Sosyal Medya

FÖŞ: Piyasalar 2025’i nasıl kapatacak? TCMB ve Fed ne yapar? 

9 Aralık 2025


Kripto varlık platformu Bitlo’nun sponsorluğunda hazırlanan haftalık “Piyasa Topsi” programında önde gelen ekonomist ve yorumcu Atilla Yeşilada, hem yurt içi hem de küresel piyasaları yakından ilgilendiren kritik gelişmeleri değerlendirdi. Yeşilada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararlarını incelerken, jeopolitik çatışmalar ve Japonya’dan gelecek finansal şok dalgası gibi üç büyük dış etkenin Türkiye ve dünya piyasalarının 2026 yılındaki seyrini yeniden tanımlayabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Videosu da nah burada işte:


TCMB İkilemi: Enflasyonist Rüzgâra Karşı Faiz İndirimi

Yeşilada, analizine TCMB’nin yılın son toplantısında alacağı faiz kararıyla başladı ve bankanın kesinlikle bir indirim yapacağını öngördü. Bu beklentiyi destekleyen temel veri, son iki ayda, özellikle de piyasa beklentilerinin oldukça altında (yüzde 1.3-1.5) açıklanan Kasım ayı enflasyonu (yüzde 0.9) oldu.

Ancak Yeşilada, genel ekonomik tablonun faiz indirimine çok uygun olmadığı konusunda uyarıyor. Tarım sektörü hariç tutulduğunda, Türk ekonomisinin üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 6.0 ila 7.5 gibi agresif bir oranda büyüdüğünü; bunun da enflasyon yaratmayan (yüzde 3) büyüme hızının çok üzerinde olduğunu belirtti. Bu güçlü talebin yanı sıra, yılbaşında beklenen asgari ücret ve emekli maaşı zamlarının (enflasyona 3 ila 5 puan katkı bekleniyor) enflasyonist baskıyı artıracağını vurguladı.

Ekonomist, TCMB’nin erken faiz indiriminin ileride daha agresif faiz artırımlarına yol açabileceğini, bunun da yabancı sermayeyi çekmek için hayati önem taşıyan öngörülebilirliği zedeleyeceğini savundu. Analizinde, mevsimsellikten arındırılmış yıllık yüzde 19.5’luk tüketici enflasyonu temposunun, Merkez Bankası’nın gelecek yılki hedefi olan yüzde 16’nın üzerinde olduğunu gösterdi. Yeşilada, bu tablonun Merkez Bankası’nı daha temkinli davranmaya iteceğini ve 100 baz puanlık bir indirimle yetineceğini tahmin etti. 150-200 baz puanlık abartılı bir indirim gelmesi durumunda ise kendisinin piyasalarda satıcı olacağı uyarısını yaptı.

Öte yandan, Yeşilada, Amundi ve Fidelity gibi dünyanın en büyük fon yöneticilerinden gelen olumlu açıklamalar ve Türk tahvil piyasasına giren yaklaşık 600 milyon dolarlık yabancı yatırım gibi yabancı sermaye girişlerindeki pozitif sinyallere dikkat çekti. Bu kırılgan güveni korumak adına itidalli adımların önemini vurguladı.


Fed ve Küresel Risk Manzarası

Yeşilada, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) büyük ihtimalle 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağını öngördü. Bu kararın, istihdam piyasasının aşırı gevşemesini önlemeye yönelik ihtiyati bir adım olacağını belirtti.

Piyasaların beklentilerine dair önemli bir uyarıda bulunan Yeşilada, türev piyasaların şu anda 2026 yılı için yeni ve güvercin bir Fed başkanı beklentisiyle ABD faizlerinde hızlı bir düşüşü fiyatladığını aktardı. Fed’den bu düşük faiz beklentisinin tersine bir mesaj gelmesi durumunda ise, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere, tüm riskli varlıklarda olumsuz bir yansıma beklediğini dile getirdi.


Jeopolitik Kriz Noktaları: Savaş Kaynaklı Enflasyon Tehdidi

Yeşilada, küresel ve Türkiye ekonomisine doğrudan maliyet yükleyecek iki önemli jeopolitik riski detaylandırdı:

  1. Karadeniz “Tanker Savaşları”: Ukrayna-Rusya savaşındaki tehlikeli tırmanışa dikkat çekti. Ukrayna’nın artık Rus petrol ve ayçiçek yağı tankerlerini hedef almaya başladığını belirten Yeşilada, Türkiye’nin tahıl ve ayçiçek yağı ithalatında maliyet artışlarına ve lojistik aksaklıklara yol açacağını söyledi. Tanker trafiğinin durması halinde, Türkiye’nin ithal mallar enflasyonuna yukarı yönlü bir katkı geleceğini öngördü.

  2. Venezuela Müdahale Riski: İkinci büyük risk, Trump liderliğinde bir ABD askeri müdahalesiyle Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun devrilmesi ihtimali. Yeşilada, her ne kadar askeri danışmanların bu karara karşı çıktığını düşünse de, Trump’ın öngörülemezliğinin piyasalar için risk oluşturduğunu kaydetti. Böyle bir müdahalenin, Venezuela’nın petrol üretimini (günde 600-700 bin varil) kesmesiyle sonuçlanacağını ve petrol fiyatlarında anında varil başına en az 5 dolarlık bir sıçramaya neden olacağını ifade etti. En kötü senaryoda (Rusya’nın 3 milyon varil/gün ihracatının ve Venezuela üretiminin ciddi şekilde sekteye uğraması), fiyatlarda 10 ila 15 dolarlık bir yükselişin gündeme gelebileceği uyarısında bulundu.


Japonya: Kapıdaki Finansal Deprem

Yeşilada’nın Türk ve küresel piyasalar için belirlediği en büyük ve en önemli tehdit, dünyanın en büyük sermaye ihracatçısı olan Japonya‘dan kaynaklanacak potansiyel finansal şok dalgasıdır. Gelişmiş ülkeler arasında en yüksek kamu borcu/GSYH oranına (yüzde 220-250) sahip olan Japonya’da, piyasa dengesini altüst edecek iki gelişme yaşanıyor:

  1. Yeni açıklanan 135 milyar dolarlık teşvik paketi ile tahvil arzının artması.

  2. Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ), enflasyon beklentileri nedeniyle faiz oranlarını 0.5’ten yüzde 1.0-1.25 seviyesine çıkarma hazırlığı.

Bu iki faktörün (artan tahvil arzı ve düşen talep) Japon tahvil getirilerini hızla yükselteceğini belirten Yeşilada, bunun, “Japon carry trade” olarak bilinen büyük çaplı uluslararası sermaye hareketini tersine çevireceğini açıkladı. Yurt dışındaki Japon emeklilik fonları ve şirketlerinin daha yüksek getiri için trilyonlarca Yen varlıklarını ülkeye geri çekmesi bekleniyor. Yeşilada, bu devasa sermaye geri dönüşünün, ABD, Avrupa ve Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardaki likiditeyi hızla azaltacağını, küresel bir çalkantıya neden olacağını ve 2026 yılındaki kriz beklentileri arasında en geçerli senaryo olacağını sözlerine ekledi.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları