Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Kışın ekonominin belini bükecek 3 şok

21 Kasım 2021

 

Geçen gün yine dünyanın en büyük fon yöneticileriyle Kasımpaşa’da salaş bir mekanda içip, tiner çekiyoruz, canım Diet Zola istedi. Garson “Abi yok” demez mi? Kutulayıcı firma ham madde çok pahalandığı için ithalat yapmaya cesaret edemiyormuş. Neşem kaçtı, süpermarkete gidip biraz alışveriş yapayım dedim, ulan her şey için TC kimlik numarası, psikiyatristten aklımın yerinde olduğuna dair temiz sertifikası ve idrar testi istiyorlar. İyice daraldım, naçiz malikaneme koşup, üryan soyunup kendimi soğuk havuza attım.. Hamam suyu gibi. Diet Zola yokluğunda global ısınma çekilmiyor be, Canan ve Canlar.

Bakın, çok ustaca size makalenin ana fikrini basit bir anektodla özetledim. Bir ülkenin para birimi 1 ayda %10 değer kaybedince, ekonomik öngörülerin hiçbir değeri kalmaz. Hele o ülkeyi bir Tımarhane Rejimi yönetiyorsa ve cari açık fazlaya dönünceye kadar “bedeli ne olursa olsun” faizleri indirmekte kararlıysa, salın ekonomik modeli ucundan, gitsin. Ekim’e kadar dördüncü viteste giden ekonomiyi sert ve çok can yakıcı bir kış bekliyor. Devaluasyonun zararını ayrıca yazacağım, ama ilk hesaplamalara göre, Hazine ve özel sektöre faturası kuyruk titretici cinsten.
Bu konuda haberimiz “Devaluasyonun Hazine ve özel sektöre maliyeti akıllara zarar” linklenmiştir.
Ama, dipsiz kuyuya düşen para birimi tek sorun değil. Kışın belimizi bükecek Mahşerin Üç Atlısını ben size anlatayım. Bunlar
Başkan Erdoğan’ın sağlığı hakkında yürütülen spekülasyonların ekonomik güven ve maneviyata olumsuz yansımaları.
Hortlayan Covid-19 salgını, ve
Kuraklıktır.

Bu 3 şok 2022 resesyonunun da kapısını açtı. Erken seçimler ve kaçınılmaz olan Erdoğn-Bahçeli’nin iktidardan denize süprülüşü yaşanmadan da, ne bu millet, ne de ekonomi iflah olmaz.

Erdoğan hasta mı? Bilemem, doktor değilim. Belki zor yürümesi ve arasıra gerçekten kopup uykuya dalması aşırı yorgunluk veya moda deyimle “erken tükenmişlik” belirtisidir. Odin Şahit, ben Erdoğan’ın katıldığı türden basın konferanslarına bir kaç kez gittim, horultumdan konuşmacı rahatız oldu. Kendi sunduğum TV programında uykuya daldığım de efsane değil, gerçektir.
Fakat, Erdoğan’ın zihni melekelerinde ciddi bir arıza olduğuna eminim. Nedeni de basit. Ne dindarlık, ne politik İslam, ne kendisi, kanka ve ailesini zengin etme çabası; ne de ucuz yolla oy devşirme gibi bir siyasetçinin en zaruri “ihtiyaçları” açıklayabilir kuru başıboş bırakmayı. Yahu, anladık faiz haram, TCMB kura müdahale etsin bari? O da olmayınca, TL’nin değer kaybettiği her gün Erdoğan’ın siyasi kariyerini bir hafta kısaltıyor.
Freni patlamış devaluasyonun asıl AKP seçmenini vurduğu, hatta en yakın kankası olan inşaat- ihale Mafyasını harap ettiğini görememek bence zihinsel bir rahatsızlığın işareti.
Tabii benim ne düşündüğüm hiç mühim değil, fakat işcamiasında bu algı varsa, kimse sabit sermaye yatırımı yapmaz. Çünkü, altı ay sonra Erdoğan emekliliğini ister de geminin kaptanı değişir, ve o yatırımdan umulan net bugüne indirgenmiş değer Ağustos sıcağında kar tanesi gibi eriyip gidebilir.

Bakın, size aynı zamanda faizi sıfırlasak da niye yatırım hamlesi başlamayacağını anlattım kısaca.
Bir başka gelişme de şu olur: Eğer üst düzey bürokrasi, asker, yargı Erdoğan’ın sağlığı hakkında bizden fazla bir şey biliyorsa ne olur? Onlarda da eski Erdoğan’ın dönmeyeceği algısı uyanmışsa, devlet Saray’ın yörüngesinden çıkar. Hatta, AKP’de bazı manşet istifalar da görebiliriz.
İşin bu kısmı spekülasyon, fakat Erdoğan’ın sağlığı hakkında tatmin edici ve bağımsız tıp otoriteleri tarafından doğrulanan temiz raporu gelmedikçe, sosyal medya tevatürlerine engel olamayız. Her tevatür işinsanının yatırım şevkini bir tık daha kırar.
Covid-19 Avrupa’da hortladı. Bu kış bir çok ülkede kapatma/kapanmalar geri gelecek. Bu gözlem bu sene tek parlak yönü ihracat olan ekonomi için önemli. Özellikle, Avrupa’nın bir kısmı Noel’i evde geçirecekse, bizden ithalat kısılabilir.
Türkiye’de Covid sanıldığından daha yaygın olabilir. Diken’de çıkan habere göre,
“Türkiye’nin salgınla mücadelesini değerlendiren Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “Salgın bitmedi ama tüm kesimlerde bitmiş gibi bir algı var. Sayılara alışmamız bekleniyor” dedi.
Salgın bitmiş gibi bir algı oluştuğunu belirten Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Erbaydar tabloyu şöyle yorumladı: “Sayılara baktığımızda bunun doğru olmadığını görüyoruz. Olgu, ölüm sayıları çok yüksek düzeyde. Verilerin güvenirliliğiyle ilgili soru işaretleri en başından beri hala var ama görünen o ki salgın yüksek bir seviyede devam ediyor. Bu noktada bizden adeta bu sayılara alışmamız bekleniyor”.

Ipsos anketine göre, halkın %40’ı sadece zorunlu alışveriş için evden çıkıyor. 2 ve 3 doz aşıya karşı önemli bir çekingenlik var. Türkiye’de bu kış 2 tercihten biri yapılacak. Ya, geçen kış olduğu gibi sokağa çıkma ve sosyal hareketlilik kısıtlamaları hayata geçirilecek, ya da vefat ve vaka sayısı Avrupa benzeri parabolik bir eğride yükselecek. İlkinde, zaten ağır hasarlı yeme-içme sektörü ölür. İkincisinde, bilinçli vatandaş dış teması keser, ulaştırma, AVM’ler, sinema-kültür, sokak satıcıları gibi zaten zor durumda olan işkollarında işsizlik yeniden başgösterir.

Size Covid-19’un nasıl eflasyonist etki yarattığını şahsi tecrübemle anlatayım. Benim “seçmen tabanım” içkili meyhaneler, bar, pavyon ve ocakbaşı çalışanları. Son haftalarda en sık rastladığım yakınma da şu: Garson, komi, ahçı bulamıyoruz. Bir çok tecrübeli arkadaşımız mesleği terketti. Bu kişilere yeni kariyerlerinde başarı dilerim, ama restoranlarda fiyat artışının bir nedeni de bu. Bu kış bir Covid-19 şoku daha yiyeceğiz ve kalifiye eleman kıtlığı yükselen ücretler vasıtasıyla hizmetler enflasyonuna degaj yapacak.

Yaz tatilinden dönünce, kuraklığı unuttuk. Halbuki 2020-2021 yağış yılı son 30 yılın en kötüsüydü. Aralık’a yaklaştık, susuzluk hala çiftçinin belini büküyor.
AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez “İklim meselesini kalkınma ve bir güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Önümüzdeki süreçlerde kuraklık dolayısıyla, iklim ve gıda sorunu nedeniyle göçlerin yaşanabileceği ifade ediliyor. Önümüzdeki süreçlerde, kuraklık ve gıda nedeniyle göçlerle karşılaşacağız” dedi.

Bu yıl için açıkçası çok da parlak görünmüyoruz. Yine bir yağış bekliyoruz ama kuraklık riskiyle karşı karşıyayız. Ama şimdiden önlemlerimizi alırsak, çiftçilerimizi bilinçlendirirsek, senenin sonuna geldiğimizde yaptığımız çalışmaların sonuçlarını da alabiliriz diye düşünüyoruz” diye konuştu.
Kuraklık, zaten gübre, mazot ve tarım ilacı girdilerinde arz eksikliği ve fahiş fiyat yüzünden tarımdan soğuyan çiftçinin ektiği alanı azaltmasına neden olacak. TUIK tahminine göre 2021 hasadında tahıl mahsulü %12 daraldı. Düşünün, nüfus %1.5 civarında büyürken, ekmek, bulgur, pilav, nişasta gibi temel gıdaların hammaddesi tahıllarda kıtlık var. Gelecek sene bir %13 daha daralırsa, zaten 300 gramı TL2.5’a çıkmış ekmek fiyatı kaç para olur?
Dışardan ithal edecekseniz, global tarım emtiaları fiyatları da tutulamıyor.
Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO) yapılan açıklamaya göre, gıda emtia sepetinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen Örgütün Gıda Fiyat Endeksi, ekimde eylüle göre yüzde 3,9 artarak ortalama 133,2 puana ulaştı. Dünya gıda fiyatları barometresi Temmuz 2011’den bu yana en yüksek noktaya çıkarak yeni bir zirve yaptı.

Yalnız gıda emtiaları değil, kahve gibi daha janti ürünlerde de fiyatlar düşmüyor. Bu sene gıda fiyatlarında artış toplumun dar ve düşük-orta gelirli kesimini çok fena vurdu. Öyle ki, Ekim Metropoll anketine göre, bütçesini gıdaya harcayan vatandaşın %58’i kışın ısınmak için odun, kömür alamadı. Belki doğalgazı da açamayacak.

Sefaletin boyutlarını düşünebiliyor musunuz? Ekim’e kadar ekonomiyi ihracat, kamu harcamaları ve üst-orta ve üst gelir düzeyindekilerin konut, otomotif, dayanıklı tüketim malları ve pahalı hizmet harcamaları ayakta tutu. Bu kış yukarda andığım kesim sayı olarak daralırken, hızla yükselen fiyatlar harcamalarını daraltmasına neden olacak.

Sizce ekonomi bu şoklardan sağ çıkabilir mi? Biz ne badireler atlattık, ama bedeli sürekli fakirleşme ve ekonomide adale erimesi oldu. Bu kış da hasta kendinin toparlayamazsa, yazın ayağa kalkması çok güç olur.

FÖŞ

Büyük emeklerle bir İngilizce YouTube kanalı kurduk. Politika ve ekonomiyi anlatıyoruz, bir ziyaretiniz rica olunur.

FÖŞ hakkında doğru bilgiler için, şahsi websiteme bir uğrayın..

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları