Sosyal Medya

Borsa

Gedik Yatırım 2022 Hisse Stratejisi

Dünyada Normalleşmeye, Türkiye’de  Heterodoks Politikalara Dönüş…   Dünya ekonomisinde salgın dönemindeki olağan dışı politikalardan normalleşmeye geçiliyor 2022 yılında genel piyasa…

Gedik Yatırım 2022 Hisse Stratejisi

Dünyada Normalleşmeye, Türkiye’de  Heterodoks Politikalara Dönüş…

 

Dünya ekonomisinde salgın dönemindeki olağan dışı politikalardan normalleşmeye geçiliyor

  • 2022 yılında genel piyasa beklentileri ile de kabaca uyumlu olarak, Global ekonominin 2021’e nazaran yavaşlasa da tarihsel ortalamanın üzerinde büyümesini, küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıkların devam etmekle beraber, özellikle yılın ikinci yarısından itibaren hafiflemesini ve arz talep dengesizliklerinin de azalmasıyla küresel enflasyonun yılın ikinci yarısında düşüşe geçmesini bekliyoruz. Bu beklentilerin arkasında da, Omicron veya benzeri varyantlara karşın, ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyecek ölçüde kısıtlamalar gündeme gelmeyeceğini varsayıyoruz.
  • Bu ılımlı beklentilere karşın, ABD’de enflasyonun uzun vadeli hedeflerin üzerinde kalmaya devam edebileceğini, buna bağlı olarak da FED’in piyasa beklentilerinin üzerinde 4 kez faiz artırımına giderken, eşanlı olarak bilanço küçültme sürecini de başlatabileceğini düşünüyoruz. Bu durum, küresel piyasalarda bir süreliğine sert fiyatlamalara yol açsa da, FED’in piyasalarla iletişimini önceki senelerde olduğu gibi uyumlu bir şekilde yürütmesi sayesinde, satışların uzun soluklu bir trende dönüşmeyeceğini öngörüyoruz.
  • Ilımlı olarak nitelendirebileceğimiz bu makro senaryoya ilişkin önemli risk unsurları da bulunuyor. Öncelikle, yeni virüs varyantları ya da Çin’in sıfır Covid politikasına bağlı kalması sonucunda tedarik zincirlerindeki aksaklıkların devam etmesiyle, küresel ticaretin ve enflasyonun olumsuz etkilenmesi en önemli risk unsuru olabilir.
  • Çin’de sıfır Covid politikasına ek olarak, konut piyasasında süregelen problemler, krediye dayalı büyüme modelini dönüştürmeye yönelik atılan ve atılması muhtemel yeni adımların Çin ekonomisinde beklentilerin ötesinde bir ekonomik yavaşlamaya yol açmasını (örneğin GSYH büyümesinin %5’in altına gerilemesini) de özellikle Global büyümeye etkileri konusunda önemli bir risk unsuru olarak değerlendiriyoruz.
  • Ek olarak, salgın döneminde arka plana atılan jeopolitik risklerin, özellikle ABD-Çin arasındaki hegemonya mücadelesinin, her iki ülkedeki seçim atmosferleri de dikkate alındığında, 2022’de yeniden ön plana çıkarak finansal piyasalarda dalgalanmalara yol açabileceğini düşünüyoruz. Ukrayna konusu başta olmak üzere, Rusya ile ABD ve AB arasındaki gerginlikler, özellikle enerji fiyatları üzerinden küresel ekonomi üzerinde önemli etkilere neden olabilir.

Türkiye’de ekonomi yönetimi heterodoks politika uygulamalarına devam ederken, kurda devam eden dalgalanma makro tahminlerde bulunmayı zorlaştırıyor

  • Ekonomi yönetiminin enflasyondaki hızlı artışa rağmen, politika faizi artışından kaçınarak heterodoks politikalara devam etme eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Bu bağlamda, TL’deki stabilizasyonun sağlanması amacıyla kur korumalı mevduat ürününün kapsamının genişletilmesi veya enflasyona dayalı ürünlerin hayata geçirilmesi gündeme gelebilir.
  • Buna karşın, enflasyonda yükselişin devam edeceği öngörümüze bağlı olarak mevduat, kredi ve tahvil faizlerindeki yükselişlerin devam edebileceğini değerlendiriyoruz. Bu da düşük tutulan politika faizine karşın, finansal koşulların sıkılaşmaya devam edeceği anlamına geliyor. Buna rağmen, reel faizlerin derin negatif bölgede kalmaya devam etmesine bağlı olarak, TL’deki dalgalanma 2021’in sonundaki ölçüde olmasa da devam edebilir.
  • Güçlü devam eden ihracat ve fiyatların artacağı beklentisiyle öne çekilen iç talep ekonomik büyümeye destek vermeye devam ediyor. Reel faizlerin derin negatif bölgede olması, tasarruf eğilimini kısarak tüketime bir süre daha destek verebilir. Ancak, finansal koşullarda devam etmesini beklediğimiz sıkılaşma ve TL’deki değer kaybının geniş kitlelerin satın alma gücünü aşındırmasıyla, iç talepte sert bir geri çekilme olabileceğini düşünüyoruz. Buna ek olarak, kurun seviyesine ilişkin belirsizliğin fiyatlama yapmayı zorlaştırması, üretimde de belli ölçüde aksamalara yol açabilir. Bu faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, 2022’de GSYH büyümesinin potansiyelin oldukça altında kalabileceğini düşünüyoruz.
  • Atılan heterodoks politika adımlarına karşın, TL’de stabilizasyonun sağlanamaması ve ekonomik büyümede sert bir yavaşlamanın ortaya çıkması halinde, ortodoks politikalara dönüş seçeneğinin halen masada olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu seçenekten son ana kadar kaçınılması muhtemel görünüyor.
  • Baz senaryomuzda kurda dalgalanmanın ve yükseliş eğiliminin bir süre daha devam ettikten sonra, yılın ilerleyen bölümünde bir miktar geri çekilme ve stabilizasyon olacağını varsayıyoruz. Bu senaryo altında, TÜFE enflasyonunun Mart/Nisan aylarında %50 civarına/üzerine kadar yükselebileceğini, yılın ikinci yarısında ise düşüşe geçebileceğini değerlendiriyoruz. Baz etkilerinin devreye girmesiyle, bu düşüş Kasım ayından itibaren güç kazanabilir. Ancak, sene sonundaki bu hızlı geri çekilme potansiyeline karşın, yıllık ortalama enflasyonun %40’ın üzerinde kalabileceğini düşünüyoruz.

 

BIST-100 Endeksi Ekim ayından itibaren TL bazında gösterdiği güçlü performansa rağmen GOÜ’lere karşı anlamlı bir göreceli performans üstünlüğü sağlayamamıştır

  • 2020 yılını %26’nın üzerinde mutlak bir getiri ile kapayan BIST-100 endeksi, 2021 yılında Eylül ayının sonuna kadar -%5’lik bir performansa sahip iken, yılın son çeyreğindeki güçlü performansın ardından seneyi %26’lık bir mutlak getiri ile kapattı. Ocak ayında ise endeks şu ana kadar %8’lik bir getiriye sahip.
  • Öte yandan, USD bazında getirinin de dahil edildiği, GOÜ’lere karşı göreceli performansa baktığımızda, BIST-100 endeksinin rölatif getirisinin 2021 senesi için -%25, Ekim ayı sonrasından bugüne olan güçlü mutlak getiriye rağmen, rölatif getirisinin -%3.5 olduğunu belirtmek isteriz.
  • Ülkeler arası çarpanlara baktığımızda, Türk hisse senetlerinin ucuz olduğu gözükmekle birlikte risk primindeki belirsizlikler hisse senetlerinin potansiyel değerine ulaşmasını engellemeye devam ediyor. BIST 100 endeksi GOÜ’lere karşı son 4 ayda %28’den %38’e gerilemiş ve tarihi diplere yaklaşmış bulunmaktadır. Öte yandan enflasyondan arındırılmış (reel) FAVÖK büyüme tahminlerine bakıldığında ise Türk şirketlerinin 2022 yılında GOÜ benzerlerine göre -%7.5 ile en düşük kar büyüme beklentilerine sahip olduklarını görmekteyiz. Bunun başlıca sebepleri olarak artan enflasyon beklentileri ile beraber, 2021 yılında artan dövizin ciro ve karlarda güçlü artışa neden olması, ve  2022 için yüksek bir baz oluşturması, ve artan maliyetler gösterilebilir. Bankacılık sektöründe ise, artan çekirdek faiz marjları, yükselen enflasyona endeksli tahvil getirileri ile 4Ç2021 ve 1Ç2022’de göreceli güçlü karlar yaratabilir. Buna ek olarak, BBVA’nın Garanti bankasındaki hisse alım beklentisini de düşündüğümüzde (özel) sektörün kısa vadeli katalizörlerinin olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
  • BIST-100 Endeks hedefimiz %30’luk yükselme potansiyeliyle 2,625. Öte yandan, İNA modellerinde kullandığımız risksiz faiz oranlarının %25’den başlayıp, yıllar itibarı ile makro beklentilerimize paralel kademeli olarak düşürüldüğünü, ve beklentilerden uzun sürebilecek (yüksek) faiz ortamının değerlemeler üzerinde bir risk unsuru olduğunu belirtmek isteriz. Takibimizdeki şirketlerdeki hedef fiyat ve tavsiye güncellemelerimiz 22-24. sayfalarda görülebilir.

Model portföy önerileri ve tavsiyeleri:

  • Model portföyümüz 2021 senesini %13.1’lik bir rölatif ve %42’lik mutlak getiri ile kapatmıştır. Portföyü oluşturduğumuz Mayıs 2019 tarihinden 2021 yıl sonuna kadar portföyümüzün rölatif getirisi %16.5 mutlak getirisi ise %170’dr.
  • Model portföyümüzden Akbank, Erdemir, Petkim, Tofaş, ve Turkcell’i çıkartıyoruz
  • Model portföyümüze çıkartılan hisselerin rölatif performansları ve portföye ekleme tarihleri şu şekildedir: Akbank: %38, 19 Ekim 2021, Erdemir: %118, 9 Mart 2021, Petkim %51, 22 Ocak 2021, Tofaş: %123, 2 Ağustos 2021, ve Turkcell %3, 20 Nisan 2020.
  • Erdemir, Petkim, ve Tofaş’ı portföyümüzden çıkartma nedenlerimiz (1) kar realizasyonu ve (2) yerlerine tercih ettiğimiz isimlerin risk getiri oranlarının daha cazip olmasıdır. Turkcell’i çıkartma nedenimiz şirketin uzun vadeli istikrarlı yapısını beğenmemize ve yurtdışı benzerlerine göre ucuz bulmamıza rağmen enflasyondaki artışın faturalara yansımasının gecikmeli olacağı beklentisidir. Akbank’ı ise, aşağıda belirttiğimiz üzere, şu aşamada farklı bir banka kombinasyonu ile yola devam etme kararımızdan dolayı model portföyden çıkartıyoruz.
  • Model portföyümüze Garanti Bankası, Galata Wind, Indeks Bilgisayar, İş Bankası, Kardemir (D), ve Şise Cam’ı model portföye ekliyoruz.
  • Değişiklikler sonrası model portföyümüzdeki hisseler Arçelik, Galata Wind, Garanti Bankası, İndeks Bilgisayar, İş Bankası, Kardemir, Koç Holding, Mavi, Migros, Şişe Cam, Şok, ve T. Telekom’dan oluşmaktadır.

 

 

Goldman Sachs:  Fed’e selam, Gelişen Piyasa hisselerine devam

 

Borsa’da bu hafta ne olacak? Uzman görüşleri

 

BBVA Garanti Yatırım:  Eurobond Piyasası Fiyatlamaları ve Getiri Eğrileri

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • ⚠️ Yapay Zeka Devriminin Karanlık Yüzü: 1 Trilyon Dolarlık Balon Patlıyor mu?

    "Dot-com" çılgınlığıyla internetin dünyayı değiştireceği söyleniyordu; nitekim değiştirdi de. Ancak bu değişim gerçekleşmeden önce, milyarlarca dolarlık spekülatif bir balon büyük bir gürültüyle patlamış, geride binlerce iflas etmiş şirket bırakmıştı. Bugün, 2025 yılının son günlerinde Wall Street ve Silikon Vadisi, çok daha büyük bir hayaletle karşı karşıya: 1 Trilyon Dolarlık Yapay Zeka Balonu.

  • Her 6 kişiden biri bahis oynuyor, para yurtdışına akıyor

    AK Parti’nin Kasım ayına ait saha araştırmasından sızan veriler, yasa dışı bahis ve sanal kumarın Türkiye’de ciddi bir toplumsal ve ekonomik sorun haline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre Türkiye’de her 6 kişiden biri bahis oynarken, özellikle gençler, lise mezunları, orta gelir grubu ve küçük esnaf bu sistematik yayılımın ana hedefi konumunda bulunuyor. Yasa dışı bahis nedeniyle yılda yaklaşık 150 milyar doların yurt dışına aktığı tahmin ediliyor.

  • Temiz Eller Operasyonu mu, AKP İçinde Büyük Hesaplaşma mı? İşte Perde Arkası

    Türkiye siyaseti, ardı ardına gelen operasyonlar ve iktidar bloğu içinden yükselen "Temiz Eller" çağrılarıyla sarsılıyor. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün fitilini ateşlediği bu süreç, sadece adli bir vakalar zinciri mi, yoksa AKP içinde post-Erdoğan dönemine hazırlık niteliğinde bir güç savaşı mı?

  • Aracı kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftanın sonuna yaklaşırken zayıf bir görünüm sergilerken, aracı kurumlar teknik seviyeler ve kısa vadeli risklere dikkat çekti. Gün içinde 11.250–11.365 bandında hareket eden endeks, günü yüzde 0,55 kayıpla 11.287 puandan tamamladı. İşlem hacmi ise 113–114 milyar TL aralığında gerçekleşerek son dönem ortalamalarının altında kaldı. İşte önde gelen aracı kurumların Borsa İstanbul’a ilişkin değerlendirmeleri:

  • Yüzde 55 bin prim yapan Hint hissesinin hikayesi

    Yapay zekâ rüzgârıyla küresel piyasalarda rekorlar kırılırken, Hindistan’da son 20 ayda yüzde 55 binin üzerinde prim yapan RRP Semiconductor hissesi yatırımcılar için ibretlik bir örneğe dönüşüyor. Sosyal medya etkisi, düşük fiili dolaşım oranı ve bireysel yatırımcı ilgisiyle şişen hissede düzenleyici incelemeler ve zayıf finansallar alarm zillerini çaldırıyor.

  • ABD’den Rusya’ya yeni yaptırım hazırlığı: Barış reddedilirse enerji sektörü hedefte

    ABD, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile olası bir barış anlaşmasını reddetmesi halinde Moskova üzerindeki baskıyı artırmak için yeni yaptırımları devreye almaya hazırlanıyor. Gündemde, Rus petrolünü taşıyan “gölge filo” tankerleri ve bu ticareti kolaylaştıran aracıların hedef alınması var. Görüşmeler sürerken, enerji piyasaları ve petrol fiyatları gelişmelere duyarlı kalmayı sürdürüyor.

  • Mehmet Şimşek’ten ÖTV, vergi adaleti ve asgari ücret mesajları

    Şimşek, dolaylı vergilerin adil olmadığı yönündeki eleştirileri haklı bulduklarını belirtirken, asıl sorunun doğrudan vergilerin düşük payı olduğunu vurguladı. Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının 2026 yılı bütçesine maliyetinin 1,1 trilyon TL olacağını açıklayan Şimşek, “vergi silme” iddialarını da net bir dille reddetti. Asgari ücret artışı tartışmalarında ise hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Bakan Şimşek, işverenlere sorumluluk çağrısı yaptı.

  • Küresel gündem yoğun: ABD enflasyonu, ECB ve BoE kararları piyasaların odağında

    Küresel piyasalarda bugün ABD enflasyon verileri ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararları yakından izleniyor. Yurt içinde BIST 100 Endeksi kâr satışlarının ardından kritik destek seviyelerinde tutunmaya çalışırken, tahvil faizleri TCMB’nin faiz indirimi sonrası düşük seviyelerini koruyor. Döviz cephesinde USD/TL kademeli yükselişini sürdürürken, EUR/USD paritesi orta vadeli teknik eşiklerde dengeleniyor. Altın fiyatları ise tarihi zirvelere yakın seyrini koruyor.

  • Aleyna Tilki, Danla Bilic ve İrem Sak gözaltına alındı

    Uyuşturucu operasyonları yeni ünlülere dokundu

  • Asya borsaları geriledi: Teknoloji hisselerinden çıkış sürüyor, gözler Trump’ın konuşmasında

    Asya-Pasifik piyasaları, küresel yatırımcıların teknoloji ve yapay zekâ hisselerinden çıkışı sürdürmesiyle haftanın sonuna doğru sert satışlarla karşılaştı. Wall Street’te başlayan rota değişimi Asya’ya taşınırken, yatırımcılar bu akşam ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela ve ekonomi başlıklarını içermesi beklenen ulusa sesleniş konuşmasına odaklandı.

  • Morgan Stanley Varlık Yönetimi: 2026 Boğa Piyasasını Dizginler mi?

    Küresel piyasalarda 2025 yılı, üst üste dördüncü boğa piyasası yılı olarak geride bırakılırken, Morgan Stanley Varlık Yönetimi 2026’ya girerken daha temkinli bir tabloya işaret ediyor. Bankaya göre resesyon riski hâlâ düşük ve şirket kârlarında çift haneli artış potansiyeli korunuyor. Ancak yüksek değerlemeler, tarife riskleri ve olası enflasyon baskıları nedeniyle yatırımcıların “kontrollü iyimserlik” yaklaşımını benimsemesi gerekiyor.

  • Bloomberg: Erdoğan S-400’leri Putin’e Geri Vermek İstiyor

    Türkiye, Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerini geri vermeyi değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuyu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gündeme getirdiği belirtilirken, adımın ABD ile ilişkileri normalleştirme ve F-35 programına dönüş hedefiyle bağlantılı olduğu ifade ediliyor.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Olmayan borcu yazıp, siliyorlar…’

    Bir işsiz ne yaşar biliyor musunuz? Daha önce ifade etmiştim, ama tekrar hatırlatmakta fayda var...

Benzer Haberler