam Döviz Mevduat içindeki payı düşük. Demek ki dolarizasyonda Vatandaşın elinde ne kadar döviz var o belirleyici; ona bakmamız lazım. Çok değil 2015 başında Gerçek Kişilerin yani Vatandaşın Banka mevduatlarının sadece % 37,2’si Döviz Mevduat Hesaplarında bulunurken 19 Kasım 2021 itibarıyla % 60,6’luk mevduat döviz olarak tutulmaya başladı.

image.png

Vatandaşın Bankalardaki mevduatının USD karşılığı toplam 267,2 milyar USD; bunun 162 milyar USD’lık kısmı döviz olarak duruyor. Dolarizasyonda sorunda burada zaten. “Kur yükselir Vatandaş TL’ye döner” teorisi çökmüş durumda. Değer kaybeden TL’ye kimsenin yüzüne bakmadığı gibi dolarizasyonunu giderek arttığı görülüyor. Vatandaş ilk defa piyasayı ters köşe yaptı. Geçmiş krizlerde dayak yiye yiye vatandaş da öğrendi. Çaresizlik insanlara çözüm dayatıyor. Vatandaş dolarizasyon felan anlamaz parasının değerini koruma derdine düştü aslında. Mahfi Eğilmez hocamız da bu iki veriyi grafiğe döktüğünde zaten fotoğraf çok net ortaya çıktı.

Kripto parada Avrupa ülkeleri içinde 1. dünyada 4. sırada yer almamızı kumar düşkünlüğü olarak açıklayamayız. Vatandaş belli ki parasının değerini koruma peşine düştü. Zaruri ihtiyaç olan araç ikinci elde yatırıma dönüştü. İhtiyaç kredisi diye 2020 yılında dağıtılan krediyi alan döviz bürosuna kuyumcuya koştu! Neden acaba? Bir yerden başlanacak ise o da “Halka Güven vermek” için adımlar atılmalı derim. Güven ortamı yaratmadan dolarizasyonun önüne geçilemeyeceğini yaşayarak öğreniyoruz.

Dolarizasyon bankalarda da sıkıntı yaratıyor

Dolarizasyon sürecini yönetirken Bankalar da ciddi sıkıntı yaşıyor. Vatandaş dövize döndükçe TL kaynak dengesizliği de bankalarda kendini gösteriyor. Mevduat faiz oranları bazı bankalarda niçin düşmüyor anladınız değil mi? Bankalar için zor süreç. Bankaların dengeyi tutturmak için Ticari işlemlerden yapılan Türev ve Kambiyo Zararları 2021 üçüncü çeyrekte 37,8 milyar liraya ulaştı. Çoğu bankanın yurt dışından döviz olarak Sendikasyon kredisi alıp çoğunu TL kredi olarak iç piyasada verdiğini ve Sendikasyonları döviz olarak geri ödeyeceğini düşündüğümüzde ne kadar risk aldıkları ortada. Önceden 2-3 kurumdan alınan Sendikasyon kredileri 25-30 ülkede 40-45 kurumdan zor denkleştiriliyor. Bankalar bunu tabi “yoğun talep geldi” diye yansıtıyor açıklamalarında, yersen! Bir arkadaşınızdan borç almışsınız onu ödemek için 30 arkadaşınızdan borç dilenip denkleştirmenin neresi başarı! Borç çeviren CEO’lar başarı primi alıyor. Bankanın Borsa değeri dolar bazında erimiş gitmiş ama CEO’lar hala başarı hikayeleri anlatmaya çalışılıyor. Benim ölçüm milyarlarca dolar Sendikasyon kredilerini dakikalar içinde bulabilen dönemlerdir. Gerisi hikaye! Ülkenin ekonomik durumu vs. hikaye anlatmayın bana. Binlerce bankacıyı Persformans yalanı ile işten atan CEO’lardan hiçbiri onurluca davranıp “benim performansım düştü” diye istifa etmiyor! Kendileri kusursuz ekip kötü! Hangi sektörlere zamanında krediye boğduysanız, o sektörlerde birlikte boğuluyorsunuz benim gördüğüm. Örnek mi : İstanbul’da kaç AVM bankalara geçti? Çoğunu otopark olması yakındır! En azından bazı bankaların otopark giderleri azalacak, iyi tarafından bakalım.

 

Erol TAŞDELEN

bankavitrini.com

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları