Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Özrü kabahatinden büyük…’

24 Eylül 2025

Bir ülkede finansal okuryazarlık ve ekonomi bilgisi eksikse, daha da kötüsü yetkili noktadaki kişiler buna sahip değilse, hem o ülkenin sorunları ağırlaşarak içinden çıkılmaz hale geliyor; hem de kırılan gafların boyutu büyüyor.

Zaten yıllardır ülkede emeklilere iane verilen insanlar muamelesi yapılan bir fotoğraf var. Sanki hiçbir şey yapmadan yatıp, ‘ekmek elden su gölden’ gibi yaşadıklarını varsayan, biraz da terbiye sınırları aşan bir üslup ve tarz geliştirildi.

Öncelikle tekrar hatırlatmak isterim ki emekliler, ülkenin yardımda bulunduğu düşkün vatandaşları değildir. Yıllarca kamu ya da özel sektörde memleketine hizmet vermiş, bu süreçte taahhüt ettiği yıl boyunca çalışmış, primini ödemiş, yani kumbaraya para atmış kişilerdir.

Yani emekli maaşı bir iane değil, hak ediştir. Siyasetçi kumbarayı patlatıp, paraları çarçur ettiyse, bunun sorumlusu yükümlülüklerini yerine getiren insanlar değil, ortadaki bir kaynağı yönetme beceresi gösteremeyenlerdir.

Konuyu özellikle kaleme alma nedenim, gaflarıyla ünlü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yeni bir söyleme daha imza atması. Açlık sınırının 27 bin 111, yoksulluk sınırının 88 bin 310 TL olduğu bir ülkede, çok gerçekçi olmasa da tek kişinin yaşam maliyeti olarak hesaplanan rakamın bile yarısını, 16 bin 881 TL verip, sonra bununla da övünebilmek gerçekten cesaret ister, ama ne cesareti bilmiyorum.

Bununla geçinebileceğini düşünmek bir yana, aslında 7 – 9 bin TL verilmesi gerektiğinden söz ediyor. 2 milyon TL’ye dar gelirliye ev satacağını düşünen bir yaklaşımın, 25 yıllık birikimin çıktısının bu maaş olabileceğini düşünmesi dram, ama matematik özürlü bir bakış açısı olduğu için sürpriz değil.

Bir de Bakan Işıkhan, aslında bu insanların çalışma yaşamında kaldığı gerçeğinden yakınıyor. Yıllarca çalıştıktan sonra insanların Avrupa’daki emsalleri gibi dünyayı gezmek yerine çalışmak zorunda olmasını, vatandaşın değil, Bakan Işıkhan’ın açıklıyor olması lazım gelmez mi?

Bir de Bakan’ın müthiş bir tespiti daha var. Emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği için istihdamın arttırılması gerekiyormuş. Ülkede zaten mal ya da hizmet üretimiyle ilgili o kadar müsait bir ekosistem var ki, insanlar istihdam yaratacaklar, sırf inattan oluşturmuyorlar.

Ülkede öyle bir ortam yaratıldı ki, maaşı alanın geçinemeyeceği, verenin veremeyeceği koşulları bizzat ekonomi yönetimi olarak oluşturmuşsunuz, sonra da istihdam eksikliğinden mi yakınıyorsunuz? Zeytinyağı teorisinin hayat bulmuş hali bu olsa gerek.

Bence Bakan Işıkhan, dönüp emeklilere ya da işsiz sayılmayan insanlara bu yakınmada bulunacağına, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e neden bu tarz kötü bir ekonomik ortam yarattığını sorsun.

Üsluba, söyleme ve had zorlayan yaklaşıma gelince, artık onu dile bile getirmenin çok anlamsız olduğunu düşünüyorum. Çünkü sonuç vermiyor.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Öngörülebilirlik...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Öngörülebilirlik…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Bir miktar yükselme...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Bir miktar yükselme…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Gel de vatandaşa sor...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Gel de vatandaşa sor…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Reel sektör sermayeden yiyor...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Reel sektör sermayeden yiyor…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları