Çetin Ünsalan: Mehmet Şimşek daveti ne anlatıyor?
10 Nisan 2023Ekonominin eski patronlarından Mehmet Şimşek’in göreve davet edilmesi ve iki kere reddetmesi, ardından da koordine edecek vurgusuyla meselenin üzerinin kapatılması, geçtiğimiz haftaya damga vuran en önemli meseleydi bence.
Eğer reel ekonomiye fazla inanmayan, finans piyasaları odaklı, bugün gelinen noktada önemli izleri olan bir isme tekrar dönüyorsanız bunun iyi okunması ve sonuçlarının analiz edilmesi gerekiyor.
Öncelikle bugünkü ekonomik fotoğrafta etkisi olduğunu tekrar hatırlatıp, bir umut olabilme ihtimali içinde en yanlış tercihlerden biri olduğunun altını çizmek isterim.
Cari açık artarken de azalırken de bunun doğru olduğunu söyleyebiliyorsanız, reel sektörün ihtiyaçları varken finansçılara dönüyorsanız, tüketim ekonomisini yaygınlaştırıyorsanız, 2007 yılında New York’ta yaptığı bir konuşmada ülkede ulusalcılarla küreselcilerin savaşı olduğunu belirtip, “elbette küreselden yanayız” diye beyanat veriyorsanız, umut olamazsınız.
Buna karşılık bugün ekonomi yönetimiyle karşılaştırılmayacak düzeyde konuya daha vakıf olduğunu da belirtip hakkını vermek ama yetersiz olduğunu da ifade etmek isterim. Reddetmesinin ise, artık mevcut anlayışla kurtarılacak bir şey olmadığına kanaat getirmesinin, bu şartlarda sıcak para bulacak bir zeminin bulunmayacağının bilincinde olduğu da açık.
Esasen bu bakış açısı, yaklaşım ve sistem içinde kimi getirirseniz getirin sonuç alamaz. Bu nedenle Türkiye eski sistemine dönmek, güçler ayrılığına esas almak, ekonomiden hukuka her şeyi tekrar düzenlemek gerektiğini tartışıyor.
Fakat mevcut ekonomi yönetimi açısından Mehmet Şimşek davetinin iyi okunması gerekir. Öncelikle şu an başarı diye anlatılan uygulamaların tamamen fiyaskoyla sonuçlandığının itirafıdır.
Mevcut ekonomi ekibinin bu işi beceremediğinin ve gözden çıkarıldığının tespitidir. Kur korumalı adında bir bankacılık ürününün, ekonomik program diye satılamayacağının açık kanıtıdır.
Seçimden sonra mevcut iktidar devam etse bile, 180 derece anlayış değiştirmek zorunda olduğunun göstergesidir. ‘Faiz düşerse enflasyon düşer’ tezinin tamamen çöktüğünün ve sonuç vermediğinin vurgusudur.
Mehmet Şimşek itirafı, ekonominin an itibariyle resmen başsız kaldığının göstergesidir. Düşünsenize tüm yetkilerle ekonomiyi yönetiyorsunuz, her şeyin yolunda olduğunu anlatıyorsunuz, ama sizin yerinize kararları verecek kişi ile açık açık görüşülüyor, daha fenası reddediyor.
Bu şartlar altında görevde kalır mısınız? O an istifa edersiniz ya da bu iktidarın yaklaşımında olduğu gibi görevden affınızı istersiniz. Bunların her biri iç meseleye yönelik olduğundan daha fazla detaya girmeyeyim.
Ama bizi ilgilendiren yanı, bu ekonomik sistemin yürümediği itiraf edilmiştir, para bulunamadığı ortaya çıkmıştır ve büyük kırılmaların yeni bir kadroyla yönetilmeye ihtiyacı olduğunu göstermiştir.
Mehmet Şimşek bunun için doğru bir isim mi; bence değil. Ama bu seçimden sonra kimin kazanacağı ve görev verirken neleri tercih edeceğiyle alakalı. Seçim sonucunu hiç birimiz bilemeyiz. Ama tavır ekonomideki uygulamanın bitiş düdüğünün çaldığının açık beyanıdır. Gerisi boş.