Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yapay zekâ kavgası…’
28 Temmuz 2025ABD Başkanı Trump’ın geçen hafta içerisinde yapay zekâ şirketlerinin önünü açacak kararnameyi imzalaması yeterince konuşulmadı. Çok rutin bir teknoloji rekabeti gibi algılandı, ama imza sırasında Trump’ın Çin’i geride bırakmak zorunda olduklarını vurgulaması asıl okunması gereken yanı oluşturuyor.
Dünyadaki ticaret savaşını geleneksel algılar üzerinden konuşan, tarifelere kilitlenen, ama asıl hesabın teknoloji yarışı olduğunu görmeyen bir yaklaşım sergilenirse, büyük sapmalara da hazırlıklı olmak lazım.
Çünkü bahsedilen tüm tarifeler ve engellemeleri, eş zamanlı olarak kıymetli madenlerin mücadelesi ile birlikte okumak gerekir. Sadece teknolojik olarak kimin daha güçlü olacağından söz etmiyoruz.
Asıl veri başta olmak üzere, buradan anlamlı işler çıkaran, yapay zekâ teknolojileriyle birlikte tüketimden üretime kadar her şeyi kurgulayan yeni bir köşe kapmacadan bahsetmemiz gerekiyor.
Konu o kadar kritik bir aşamaya geldi ki, yapay zekâya hakim olanlar, Trump’ın da atıfta bulunduğu gibi, dünyada siyasetten ekonomiye kadar her alanda söz sahibi olarak pozisyon alacak.
Yetmeyecek belki de kripto varlıklar ya da dijital paralar üzerinden rezerv para olma hakimiyetine kadar uzanacak bir hakimiyetin de avantajlı konumda olanı olarak öne çıkacak. Yani meseleyi geçen yüzyılın uzaya gitme yarışları gibi okumak, ama bunun bile yanında ufak çapta kalacağını bilerek tartışmak gerekir.
Şüphesiz Ortadoğu’daki gelişmeleri, İran hattının nükleer üzerinden enerji pozisyonlamasının engellenmek istenmesini bile bu çerçeveden ele almalıyız. Çünkü yapay zekâ ve benzeri teknolojilerin, bugünkünden çok daha yüksek enerjiye ihtiyaç duyduğunu, arz güvenliğinin de hayati rolde olduğunu bilmemiz lazım.
İran’ın Çin’in enerji talebini karşılayan en önemli lokasyonlardan biri olması, bunun bir diğer ayağının Rusya olarak ortaya çıkması, kutuplar arası mücadeleyi, savaşı ve bağlantılı olarak bunları besleyecek, günün sonunda da yarışta Çin’e destek sağlayacak unsurları engellemeyi daha anlamlı kılıyor.
Gazze’de bile işin tartışmasız hale gelen insanlık dışı yaklaşımlarının ötesinde, Gazze açıklarındaki yüksek rezervli doğalgaz kaynaklarıyla ve kıta sahanlığıyla ilgili olduğunu düşünürseniz, yapay zekâ, veri bilimi gibi alanların ne kadar önemli bir mücadele alanı haline geldiğini daha iyi anlamak mümkün oluyor.
Günün sonunda veriyi, veriyi anlamlandıran yapay zekâyı iyi kurgulayanlar, yeni dönemde de ekonominin söz sahibi olanları olacak. Bunun siyaseten güç getireceğini de tahmin edebilirsiniz.
Konu o kadar ciddi bir hal aldı ki, AB bile, teknolojik olarak yarışamadığı sürece, regülasyonlar ve standartlar üzerinden dahil olmanın peşinde koşuyor. Ben de bir kez daha hatırlatarak altını çiziyorum.
Draghi’nin raporundaki AB’nin geri kaldığı tespitini önümüze koyalım, AB’ye gidelim ve bu yarışa AB ile birlikte Avrupa yapay zekâ aktörü olarak katılmayı teklif edelim. Yoksa yine tüketen, tüketmek için de başkasından para bulmak zorunda kalan olmaya devam edeceğiz.