Emre Balıca:  “Dibine kadar yatırım tavsiyesi”

Merhaba sevgili okurlar,

Yalan değil yazıyı kaleme alırken uzun uzun düşündüm. Doğru mu yapıyorum yanlış mı? Yatırım stratejimi neye göre kurmalıyım?

Hadi beni geç.

Türkiye’nin ilk 500 firmasının yatırım stratejileri doğru olabilir mi ve hatta bu fırsat nasıl görmezden gelinir diye ama hafta sonu Sayın Atilla Yeşilada nam-ı değer FÖŞ ile YouTube yayını yapınca kafamdaki taşlar yerine oturdu.

Yatırım tavsiyesi değildir demeyeceğim. Kesinlikle yatırım tavsiyesi. Dibine kadar yatırım tavsiyesi vereceğim. Ama yazının sonlarında. Yoksa şimdi yazsam, okursunuz gerisi gelmez.

Yalnız direk sonuna da kaydırmayın yazıyı anlatacaklarım var çünkü.

Yukarıda da bahsettiğim gibi Sayın Atilla Yeşilada ile yaptığımız yayında küreselden girdik Türkiye’den çıktık. Geçtiğimiz hafta takip ettiyseniz FED Başkanı Powell’ın konuşmaları küreseli bir oradan bir buraya uçurdu. ABD’nin enflasyonuna bağlı küresel ekonominin hayatı Powell’ın ağzından çıkacak kelimelerin sertlik derecesini ölçüyordu. Şahin mi konuşacak yoksa güvercin mi?

Aslında konuşma güvercin görünümlü şahin tadındaydı. Daha önce söylediklerini tekrarladı. Enflasyon da henüz istenen noktaya gelinmediğini bazı iyi yönde işaretlerin görüldüğünü ama bu işaretlerin bir gevşeme yaratmaması gerektiğini ve hatta sıkılaşmanın sürmesi ile ilgili henüz yeterince kısıtlayıcı olup olmadık mı ondan bile emin değiliz dedi ve buğulu gözler ile etrafı süzdü. Buğulu gözlerin sebebi sahneye çıkan iklim aktivistlerinden kaynaklı. Biz de olsa o aktivistin anasını ağlatırlar ama neyse…

Göstericiler Powell’a işini yap diye seslendiğinde içi bir burulmuştur diye tahmin ediyorum. Çünkü dedim ya küresel ekonominin takipçileri zat-ı şahane ve ekibinin ağzından çıkana göre pozisyonlarını güncelliyorlardı o sırada.

Hafta kapandı. Moody’s, ABD’nin kredi not görünümünü “durağan” dan “negatif”e düşürdü. Açıklamanın içeriği ise mali güce yönelik risklerin ekonomiyi olumsuz etkilediği yönünde.

Bekledim.

Bekledim.

Biden’ı bekledim. Olmadı Powell’ı bekledim. Hadi dedim bir senatör bir bürokratta mı yok koca Amerika’da. Bekledim de bekledim.

Eyyyy Moddy’s … Seni kapitalist düzenin uşağı. Seni dış güçlerin maşası. Birlik ve beraberliğimize göz diktirmeyiz. Ne bu çan susar ne bu bayrak iner gibisinden bir açıklama.

Ama olmadı.

İşte bunlar hep yatırım kararımı değiştirmeme sebep oldu.

Dedim ya küreselden girdik Türkiye’den çıktık. Sayın Atilla Yeşilada’ya son sorduğum sorulardan bir tanesi son zamanlarda yaşanan yargı skandalı sonrasındaki yabancı yatırımcı durumu. Sayın Mehmet Şimşek’in yurt dışı seyahatleri devam ederken henüz bir yatırımcı girişi duymadık. Sayın Gaye Erkan’ın masasında bekleyen yatırımcı dosyalarının sanırım daha kapağı açılmadı ki o taraftan da ses seda yok. Bir de bu arada yabancı için asli unsurlardan biri olan güven duygusunun sürekli hırpalanması bırakın gelecek yatırımcıları yurt içindekileri kaçırmaya başladı. Son haberi de okumuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Koç Holding’in Ford Motor ile yapmayı planladıkları batarya üretim işi rafa kaldırıldı.

Gerçi ben bu satırları yazdığım sırada Sayın Mehmet Şimşek’in yabancı yatırımcılar için güven unsurunu sağladık artık eli kulağında geldi gelecekler tarzında bir açıklaması oldu ama …

Aması öyle işte.

Kısacası küreseldeki durumda karışık Türkiye’deki durumda. Daha biz de yaklaşan seçim var üstelik.

Hafta sonumu bunları düşünerek geçirdim. Döviz yatırımı ayrı altın yatırımı ayrı kripto yatırımı ayrı. Aşağı yukarı son 10 yıllık getirilerini kıyasladım bir sürü ürünün. Hisse senedi falan da dahil. Bir tane şey dikkatimi çekti ve net kararımı verdim. Yatırımın karşılığını altı ay bilemedin bir yılda kesin alıyorsun.

Güzellik merkezi açacağım.

Alın size yatırım tavsiyesi.

Ne uğraşacağım Powell ile

Ya da yabancı yatırımcı geldi gelmedi diye heba olacağım.

Sonra gelsin külçe külçe altınlar. Bir de umreye giderim. Tamam gerisi.

Online üzerinden bir sertifika almam lazım. Varsa bildiğiniz yönlendirin.