Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Dünya  ekonomisi nereye koşuyor?

23 Temmuz 2021

Morgan Stanley, Delta varyantından kaynaklanan yeni bir enflasyon dalgasının ABD ekonomisi için risk yaratmadığını ilan etmiş cesurca. Capital Economics ve JP Morgan biraz daha temkinli, ama onlar da büyüme öngörülerinde aşağı revizyona gitmiyorlar. IMF de gitmiyor. Başkan Kristalina Georgiagagava Temmuz’da yenilecek küresel ekonomik tahminler için “Global büyüme projeksiyonunu %6’da tutacağız” demiş.

Kendi kendime “Bunlar ne içiyorsa, ben de denemek isterim” diye söylenerek, geleneksel Bayram Dünya Ekonomisi Makaleme siftahı yaptım.

 

Dünya ekonomisinin Covid-19’dan çok etkilenmediği ve halen bakkal hesabıyla yıllık %5.5-6 temposunda büyüdüğüne ben de katılıyorum. Kritik soru şu:  Büyüme bu hızla devam eder mi, özellikle dünya 2022’de ivmesini koruyabilir mi?

 

Niye kritik bu sorular?  İki nedenden dolayı. İlkin Gelişmiş Ülkeler’de dahi pandemide kaybedilen istihdam geriye alınmadı. Artık daha fazla para basmanın da zararı yararından fazla. Öyleyse, hızlı büyüyelim ki, istihdam açığı kapansın, büyüme sürdürülebilir düzeye erişsin. İkincisi, büyüme hızlı da eşit değil. Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ, Piyasalar = GOP) fena halde geride kalıyor.

Perşembe günü ParaAnaliz için eski Hindistan Merkez Bankası Başkanı Raghuram Rajan’ın bir makalesini tercüme ettik.  Şöyle yazıyor eski başkan:

“Önümüzdeki aylarda, dünya iki vitesli toparlanmaya şahit olacak. Gelişmiş Ülkeler pandemi öncesi ekonomik büyüklüklerine kolaylıkla erişecek.  Bu sayede Fed ve AMB gibi rezerv para MB’ı parasal gevşemeyi de erken sonlandıracak. Bu sürecin yansıması olarak, bir dizi GOÜ’de erken faiz artırımları başladı bile.

Zengin ve yüksek eğitimli sınıf, Gelişmiş Ülkeler’deki benzerleri gibi evden çalışarak gelir düzeyini koruyor. Öte yanda, fabrika ve hizmet sektörü çalışanları iyice fakirleştiler. Pandemi bitince bir çok ülkede siyaset radikalleşirken, geniş çaplı protestolar ihtimali de var”.

Nitekim bugüne değin politika faizini 125 baz puan yükselten Rus Merkez Bankası’nın siz bu satırları okurken (Cuma günü) bir 50-100 baz puan daha artırımına gitmesi bekleniyor. Brezilya’da da faiz artırımları devam edecek. Perşembe Ukrayna da faiz artırım kervanına katıldı.

 

GOÜ’nin pandemiden doğan hasarı ve oluşması muhtemel şirket iflas dalgalarını tazmin etmek için daha hızlı büyümeye ihtiyacı var.  Eğer Dolar Endeksi yükselmeye devam ederse,  dış borcu ödemek de sorun teşkil edecek.  Artık bütçe ve para politikası ile ekonomiyi teşvik edemedikleri için de, Gelişmiş Ülkeler’den gelen talep, yani ihracat tek çıkış yolu.

Türkiye de bir gün KGF ve kamu bankaları vasıtasıyla ucuz kredi pompalamanın çözüm olmadığını kavrayıp, ihracatı ve birim katma değerini artırmak için samimi çabalara girişecek, ama ne zaman?  Herhalde ikinci parti S-400’leri satın alıp, Kanal İstanbul’u bitirdikten sonra!!!

 

Merrill Lynch’in meşhur aylık Fon Yöneticileri Eğilim Anketine göre,  fon yöneticileri  dünya ekonomisinin büyüme trendinin süreceğini, fakat artık daha fazla hızlanmayacağını düşünüyor. Emtia fiyatlarında duraksama ve global borsaların nefessiz yükseliş sürecinden riskleri daha yakından inceleme aşamasına geçmesi de büyüme ivmesi için iyimser gelişmeler değil.

 

Bendeniz 2022 için biraz  karamsarım.  Delta varyantının ABD ekonomisine fazla zarar vermeyeceği görüşüne katılırım. Fakat, Asya ve Avrupa için durum böyle değil. Delta biraz daha zıvanadan çıkarsa, yeniden eve kapanmalar ve sosyal temas kısıtlamaları başlayacak. GOÜ için ise Delta felaket olur. Çünkü, bu ülkelerde uzaktan çalışabilen istihdam oranı düşük, eve kapanma ise nerdeyse imkansız hale geldi artık.  Eğer mRNA aşıları Delta’yı durduramazsa, dünyanın sürü bağışıklığına erişmesi için ek  miktarda aşı üretilmesi gerekecek.

Bir nokta daha var, biraz spekülatif ama şöyle bir ortaya atayım:  Homo Sapiens’in bir kısmı Covid-19’dan ders almadı. Ne mali, ne de davranışsal anlamda. Eğer kışın bir kez daha Yerküre’ye yayılan eve kapanma dalgası yaşarsak, bu kesim de akıllanacak. Tasarruf oranları yükselirken, global özel tüketimin yara alması gayet olası.

 

Daha hızlı büyümenin önündeki bir diğer önemli engel, Çin’in ekonomiyi ısıtmaktan kaçınması.  Yıllık bazda %6 büyüme ile yetinecek Beijing.  Bu da ona emtia ve ara malı satan Asya ve Latin Amerika’da sıkıntılar yaratacak.

 

İlk  büyük bilinmeyenle devam edelim:  Riskli varlıklarda değerlemeler artık tarihi zirvelere ulaştı. Boğa trendi daha ne kadar  sürebilir ki?   Bu sorunun cevabı bir ölçüde Fed ve AMB’nin tahvil alım programlarına bağlı. AMB Perşembe günü çok uzun süre tahvil alımlarını sürdüreceğini açıkladı, fakat PPK bölünmüş durumda. Yukarda zikrettiğim Merrill Lynch anketine göre, katılımcıların çoğu 2022 yılı sonunda Fed’in sıfır faiz politikasını terkedeceği görüşünde. Bu durumda 2022 boyunca tahvil alımları kısılarak likidite artışı yavaşlatılacak. Wall Street başta, riskli varlıkların bu  gelişmeden ürküp satış moduna geçmesi çok olası. Eğer satışlar çok uzun sürerse, reel sektörün sabit sermaye yatırımı planları da ötelenebilir.

 

En büyük bilinmeyen ise enflasyonun seyri. Eğer enflasyon dalgası geçiciyse, Merkez Bankaları’nın karar mekanizmalarını etkilemez. Merrill Lynch anketinde katılımcıların sadece %22’si enflasyonun kalıcı olarak yükseldiğini düşünüyor. ABD DİBS getirileri de onlara katılıyor—gibi  (bu konuyu anlatmak için ikinci bir makale lazım. DİBS getirileri başka nedenlerle de düşüyor olabilir).

Ben bu geçici-kalıcı tartışmasını anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. ABD’de TÜFE %5’i aştı. %100 eminim o seviyede kalmaz, düşer. Fakat NE ZAMAN ve NEREYE KADAR düşer? Eğer bir yıl içinde %3’e gerileyecekse, Fed dayanamaz, parasal gevşemeyi durdurur. İkincisi, TÜFE beklentilere sirayet eder ve merkez bankalarının hedef enflasyona erişmesi için yapmak zorunda kalacakları faiz ayarlamalarının dozu artar.

 

Ben  global enflasyon hususunda mülayim bir karamsarlık taşıyorum. ABD-Çin arasında her gün yeni cephelere yayılan rekabetin tedarik zincirlerindeki kırılmayı uzatması çok olası. Asya’da kışın yeni bir eve kapanma dalgası, bilgisayar yongası üretimine darbe vurarak, tüm akıllı cihazlarda (otomotiften akıllı telefonlara kadar) fiyat artışına neden olur.

ABD’ye dönersek,  tüketim patlaması sürecek de, mallara mı hizmetlere mi?  Eğer tüketim hizmetlere ve konuta yönelirse, enflasyon artışı kalıcı olur.

İkincisi, tam istihdama erişmek için ücretlerin Fed’in umduğundan daha fazla artması gerekebilir. Yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışacak yeterli kalifiye eleman yok. Bunları yeniden işgücüne cezbetmek  ve gençleri bu alanlarda eğitime cesaretlendirmek için ücretlerin yükselmesi gerekiyor ki, gerek göç, gerek eğitim tercihi yoluyla arz esnekleşsin.

 

2022 yılı için 2020 benzeri bir resesyon öngörmüyorum. Fakat, global mali panik ve öngörülenden daha sert bir yavaşlama mümkün. Bu iki sürecin şirket karları ve borç ödeme kapasiteleri kanalıyla birbirini olumsuz etkilediğini de unutmayalım.

 

FÖŞ

 

Paylaşımlarımı takip etmek için, Facebook sayfama bir göz atın. Link burada.

 

Şahsi websitemi de hatırlatayım. Link burada.

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları