Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Kırılgan Beşli gitti, Hasta Üçlü geldi

12 Nisan 2021

Bugünlerde çok tanınan, halk arasında herkesin anladığı şekilde kullanılan bir terime yeni bir isim takmazsan, ekonomi dünyasında bir hiçsin. Bırak Nobel almayı, Transilvanya Ticaret Odası işinsanları vizyon toplantısında bile konuşma yapmaya davet edilmezsin, Pülümür Komünizm’in Sesi Gazetesi “Ünlü Ekonomist dünyayı yok edecek tehdidi anlattı” diye başlık atmaz.  Bakın Jim O’Neill’e BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan,  Çin) diye bir deyim uydurdu, o günden bu yana banka hesabına bakmıyor bile.

Ekonominin Ulu Çınarı FÖŞ  de bu günlerde literatüre yaptığı eşsiz ve tarihe geçecek katkılarla “göze batıyor”. (Bu lafa bayılırım, bir şey benim gözüme batsa, ben de onu gö.üne batarım, ama neyse).

Önce “Bize dış çıpa lazım” diye Batı’ya yaltaklanmazsak ekonomiyi kurtaramayacağımızı vurguladım ki, maaşlı vatan haini olarak 31 yıldır tekrarlarım aynı nakaratı.

“Sonra ABD için iyi olan, Gelişmekte Olan Piyasalar için kötüdür” diye ikinci bombamla, yıktım sahneyi, eyledim Musul’u viran.

Ve..şimdi..karşınızda..Give it up..for..my man..FOSH…

Evet, işte söylüyorum:  “Kırılgan Beşli gitti, Hasta Üçlü geldi”.  Gelişmekte Olan Piyasaları (GOP, Ülkeler GOÜ) takip edenlerin malumudur, bundan önce GOP burnuna kadar lağım çukuruna saplanıp da bir gün öncesi barsağına kadar mala giren dahi fon yöneticileri New York’un kokteyl barlarında “Yarın kim kuyruğu dikecek?” diye bahse girerken, yine bir akl-ı evvel (Morgan Stanley) “Kırılgan Beşli” tabirini icat etmişti.

Brezilya, Endonezya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye’dan oluşan bu beşli, püf desen “ben iflas ettim” diyecek kadar narin ve çıtkırıldım beş ülkeden oluşuyordu. Sonra, Fed yine para bastı, onu kıskanan AMB’ı da açtı muslukları borulardan gıcırtılar gelinceye kadar, toplu yırtma olayı.

Bu kez  GOP yine topun ağzında.  Mart’ta Çin dışında sıcak para girişleri stoplarken, IMF sürekli olarak mali kriz uyarısı yapıyor, çünkü ABD doları ve thavil faizlerinin yükselmesi GOÜ’in zamanından önce parasal sıkılaştırmaya yönelmesi ve devletin daha pahalıya borçlanması demek. New York’ta barlar riskli, ama “after hours” yani bizim Esenler’deki gibi gece yarısından sonra Nijeryalılar’ın işlettiği düğün salonlarında şaşallayan fon yöneticileri yine bahse giriyor, önce hangi ülke aşısızlıktan Zombiland’e dönecek diye. Üç aday ülke öteki ülkelerin çok önünde gidiyor. Ama hakkını verelim, bir Demokratik Kongo, bir Zimbabve, bir Mali bu adayları geçebilir de, dünyanın umuru duymaz. Çünkü, oralarda ne sağlık hizmeti var, ne aşı, ne de Beyaz Adam.

Bu Hasta Üçlü Hindistan, Brezilya ve Türkiye. Veya HiBrT…Nasıl ama “hibrit”. Hibrit, çünkü “hibrit” virüslerden ölüyoruz. Bu hafta boyunca Brezilya’da her gün dört bin sambacı canını yitirdi Brezilya varyantından. Bilinen tüm varyantlar arasında en tehlikelisi bu kötü çocuk. Sırada Hindistan var. Dün 153 bin vaka, 833 kişi Buda’nın kollarına yürüdü. Ama, Hindistan’da aşı ve test/nüfus oranı ondalıklarla ölçüldüğü için kaç yüzbin kişi “kim vurduya” gidiyor, yalnız Vishnu bilir.

 

Bu ülkelerin FX ve hisse senedi performansına bakalım şimdi. Aşağıdaki iki tabloda Türkiye ve Brezilya’nın  hisse ve FX’nin salgın endişelerini de yansıttığını göreceksiniz. Hindistan adeta hiç Covid-19 görmemiş gibi, çünkü göya bu sene %11 büyüyecek. Ama, büyüyemeyecek. Biz de büyüyemeyeceğiz, Brezilya da. Nedenini Sayın Fahrettin Koca’dan dinleyelim:

 

 

 

 

 

“Aşı konusu, sadece bizde değil tüm dünyada sorun. Yapılan bütün hesaplar, tüm dünyada şaştı. Müthiş bir aşı savaşı var. Sözleşmelere uyulmuyor”.

Evet, zengin ülkeler her vatandaşı yalnız koldan değil, damardan ve popodan aşılayacak kadar yedek stok yaparken, bize gelince “sıranı bekle”.

Her gün yeni mütantlar peydah olurken, Hasta Üçlü’de  vaka sayısının artmaması nerdeyse imkansız.  Mesela, 3 gün önce Hindistan’da çifte mütasyon taşıyan bir varyant bulundu. Türkiye’de halen İngiliz varyantı baskın, ama yakında yerini daha çetin Güney Afrika’lı meslektaşına bırakarak işimizi zorlaştırabilir.  Ayrıca, “bıraklım bir kaç kişi canını yitirsin, yeter ki ekonomi ayakta kalsın” da yanlış bir düşünce. Hem Hindistan, hem de Brezilya turizmden bizim kadar olmasa da bir miktar gelir elde ediyor. Brezilya salgının yayılması riskinin en yüksek olduğu sektörlerden tarım ve madencilikte lider. Hindistan’ın yazılım, çağrı odaları ve düşük katma değerli sanai sektöründe sağlıksız çalışma koşulları enfeksiyon için adeta bire-bir.

Bir de “kırılma noktası” var. Bunu ben icat etmedim. Ekonomide “cliff hanger effect” ya da “snow ball effect” de derler. Bir nokta gelir az-çok doğrusal bir çizgide giden vaka sayısı patlar. Çünkü; sağlık sistemi yorulmuş, hastaneler dolmuş, oksijen ve palyatif ilaç bitmiştir. Brezilya bu noktayı aştı. Aşı yok ve fon yöneticileri daha çok Brezilya satacak. Hindistan için bu yaz bekliyorum kırılma noktasını, ama güçlü bir ilaç sanayileri var. Modi’nin azimle salgınla mücadeleye öncelik vermesi belki hasarı azaltabilir.

Bize gelince bu Pazartesi Başkan Erdoğan’ın tüm Ramazan tam kapanma ilan edeceğini yazıyor Hürriyet’te Nuray Babacan. Umarım doğrudur. Yoksa, turizmi kaydederiz ki, bu senenin GSYH’dan en az %4-5 traş eder.

 

Hasta Üçlü niye bu hale geldi? İyi dinleyin, çünkü bu analizden çıkartılacak çok önemli dersler var.

Hindistan başkanı Narendra Modi, Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro ve Sevgili Başkanım hep aynı kafada:  Popülist, otoriter, bilim takmayan ve bir kaç can kaybı için öyle ekonomik büyümeyi tehlikye atacak kadar “saf” olmayan güçlü liderler.

Jair, hastalığın varlığını dahi kabul etmedi. Modi, çok aşina olduğunuz bir filmi Hindistan’da da çekerek yazın salgın bitti dedi, ve hemen parti mitinglerine koştu. Lebaleb, ama  vejiteryan ve körili lebaleb.  Bizde durum malumunuz.

Jair, Trump gibi malarya ilacı aldı. Modi, Hindistan’ın meşhur alternatif tıp ve kocakarı ilaçlarına taktı. Bu da yetmedi. “Bizdeki virüs zayıf, bizi kesmez” yanılgısının yayılmasına vesile oldu. Erdoğan’ın en büyük 2 hatası?  Bir, geçen yaz vakaları saklayarak hastalığın yalnız tüm yurda değil, turitler vasıtasıyla Rusya ve Almanya’ya da ikinci kez yayılmasında rol oynadı. İki, her an aşı gelecek, salgın bitecek diyerek halkı rehavete sevketti.

İşte size güçlü başkanlık sistemi, işte size karizmatik lider, işte size tek adam rejimi. Bir de mezardakilerle anket yapsalar, acaba parlamenter sistem kazanır mı?

 

FÖŞ

 

 

FÖŞ anlattı:  Vatandaş Ne Zaman Dövizden TL’ye Döner?

 

FÖŞ yazdı: Bu ekonomi NİYE HALA batmadı ya?

 

Atilla Yeşilada Sedef Kabaş’a anlattı: ABD ile İlişkiler Ekonomiyi Nasıl Etkileyecek

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları