Çetin Ünsalan Yazdı: Yastık altı ne anlatıyor?
10 Temmuz 2025ING’nin son 15 yıldır sistemli olarak yaptığı Türkiye Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın sonuçlarına göre Türk insanı parasını yastık altında tutuyor. Tasarruf sahiplerinin düzenli birikim yapma oranının yüzde 86 olduğunu ortaya koyan araştırmaya göre, birikimler yüzde 31 ile en çok yastık altında…
Bunun içinde altın da var, TL ya da döviz de… İkinci sırada ise yüzde 19 ile TL vadeli mevduat geliyor. Öncelikle aradaki farka bakarsanız ilk deşifreyi buradan yapmak gerekiyor. Bu açık bir biçimde insanların ekonominin performansına da, ekonomi yönetimine de güvenmediğinin çok net anlatımı.
Fakat bu ilk kez başımıza gelen bir durum değil. Türkiye’de planlı ekonomi terk edildiğinden beri bu oran artarak yastık altına gidiyor. Tasarruf yapma eğiliminin yüzde 86 olduğu tespiti ise bence tartışmalı.
TÜİK Hane Halkı’na yönelik geçim araştırmalarına baktığınızda, nüfusun yüzde 65’inin ani çıkan bir sağlık sorununu ya da dam akmasını karşılayacak parası yokken, nüfusun büyük bir bölümünün tasarruf eğiliminde olduğunu söylemek yanlış.
Ayrıca tasarruf geçimden sonra elde kalan para anlamına gelir. Yani aybaşında ödeyeceğiniz kira ya da elektrik faturası üzerinden bir tasarruf ya da yatırım yapmanız, zaten finansal okuryazarlık adına özürlü olduğunuz manasına gelir.
Türkiye’de nüfusun yüzde 80’inin yoksulluk sınırının yarısında, emeklilerin neredeyse tamamına yakınının açlık sınırının altında ya da etrafında gelir elde ettiğini düşünürseniz, çok kısıtlı bir nüfusun geriye tasarruf yapabilme kabiliyeti olduğunu görürsünüz.
Çok parası olanın yastık altında tutma ihtimali, zaten finansal zaaftır ve çoğunlukla da bunu tercih etmezler. Yastık altına kim para atar? Dişinden tırnağından üç kuruş biriktirenler ki, o da hacim tutmaz.
Yastık altına en çok para atan kesim kimdi? Çiftçiler. Özellikle her hasat dönemi eşlerine aldıkları bilezikleri hepimiz biliyoruz. Ama uzun süredir ülkede çiftçi kanadında bunun da güç olduğunun sanırım farkındayız. Hatta olanların dahi bozdurulduğu belirtiliyor.
Geriye rantiye, gelir seviyesi yüksekler ve miras yediler kalıyor. Bunun da toplam nüfusun yüzde 10’unu geçmeyeceği açık. Onların parasını nerede değerlendirdiğine bakarsanız da, yastık altının iddia edildiği gibi 5 bin ton altınları bulmayacağını görürsünüz.
Ama ülkede bir yastık altı gerçeği var ve ekonominin de en büyük sorunlarından birini oluşturuyor. Ama siz ülkede TL mevduatı stopajla cezalandırır, enflasyonu gerçek açıklamadığınız için faizi tartışmalı hale getirir, kuru baskılayarak dövizi riskli hale getirirseniz, sürekli mevzu at değişiklikleriyle de ekonomideki güveni elden kaçırırsanız, elbette yastık altı birikir.
Oysa ülkede sağlıklı bir ekonomiden bahsetmek için tasarruf miktarının artmasının, tasarrufların da reel ekonomiye yönelik alanlarda değerlendirilmesinin esas alınması lazım. Fakat ülkedeki gelecek kaygısının oranı, yastık altı ile paralellik gösterir.
Şimdi bırakın ekonomik göstergeleri, grafikleri ya da öngörüleri. Çıkın sokağa ve vatandaşa sorun. Birincisi geçinebiliyor mu? İkincisi tasarruf yapabiliyor mu? Üçüncüsü yarına ilişkin güven duyuyor mu? Gerisi mi? Boş laf…