Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: Joe Biden dönemine hazır mıyız?

25 Ekim 2020

3 Kasım Salı gecesi ABD saatiyle 22:39’da CNN News şu manşeti atacak “Biden %52.89 oyla kazandı”. Ardından liberal ve Türkiye düşmanı paçavra New York Times “son dakika” geçecek “Demokratlar Senato’yu da ele geçirdi:  53-47”.  En son olarak da FOX News:  “Ex-Başkan Donald Trump acil bir iş görüşmesi için Kuzey Kore’ye gitti”.

Kahin miyim?  Hayır, öğle yemeğinde ne yiyeceğimi dahi öngöremem. Ama dün ABD’yi yöneten Ana Computer’le görüştüm. Biliyorsunuz, Uzaylılar tarafından dünyada insan neslinin toptan imhası için Pentagon’un bodrumuna yerleştirilen Ana Computer (Big Mother) aynı zamanda faşist-askeri-sanayi-Musevi ABD Derin Devletine hükmeden Yapay Zeka’dır.

Derin Devlet Trump’tan şikayetçi, çünkü 4 yıldır dünya savaşı çıkartamadı. Herif, Kuzey Kore’ye gidip Kim Yong-Un’la arkadaş oluyor. Ulan hani bombalayacaktın şişman bücürü?  Çin de daha savaş açmadı. Trump artık yararlı değil. Bütün oylar makinaya basılarak atılıyor, Big Mother sonuçları şimdiden belirledi.  3 Kasım gecesi bir formalite.

Bu anlatım eminim benim de dinozorlar tarafından derin ve nemsiz bir kovuğa bırakılmış yumurtadan çıktığımı düşünen sadık okurlarım için tatmin edicidir. Diğerleri için size 3 adet grafik sunuyorum. Bunlar anketleri derleyip simulasyonlar yapan RealClearPolitics ve FiveThirtyEight’e ait olup, her hangi bir anketten daha iyi sonuç verir. Trump’ın kazanması için fikri sorulan seçmenin en az %10’nun gizli Trump taraftarı olması gerekir. Bunlara utangaç seçmen diyoruz, bizde çoktur. Özellikle evinize jandarma eşliğinde bir anketör gelip “AKP’ye oy vereceksiniz di mi?” diye tamamen tarafsız bir soru sorduğunda “Bilmiyorum, henüz düşünmedim, 11 çocuğuma ekmek getirmek için hammallık yapıyorum” diye  cevap verirsiniz.  Anket şirketleri 2016 hatalarından ders alıp modellerini utangaç seçmeni ayrıştıracak şekilde yeniden kurguladılar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tabii, her zaman son dakika tesadüfleri olabilir.  Ama, benim öngörülerime katılmasanız da Biden başkanlığını konuşmak şart, çünkü ABD ve dünyayı değiştirecek hamleler yapacak. Fakat, şunu  eklemek lazım: Temsilciler Meclisi zaten Demokratlar’ın kalesi de, Biden Senato’yu kaybederse, Cumhuriyetçi kamptan gelecek Senatörler’in seceresini tetkik etmek gerekecek. Çoğunlukta olmalarına rağmen Biden’ın oyun planına destek verebilirler, ya da her ota boka itiraz edip, yasama sürecini kitlerler.

Biden’in ilk önceliği virüsle mücadele olacak. Bunun iki boyutu var. İlkin, halen kadük olan $2.5 trilyonluk 2ci Mali Destek Paketi FYTCA olarak yeniden yasalaştırılacak. FYTCA, Fuck You Trump  Care Act olarak açılıyor. İkincisi, Demokrat belediye başkanları ve valilerle temasa geçerek ABD’de Covid-19 salgınının azdığı beldelerde karantina ve sokağa çıkma yasağı ilan edecek. Not olarak sunayım, Cumartesi itibarıyla ABD 81 bin vaka rapor ederken, eski CDC genel müdürü Gottlieb “Ölecekler, çoğu ölecek” diye iç acıcı açıklamalar yapıyordu.

Biden bir kez salgını kontrol altına alırsa, bu kez de çok uzun süredir ihmal edilen fiziksel altyapıyı yenilemek için dev bir bütçe taslağı sunacak Kongre’ye. Özetle, Ocak ortasında görevi devralacak Biden 2 ay kadar para harcamakla meşgul olacak.

Yani bütçe açıkları hızla genişleyecek, Fed daha fazla devlet tahvili alarak dolar arzını patlatacak.  Normal olarak hem bütçe hem de dış ticaret açığı veren bir ülkenin dövizi diğerleri karşısında değer yitirir. Bu kez de uzmanlar “Dolar düşecek” diyor. Bu Türkiye gibi bademciğine kadar FX borçlu ülkeler için iyi haber olur.  Fakat ben ikna olmuş değilim. Sebebi de, eş zamanlı olarak enflasyonda hortlama ve  ABD 10 ve 30 yıllık getirilerin yükselmesidir. Avrupa’da pozitif getiri kalmadı. Para, yani dolar, Türkiye gibi Gelişmekte Olan Piyasalar’a değil, güvenli liman ve %1 veya üstünde getiri vadeden ABD DİBS’e uçabilir.

Bu şüphemin ardında yatan bir neden daha var. Son günlerde GOP’a giren para “aşı yakında eczanelerde, aşıdan da en fazla Covid’den kırılan ve bütçeleri müsait olmadığı için kışın Babalar’a gelecek olan Gelişmekte Olan Ülkeler yararlanır”   temasına oynuyor. Halbuki ortada aşı yok, olsa da Hindistan’da Varajahpur ve Brezilya’da des Santos mentos Popolos kasabasına dağıtılması bir yılı alır. Halen GOÜ Gelişmiş Ülkelere nazaran çok daha yavaş toparlanıyor. Güçlü dolar ve yükselen ABD DİBS faizleri, IMF ve kredi derecelendirme kuruluşlarının uzun süredir kehanetinde bulunduğu zincirleme temerrüt ve iflasları gündeme getirebilir. Öte yanda, ABD’yle yoğun ticari ilişkisi olan Çin, Güney Kore, Meksika ve Kanada parayı götürecek.

Biden “evini toparlamadan” dış politikaya odaklanmaz. Odaklandığı zaman da 3 önceliği olacak. İlkin Putin’e kesin bir güzellik yapılacak. İkinci olarak AB ve NATO ile iyi ilişkiler yeniden tesis edilecek. Üçüncü olarak da Dünya Sağlık ve Ticaret Örgütleri ve iklim değişikliği ile mücadele protokolü olan Paris Deklarasyonu’na geri dönülecek.

Dikkat ederseniz, Türkiye bu gündemde en fazla figüran olarak sahnede görünüyor.  Biden Türk düşmanı değil, Erdoğan ve politikalarından hoşlanmıyor sadece.  Biden Trump dışında tüm ABD başkanları gibi ülkesinin menfaati için çalışır. Trump aksine kişisel dostluk ya da düşmanlık onun kararlarında çok etkili olmaz. Bu yüzden de Kongre elinde Türkiye’ye CAATSA Yaptırım Yasası karşısına geldiğinde, “Durun bakalım, ya, önce bir Sayın Erdoğan’la görüşelim, belki yola getiririz” diyecek.

Biden’ın müzakere etmeden Türkiye’nin üstüne gitmemesi için çok makul nedenler var. AB’nin güvenliği ve NATO’un bölgemizde caydırıcı olması için Türkiye’nin işbirliğine ihtiyacı var. Biden ayrıca bizi cezalandırmak yerine Putin’in poposuna sağlam bir tekme atmayı da yeğler. Bunu yaparken de en iyi ayakkabısı Türk Akımı’nı durdurmak ve Akkuyu’yu Karakuyu’ya çevirmek olabilir.

Biden’in Başkan Erdoğan’dan isteyeceği “favörlerin” hepsinin Türkiye’nin yararına olacağını da iddia etmiyorum. Yine YPG-PYD, insan hakları vs, devreye girecek. Ama S-400’leri bir ahıra kapatırsak, Biden  bu başlıklarda israrcı olur mu, emin değilim.

Eğer Erdoğan ve Biden anlaşamazsa, ödemeler dengesi krizine gideriz. Zaten Covid-19 artık tüm ülkeyi kapsadı, hizmet sektörü çökecek. TCMB de son kararsızlığı ile yabancı sermayeyi iyice soğuttu. Bir de Erdoğan-Biden takışması gündeme gelirse, bakınız Rahip Brunson II:  Son Düello.

 

FÖŞ

 

FÖŞ:   Trump mı, Biden mı? Dünya ve Türkiye’ye Etkileri

 

FÖŞ yazdı: Global Piyasalar’ın ateşle vaftizi başladı

 

Video düzeltildi: TCMB Atilla Yeşilada’yı çok üzmüş | Dr. Artunç Kocabalkan

 

Atilla Yeşilada: Dünya Piyasaları İçin En Zor Dönem Başladı, TCMB Faiz Artırmak Zorunda |EkonomiTubeTV

 

 

 

https://twitter.com/AtillaYesilada1

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları