Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Saim Uysal yazdı:  OVP, FED faiz indirimi ve ekonomi programı

Geçen bu sürede ekonomi gündeminde önemli konuları sıralayacak olursak “Orta Vadeli Plan”ın revizyonu, Amerikan Merkez Bankası FED’in 54 ay sonra 50 baz puan faiz indirimi ve yürütülmekte olan “Rasyonele Dönüş Programı”nın maliye politikası ayağının eksikliğinin gittikçe artan oranda hissediliyor olmasıydı.

Saim Uysal yazdı:  OVP, FED faiz indirimi ve ekonomi programı

Yazılarıma üç haftalık bir süredir ara verdiğimden ötürü okuyucularımdan özür diliyorum. Ara vermemin nedeni önemli bir sağlık operasyonu geçirmek zorunda kalmam. Çok şükür şu anda her geçen gün daha sağlıklı bir süreçte ilerliyorum. Geçen bu sürede ekonomi gündeminde önemli konuları sıralayacak olursak “Orta Vadeli Plan”ın revizyonu, Amerikan Merkez Bankası FED’in 54 ay sonra 50 baz puan faiz indirimi ve yürütülmekte olan “Rasyonele Dönüş Programı”nın maliye politikası ayağının eksikliğinin gittikçe artan oranda hissediliyor olmasıydı. Şimdi bu konuları bu yazı çerçevesinde kısaca özetlemeye çalışalım.

 

 

Orta Vadeli Program

 

Ülkemizde hazırlanan bu tür planların hedefleri ile gerçekleşmeleri arasında daima büyük farklar var, son OVP(Orta Vadeli Plan) da bunlara güzel bir örnek oluşturuyor. Kamu kesimindeki 2024 yılında alınan önlemlerle kamu kesimi açığının azalmasına karşın milli gelire yansımaları ters yönde oluşuyor. Reel büyüme durgunlaşma ile değil büyüme ile sonuçlanıyor. Aynı sonuçlar 2027 yılı içinde geçerli. İktisat doktrini büyüme enflasyon ödünleşmesi olmaksızın fiyat istikrarının tesis edilemeyeceğini öngörüyor. 2025 yılında TÜFE’nin bir önceki yıl tahmini olan yüzde 41.5’tan yüzde 17.5’a indirileceği öngörüsü mevcut. Bir yılda enflasyon 23.50 baz puan düşürülürken büyüme %4’lerde nasıl oluyor? Bunlardan birisi öngörünün dışına çıkacak, ya büyüme düşecek ya da fiyat istikrarı hedefine ulaşılamayacak.

 

Bir diğer çelişki ise dolar cinsinden büyüme oranları %8- 17’ler civarında öngörülüyor ki ortalama dolar kurlarının 2024-2027 döneminde 33-46 TL’lerde olmasını gerektiriyor. Bu da ayrı bir illüzyon örneği gibi görünüyor. Zira büyüme oranları plan çerçevesinde olması halinde cari işlemler dengelerinin yüzde bir ikiler civarında kalması mantıklı değil. Şu anda cari açığımızın daralmasının ana nedenleri, aramalı ithalatı ile sabit sermaye girişlerindeki azalmalar nedeniyledir. Nitekim 3. ve 4. çeyreklerde göreceğiz ki büyüme oranları düşecek. Ayrıca ücretli ve emeklilere hedeflenen enflasyon kadar zam yapılacak olması zaten son derece güç koşullarda yaşayan bu insanlara hiçbir anlam ifade etmeyecek. Bütün bunlar bir türlü yürütülen programlara “güven” sağlanamamasının nedenleri. Güven olmadan ne beklentiler ne de fiyatlamalar olumluya dönüyor.

 

 

Maliye politikası eksikliği

 

Geçen yıl sonu 1.4 trilyonluk bütçe açığı Ağustos’ta yıllık bazda 2 trilyon TL oldu. Haziran ayında %4.7’ye gerileyen bütçe açığı/GSYH oranı Ağustosta tahminen % 5.2 seviyesinde gerçekleşecek. Dezenflasyon sürecinde bu oranda kamu açığı, yürütülen programda maliye politikası ayağının bulunmadığını gösteriyor. Aslında program yürütücüsünün hakkını teslim etmemiz gerekir. Vergi paketinin kuşa dönmemesi (sermaye kesiminin itirazlarıyla radikal düzenlemelerin taslaktan çıkarılması) mümkün olsaydı maliye politikası desteği bir ölçüde de olsa söz konusu olacaktı. Yazılarımızda sürekli tekrar ediyoruz.

Daha önce uygulanan negatif reel faizli para politikalarıyla gerçekleşen haksız servet transferi yapılan kesimlere dokunulabilen bir vergi düzenlemeleri yapılabilseydi sadece “para politikası”ndan medet ummak zorunda kalmazdık. Sekiz aylık nakit bütçe harcamalarının analizi de ilginç sonuç veriyor. Bilindiği üzere bütçe tahakkuk esasına göre düzenlenen bir metin. Sekiz aylık nakit harcamalarını esas alan bütçe gerçekleşmelerinde de faiz dışı denge açıklarında büyük oransal artışlar söz konusu.

 

FED faiz indirimi

 

Amerikan Merkez Bankası FED faiz oranını 50 baz puan indirerek %5’e çekti. FED 54 ay sonra ilk kez faiz indirimine gitmiş oldu. FED faiz indirimi sonrası sıcak para girişleri çok artarsa TCMB faiz indirimini yıl sonuna doğru gündeme getirebilir. Aksi halde 2025 ilk çeyreğine kalacak. Önümüzdeki kısa dönemde herhangi bir kur şoku beklemiyoruz. Zira rezervlerin güçlülüğü gittikçe artıyor. Bu karar bizi nasıl etkiler? Döviz cinsi borçlanma maliyetleri düşer, uzun vadeli tahvil fiyatları artar, faizleri düşer. TL ve dolar faiz farkı artar, carrytrade girişi olumlu etkilenir. TCMB’de FED’in faiz indirimi sonrası beklentilere paralel politika faizini sabit bıraktı. Merkez Bankası duyurusunda şu hususlara vurgu yaptı: Aylık enflasyon ana eğiliminde değişim yok.Temel mallarda enflasyon düşük, hizmet enflasyonu son çeyrekte düşecek. Sıkı duruş enflasyon beklentileri tahminlere yakınsaya kadar sürecek.

 

 

Ekonomi politikalarının bütüncül olması çok önemli. Fiyat istikrarı tesis edilmeden makro ekonomik göstergeleri optimum seviyede tutmak mümkün olmuyor. Tüm çözümleri para politikası ile gerçekleştirmek de olası değil. Maliye politikası, üretim politikası, vergi politikası, sağlıklı bütçe politikası ile bütünleşik ekonomi programları ancak ehliyetli ve liyakatli yöneticilerle olumlu sonuçlara gidebilir. İtaat ve sadakat esasına dayalı yöneticilerle bir yere varılamaz. Bütün bunlardan öteye evrensel standartlarda bir hukuk ve demokrasi düzeni yaratmadan sadece yukarıda sayılan bu politikalarla da optimum makro göstergelere ulaşmak mümkün değil.

Örneğin Alman Sanayileri Federasyonu ile Fraunhofer Enstitüsü’nün birlikte her yıl yayınladığı “İnovasyon Kapasitesi Endeksi”ne göre Türkiye 35 önemli ekonomi arasında 30. sırada yer aldı. Yaklaşık 20 sene önce 2005’te de 28 sıradaymışız. İleri ve kilit teknolojiler,(dijital donanım, kuantum teknolojileri, yapay zekâ, biyoteknolojileri vs gibi) söz konusu olduğunda 34 ülke arasında 34.durumdayız. Demek 20 yılda bir arpa boyu yol alamamışız. Yukarıdaki sonuncu sıralardan kurtulmadan ne refahımızı arttırabilecek ne de daha demokratik ve hukuki güvenli ortam sağlayabileceğiz.

 

 

 

Yazarın izniyle Gözlem Gazetesi’nden yeniden yayınlandı

 

BAKMADAN GEÇME

  • Türkiye’nin Kripto İştahı: Altcoin Spekülasyonu ile Büyüyen $200 Milyarlık Dev Pazar

    Dijital çağ hızla ilerlerken, Türkiye kendisini kripto paralarla heyecan verici bir dansın içinde buluyor. Türkiye, yıllık işlem hacminin 200 milyar dolar sınırına yaklaştığını beyan eden şaşırtıcı bir hacimle bölgenin dikkatini çekiyor. Bu rakam, Türkiye'yi yalnızca MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) bölgesinde önde gelen bir konuma taşıyor

  • Mehmet Tezkan: CHP Hakkında Sorulan Üç Tehlikeli Sorunun Yanıtı

    Gazeteci Mehmet Tezkan, kamuoyunda artan belirsizlik ve söylentilere yanıt vererek üç kritik soruya açıklık getirdi: CHP hakkında “mutlak butlan” kararı verilir mi, Özgür Özel’in dokunulmazlığı kaldırılır mı, İmamoğlu gibi tutuklanır mı? Tezkan, “Bu ülke hâlâ bir hukuk devleti; kötü senaryo olmayacak” diyor. Tezkan mutlak butlan kararının ekonomik maliyetine de dikkat çekiyor.

  • Ak Yatırım Enka İnşaat’ı araştırma kapsamına aldı

    Enka İnşaat’ı hisse başına 103 TL olan 12 aylık hedef fiyatımız ve “Endeksin Üzerinde Getiri” tavsiyesiyle araştırma kapsamımıza ekliyoruz...

  • Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın aktifleri 190 milyar TL’yi aştı

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 2025 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı...

  • TAV Havalimanları dokuz ayda 87 milyon yolcuya hizmet verdi

    TAV Havalimanları 2025’in ilk dokuz ayına ait finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı. Dış hat trafiği geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 59 milyona ulaştı...

  • ANALİZ: Trump, Hindistan ve Çin’in Rus Petrolü Almaktan Caydırabilir mi?

    ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Rusya’nın en büyük iki petrol şirketi Rosneft ve Lukoil’e yönelik ağır yaptırımlar açıkladı. Bu adım, Moskova’ya şimdiye kadar getirilen en sert ekonomik kısıtlamayı temsil ediyor. Ancak asıl soru şu: Hindistan ve Çin bu baskıya boyun eğip Rus petrolünü terk eder mi — yoksa küresel enerji fiyatları yeni bir şokla mı karşı karşıya kalacak?

  • TCMB Rezervleri Artıyor Görünse de Altın Etkisi Maskeliyor: Gerçek Resim Düşüşte

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 17 Ekim haftasına ilişkin rezerv verileri, yüzeyde güçlü bir artışa işaret etse de, altın fiyatlarındaki değerleme etkisi çıkarıldığında tablo tersine dönüyor. Swap hariç net rezervler altın etkisi hariç tutulduğunda 7,4 milyar dolar azaldı. Artan dolarizasyon, KKM çözülmesi ve yabancı giriş-çıkışlar, dış denge görünümünün kırılganlığını koruduğunu gösteriyor.

  • Hava Kuvvetlerinin stratejik aklı için Forte Teknoloji iştiraki MilSOFT’tan önemli adım…

    Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi (HVBS), 2007’den beri Türk Hava Kuvvetleri’nde başarıyla kullanılmasının yanı sıra uluslararası alanda da kritik bir rol üstleniyor...

  • Tüketici Güveni Verileri: Ekonomide soğuma başlıyor

    Türkiye'de tüketici güveni, Ekim 2025 verileriyle birlikte belirgin bir ayrışma ve derinleşen bir kötümserlik sergiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi, aylık %0,3'lük hafif düşüşle (83,6), iki aydır süren temkinli gerilemeyi teyit ediyor. Buna karşın, Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi ise %6,90'luk keskin bir düşüşle 65,54 seviyesine geriliyor. Bu durum, siyasi gündem ve yükselen enflasyon beklentilerinin tüketici algısını çok daha sert vurduğunu ortaya koyuyor. Her iki endeksin de 100 eşiğinin altında kalıcı olarak yer alması, yüksek faiz ve artan maliyet baskısı altında hane halkının hem mevcut durum algısında hem de geleceğe yönelik büyük harcama eğilimlerinde belirgin bir bozulma yaşandığını, bunun da ekonomide talep yavaşlaması sinyallerini güçlendirdiğini gösteriyor.

  • Ülker, sürdürülebilirlikte 10 yıllık hedeflerini aştı

    Ülker, 2014’te belirlediği uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinin 10’uncu yılını enerji verimliliği, su tasarrufu ve toplumsal projelerdeki başarılı sonuçlarla tamamladı...

  • Volkan Korkmazer: Stagflasyon Döneminde Yatırım Stratejisi

    Küresel ekonomi, 2025 Sonbaharı itibarıyla Fed'in sıkılaştırma politikalarının büyümeyi yavaşlattığı ancak arz yönlü baskıların enflasyonu inatla yüksek tuttuğu zorlu bir stagflasyonist dönemeçte bulunuyor. Klasik politika araçlarının etkisiz kaldığı bu makroekonomik görünümde, yatırımcılar için reel getiri koruması her zamankinden daha kritik hale gelmiştir.

  • ANALİZ: TCMB Aralık’ta Faiz İndirecek mi? Uzmanlar Farklı Düşünüyor

    Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek %39,5’e çekti. Şeker, Trive, Gedik, İş ve Integral Yatırım’ın değerlendirmeleri Aralık ayında yeni bir faiz indirimi ihtimaline dair farklı senaryolar ortaya koyuyor.

  • Merkez Bankası Rezervlerinde Yeni Rekor: 198,4 Milyar Dolar

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervlerinde artış eğilimi sürüyor. Bankanın verilerine göre, 17 Ekim haftasında brüt rezervler 198,4 milyar dolara ulaşarak yeni bir zirveye çıktı. Bir önceki hafta bu rakam 189,7 milyar dolar seviyesindeydi.

Benzer Haberler