Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Çin’in teknoloji şirketlerine açtığı savaş trilyonlara mal olacak!

Geçtiğimiz hafta, küresel yatırımcılar için Çin Komünist Partisinin (ÇKP) dominantlığını sağlamak uğruna ne kadar ödün vereceğini anlamak konusunda aydınlatıcı bir…

Çin’in teknoloji şirketlerine açtığı savaş trilyonlara mal olacak!

Geçtiğimiz hafta, küresel yatırımcılar için Çin Komünist Partisinin (ÇKP) dominantlığını sağlamak uğruna ne kadar ödün vereceğini anlamak konusunda aydınlatıcı bir haftaydı.

Rhodium Group ve Atlantic Council tarafından oluşturulan yeni bir ortaklığın kaba bir hesaplamasına göre, eğer Çin Komünist Partisi ciddi reformlar yapmaya istekli olsaydı, 2030 yılına kadar Çin’e 45 trilyon dolar kadar yeni sermaye akışı olacaktı. Bu Çin ekonomisi için ölçülemez bir ekonomik dinamizm kaybı anlamına geliyor. Açık olan şu ki, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, bu ay ÇKP’nin yüzüncü yıldönümü kutlamaları sırasında, yurtiçinde ve yurtdışında kimin kontrol sahibi olduğuna dair açık bir mesaj göndermiş oldu.

Bu dönemde, özellikle teknoloji ve veri açısından zengin çeşitliliğe sahip yerli Çin şirketlerinin, Batı sermaye piyasalarından kaçınma ve partinin tercihlerine bağlı kalmaları daha yüksek olacak. Çin hisse senetlerinin uzun süredir kanıtlanmış yükselişi için riski kabul etmekten gayet memnun olan yabancı yatırımcılar, Xi vidaları sıkarken, şimdi artan risk primini hesaba katmak zorunda.

Washington Post’ta Josh Rogin, “Wall Street artık bu şirketlere yatırım yapma riskinin bilinemeyeceği ifsa olmuş oldu. Bu nedenle, ABD’li yatırımcılar gelecekleri için Çin’e güvenmemeliler.”” diye yazdı.

Bu haftaki heyecanı tetikleyen hikaye, dünyanın en büyük araç çağırma ve yemek dağıtım hizmeti Didi’nin 4,4 milyar dolarlık ABD’nin halka arzı (IPO) oldu. Bununla birlikte oluşan artçılar, Çin ile Wall Street ilişkileri için uzun süreli ve geniş kapsamlı olabilir. Finansal analiz şirketi Dealogic, Çinli şirketlerin 2020 ve 2021 yıllarında ABD’den 26 milyar dolar topladığını gösteriyor.

Bu haftaya kadar, yatırımcılar için en büyük endişe, yeni ABD muhasebe kurallarının bu akışı engellemesiydi. Artık musluğu tıkayanların Çinli kanun koyucuların olması daha olası görünüyor.

Gerçek şu ki Didi Global, ÇKP’nin yüzüncü yıl kutlamalarından bir gün önce, 30 Haziran’da New York Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmeye başladı.

Erken bir soruna işaret eden ipucu, şirketin gişe rekorları kıran halka arzını önemsemiyormuş gibi göstermesiydi. Şirket yetkilileri, açılış zilini çalma rutinine direnmekle kalmadı. Çalışanlarına sosyal ağlarda olaya dikkat çekmemeleri talimatını vererek daha da ileri gittiler. Tüm bunlara cabalara rağmen Didi’nin hisseleri, halka arzın ikinci gününde %16 artarak şirketin piyasa değerini yaklaşık 80 milyar dolara çıkartmış oldu.

Ancak 2 Temmuz’a kadar Çin hükûmeti Didi’yi siber güvenlik incelemesine aldı, yeni kullanıcıları kabul etmesini yasakladı ve sonraki günlerde uygulama mağazalarına Didi’nin uygulamasını sunmayı durdurma talimatı vererek daha da ileri gitti.

Bunların hepsi, giderek otoriterleşen siyasetin, veri gizliliğinin, ABD pazarlarıyla ilgili Çin’in otoriter tutumunun ve ABD-Çin rekabetinin genişlemesinin bir karışımına borçlu.

Yaşanan olayların ardından, şirketin hisse senedi orijinal değerinin %67’sine düştü. Cin hükûmetinin baskıları son bulur ve Didi’ye karşı düzenleyici misilleme durursa, bu hafta yine de Didi yöneticileri tarafından bir kazanç sağlanabilir.

Bu durumdan daha ciddi olan konu ise, Çin’in ekonomik ve piyasalaştırma reformlarını durdurması yada tersine çevirmesiyle birlikte gelecek durgunluk olacaktır.

Tersine çevrilen reformların en yenisi, geçtiğimiz Perşembe günü Wall Street Journal’ın, Xi’ye rapor veren Çin Siber Uzay İdaresi’nin tüm denizaşırı pazar listelerini denetleyeceğini açıkladığında geldi. Aynı gün, Çinli tıbbi veri firması LinkDoc, Didi haberlerinden sonra halka arzını terk eden ilk Çinli şirket oldu. Daha fazla Çinli şirketin planlı halka arzlarını rafa kaldırmasını beklemek mantıklı olacaktır.

Bunun kısa vadede getirebileceği milyarlarca dolarlik kayıp yatırım sermayesinden daha vahimi, Xi’nin bir zamanlar savunduğu pazar liberalizasyonlarından geri adım atmaya devam etmesi ve trilyonlarca doların piyasadan çekilmesi olabilir.

Hikaye, Rhodium ve Atlantik Konseyi’nin JeoEkonomi Merkezi’nden alınan ekli çizelgeden daha açık bir şekilde yazılamazdı. 2000’den 2018’e kadar Çin’in ekonomik büyümesi, küresel gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYİH) payını %4’ten %16’ya çıkararak dünyayı sarstı. Çin, mal ihracatı ve ithalatında benzer bir büyüme yaşadı.

Bununla birlikte, aynı zamanda, Çin’in içe dönük portföy yatırımı küresel toplamın sıfıra yakınından %2’sine yükselirken, dışa dönük portföy yatırımı sıfıra yakın seviyelerden %1’e yükseldi. Bu sadece geçmişten elde edilemeyen bir potansiyel değil, aynı zamanda 2030 yılına kadar 45 trilyon dolarlık tahmine eşit olabilecek gelecek için tehlikede olan bir potansiyel.

Aynı zamanda Rodyum Grubu’nun kurucu ortağı olan e Atlantik Konseyi’nin kıdemli üyesi Daniel Rosen, Dışişleri’nde Çin ekonomisinin mutlaka okunması gereken bir analizinde, Xi yönetimindeki Çin’in defalarca ekonomiyi reform etmeye çalıştığını, ancak her defasında geri çekildiğini savunuyor.

Rosen, “Bu başarısızlığın sonuçları açık” diyor. Xi kontrolü ele geçirdiğinden beri, toplam borç GSYİH’nın %225’inden en az %276’sına yükseldi. Şimdi bir Yuanlık büyüme yaratmak için 6 Yuan yerine 10 yuan’lık yeni kredi gerekmekte. GSYİH büyümesi ise, pandemi öncesi yılda %9,6’dan %6’ya düştü.

Rosen şöyle yazıyor: “Bir noktada, Çin’in liderleri bu kararla yüzleşmeli: Sürdürülebilir ekonomik verimlilik ve siyasi güç her zaman el ele gitmez.”

Geleneksel kanı, Batı’nın coşkuyla desteklediği Çin’in ekonomik büyümesinin ve modernleşmesinin sonunda siyasi liberalleşmeyi beraberinde getireceğini düşünen Batı’nın naif olduğu yönündedir. Şimdilerde ise geleneksel kanı, Çin’in aynı anda hem vahşice otoriter hem de ekonomik olarak dinamik olabileceğini göstermiş olmasıdır.

Kaçınılmaz olarak ufukta görünen, Xi’nin aynı anda ekonomik dinamizm arzusu ve otoriter kontrol arasındaki çelişkilerin sonuçlarıyla yüzleşecek olması. Tarih, ikisine birden sahip olamayacağını gösteriyor, ancak şu an için Xi, siyasi kontrol için dinamizmi riske atmaya istekli görünüyor.

 

 

Kaynak: cnbc.com

Çeviri: Cem Cetinguc

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler