Sosyal Medya

FÖŞ yazdı: 2026 yılında ekonomi

21 Aralık 2025

 

 

 

 

İşte hap şeklinde 2026 tahminlerim

3Ç2025’te Ç/Ç %1,1 gibi efsanevi bir hızla genişleyen ekonomiden gelen öncü veriler, Aralık’ta da hız kesmediğini gösteriyor. Tarımda meteoroloji koşullarından kaynaklanan daralma, gerçek büyüme hızını maskeliyor.  Tarım-dışı ekonomik aktivite yılı %4,5-5 hızında kapatıyor olabilir. Bu sene için tahminlerim %3,75 civarında büyüme ve %31 civarında TÜFE. Peki gelecek sene bu hızı koruyabilecek miyiz? Hayır, 2026 “vasatların” yılı olacak. Bir başka özelliği daha var 2026’nın: Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan komutanlığında icra edilen Ekonomik İstikrar Programı’nın OVP hedeflerine yakınsayacağı son yıl olacak. Bizim ekonomi 2026 sonunda nereye varırsa, seçimlere 4 – 5 ay kalıncaya kadar da o çehre ve tempoyu koruyacak.

 

Uzun okumaya vakti olmayanlar için, İstanbulAnalytics / Global Source Partners Türkiye ekibiyle ortak üretilen 2026 tahminlerimizi özetleyeyim:

 

2026 sonu TCMB politika faizi: %32

2026 yıl sonu bütçe açığı / GSYH: %3,2

GSYH büyümesi: %3

2026 sene sonu TÜFE: %25

Cari açık / GSYH: %2, finansmanı hiç sorun olmaz.

İstihdam: Pandemiden sonra yılda %1 civarında genişliyor, 2026’da bu oran %0,5’e geriler.

Şirket iflasları ve konkordatolar: Bu sene 10, gelecek sene de 20 bini bulur.

Asgari ücret ve emekli maaşlarına zam beklentim: %28

 

Okurların çoğu “barsak gazından rakam üretmek kolay, niye yavaşlayacağız? Enflasyon nasıl düşecek, anlat bakalım” diyecek. Haklıdır da.

 

Büyüme yavaşlıyor

 

Covid salgınından bu yana büyümenin %90’ı özel tüketimden kaynaklanıyor. 2023 seçimlerinden sonra enflasyon patlayınca, halk “gelecek ay fiyatlar daha da yükselecek” kaygısıyla tüketimi öne çekti. Enflasyon o dönemde %70’lerden %30’a geriledi ama sokaktaki kadının hissettiğinden çok daha yüksek seyrederek bu trendi besledi. 2026 yılında ise  gerçek enflasyonun altında kalacak maaş-ücret zamları ve hissedilen–kaydedilen enflasyon arasındaki makasın daralmasıyla tüketim eğilimi de düşecek.

 

Para politikası TÜFE’yi %16’ya düşürecek sıkılıkta değil ama kredi sınırlamaları ile birlikte mütalaa edildiğinde hâlâ ekonomik aktiviteyi frenleyici istikamette seyrediyor. Maliye politikasının ekonomiye net katkısını çözmek hiç kolay değil. Bunu ölçmek için kuramsal olarak faiz dışı dengeye bakarız. Eğer bu büyüklük artıdaysa, hükümet topladığı verginin bir kısmını tasarruf edip ekonomiden gelir çalıyor demektir. Bu sene faiz dışı dengenin çok az da olsa fazla vermesini bekliyorum. Velakin Türkiye biraz farklı. Faize ödenen meblağlar 1-2 yıl içinde tüketime dönüşüyor, emekliliğe kadar tasarruf olarak kalmıyor. 2024-2025 yılında faize giden trilyonlar bu yıl harcamaya dönüşebilir, özellikle TCMB parasal gevşemede agresif davranırsa.

 

2026 yılında büyüme yine yukarı yönlü sürpriz yapabilir, çünkü piyasada tedavüler onmilyarları aşan uyuşturucu, kara para aklama ve sanal bahis gelirleri var.  Bunları tam ölçmek de, ne kadarının Türkiye’de tutulup tüketime dönüşeceğini kestirmek de çok zor.  2026’nın kışına kadar hiçbir şekilde kur krizi beklemiyorum; böyle bir vaka enflasyonist ve resesyonist olur.

 

TÜFE %25’in altına düşmez

 

Çünkü dolar/TL’yi baskılamak dışında enflasyonla mücadeleyi kenara bıraktık. Şimşek, yeni vergi paketinde görüleceği üzere, çeşitli münferit yasa maddeleri ve yönetmelik değişiklikleriyle vergi hasılatını yükseltmeye çırpınıyor ama bunların çoğu Erdoğan’dan geri dönüyor. Yukarıda da arz ettim, 2026 yılında mali duruş ufak dozda da olsa ekonomik aktiviteyi teşvik edici yönde olacak. Bütçenin yanında 500 bin sosyal konut projesi de en az depremzede evlerinin inşaatı kadar ekonomiye gelir akıtabilir.

 

En önemli handikap, hanehalkının enflasyon beklentisinin kırılmaması. Yılbaşında maaş ve ücretlere %28 zam yapılınca, tüm fiyatlar da o oranda yükselecek. Gıda enflasyonu artık yapısal hâle geldi; 2026’da iklim koşulları düzelse de gıda üretimi talebin çok altında kalarak enflasyona direnç getirecek. Kira ve hizmetler tarafında da kayda değer bir iyileşme beklemiyorum.

 

Yukarıda andığım göreceli olarak yüksek faizler ve krediye erişimin sıkıca denetlenmesi talebi yavaşlatır. 2026’da dolar/TL’de en fazla %20 yükseliş beklerim ki bu da dezenflasyonisttir. Nihayetinde hanehalkı tüketimi yılın ilk üç ayında yılbaşı zamlarının hızla harcanmasıyla yükselecek, yılın kalan kısmında yavaş yavaş daralacak; çünkü cepte para bitecek.

 

Enflasyon bağlamında iyimser sürpriz Brent’in 50 $/varile düşmesi, negatif sürpriz ise TCMB’nin gereğinden önce ve çok hızlı faiz indirmesi olur.

 

Cari denge: Sorun yok

 

TL’nin son 3 yıldır reel olarak değer kazanmasına karşın cari açık patlamadı. Hatta iç talebin izdüşümü olan enerji ve altın dışında cari denge hâlâ fazla veriyor. Brent’te %20’ye varan gerileme cari açığın patlamasını engelleyen bir unsur. İkincisi ise gittikçe bozulan gelir dağılımı. Zengin hâlâ ithal oto ve gıda tüketiyor, yurt dışına seyahat ediyor ama halkın büyük bölümü ister istemez daha ucuz fakat kalitesi düşük iç tüketimle yetiniyor.

 

TL pahalı da 2025 yılında turist sayısı ve brüt gelir olarak rekor kıracağız. İthalat son aylarda hızlanmaya başladı ama dolar bazında ihracat yıllık %3 civarında büyümeyle dünya ortalamasında.

 

2026’da dış ticaret açığı bir miktar bozulur, turizm gelirleri de Y/Y %5 civarında daralabilir. Bu yüzden 2026 cari açık tahminim GSYH’nin %2’si kadar.

 

Bu sene Şimşek deprem harcamaları ve kentsel dönüşüm için yurt dışından 16,5 milyar $ finansman buldu. Ekim ödemeler dengesi verilerine göre banka ve finans-dışı firmaların FX yeniden borçlanma oranı %160 civarında. Gelecek yıl Fed 1 veya 2 faiz indirimi yapacak. BoJ faiz artırsa da global finansal koşullar oldukça gevşek kalacak. TCMB’nin kullanılabilir rezervi en az 150 milyar $. Bu cephane de dış borçlanmayı kolaylaştırıyor.

 

2026 için en önemli pozitif sürprizler Brent’in 50 $/varile gevşemesi ve Suriye ticareti olur. Türk müteahhitler şimdiden 12 milyar $ proje kaptı. Suriye Kürtleri’nin merkezi hükümete katılmaya razı edileceklerini düşünüyorum. El Şara ülkenin tümünde yönetimi ele alırsa, Suriye’ye daha fazla finansal yardım akar; bunun yarısı da bize ihracat olarak geri döner.

 

2026 yılında altının yerinde sayacağını düşünüyorum ama tahminlerin çoğunun işaret ettiği gibi 5.000 $/ons ve üstüne çıkarsa, altın ithalatı cari dengeyi bozar ama etkisi sınırlıdır.

 

Özel sektörün bitmeyen çilesi işsizliğe yansıyacak

 

2026 yılında ekonomik aktivite bir miktar yavaşlayacak, faiz indirimleri ise umulandan daha geç ve yavaş seyredecek. AB’den gelen talep bir miktar güçlense de güçlü TL politikası hâlâ dış pazarlarda rekabet gücümüzü azaltıyor. Çin de ABD ve AB’ye satamadığı malları bizim iç pazarlara dumping ederek cari dengeyi bozuyor. Yeni yıl zamları da maliyetleri oldukça artıracak. Özetle özel sektörün çilesi 2026 yılında da sürecek. %90’ı küçük ve orta ölçekli şirketler istemsiz olarak konkordatoya gidecek, bunların çoğu da iflasla bitecek. Tahminim 20 bin civarında konkordato. Ama Türkiye’de kayıtlı 3 milyondan fazla ticari kuruluş olduğu tahmin edildiğine göre, 20 bin konkordato devede kulak kalır.

Özel sektörde bir temerrüt ya da fabrika kapatma krizi öngörmüyorum. Tekstil gibi emek yoğun ve düşük kâr marjlı sektörlerin battığını da. Yeni ekonomik şartlara ayak uyduramayanlar kepenk indiriyor, yerlerine daha verimli çalışan şirketler geliyor; hikâye bundan ibaret.

 

Türkiye’nin en büyük iki sorunundan biri geniş kapsamlı, yapısal işsizlik; bu oran artık çalışabilecek işgücünün %25-30’u arasında sabitlendi. 2026’da bir miktar daha artar. Şirket operasyonlarını ve hızla en tepeden en dibe, sinir uçlarına yayılan kayırmacılık da özel sektörü çok korkutuyor. Gelecek sene çok fazla özel sektör sabit yatırımı beklemiyorum. Yeni fabrika kurulmadıkça, dışarıdan kaliteli sermaye gelmedikçe, sürekli şirketler kayyıma devredildikçe şirketler işlerini büyütemez. Gelecek sene ekonomik aktivitede kısmi daralma ve turizmin vasat seyretmesi de istihdamı üzer. Manşet işsizlik oranı %10’a kadar yükselir.

 

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları