Sosyal Medya

Ekonomi

Yerli ilaç endüstrilerinde ayakta kalma mücadelesi veriliyor!

TÜRKİYE ilaç pazarında geçen yıl kutu bazında %3,9 oranda küçülürken, bu gelişme 2025'in ilk bileşenlerinde devam etti ve pazar yüzde 3,1 oranında geriledi...

Yerli ilaç endüstrilerinde ayakta kalma mücadelesi veriliyor!

İlaçların süreçleri yıllardır devam eden kalıcı sorunlar ve güncel ekonomik gerçekliklerden uzak olan ilaç kuru, Türk ilaç endüstrilerini kapsayan en büyük darboğazlarından birine sürüklüyor. Sektörde üretim daralırken, birçok firma ayakta kalma savaşı veriyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Savaş Malkoç Türkiye’nin ilaçta yerli üretim gücü tehdidi altında olduğu ve acil çözüm adımları atılmazsa kalıcı hasarların kaçınılmaz olacağı uyarısında bulunuyordu.

TÜRKİYE ilaç pazarında geçen yıl kutu bazında %3,9 oranda küçülürken, bu gelişme 2025’in ilk bileşenlerinde devam etti ve pazar yüzde 3,1 oranında geriledi. En kopya veri ise üretim yerinde yaşanır. 2024 yılında ilaç sanayi üretimi %7,3 oranında düşerken, Nisan 2025 itibarıyla bu gerileme yıllık ortalamada %10,8’e ulaştı.

İEİS; yüzyılı aşkın bir tecrübeye sahip Türk ilacı üretim gücü, istihdama ve ihracat potansiyeline yönelik son dönemde geri dönülemeyecek biçimde artan şiddetli tehditler karşı en son 24 Ekim’de güncellenen ilaç kurunun iledilikle yeniden belirlenmesi, rejiminin mevzuatının ise günün koşullarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunuldu.

Sektör talebi net; Acil kur rejimi ve mevzuatında reform

İlaç fiyatları, mevcut durumda, bir önceki yılın ortalama Avro kurunun %60’ı ve yılda sadece bir kez kaydedilen ilaç kuruna göre hesaplanmaktadır. Referans işlemleri sistemi devreye alma piyasanın kurunun %100’üne tekabül eden ilaç kuruduğumuz kuru geldiğimiz güncel noktada kurulum sadece %46’sına denk geliyor. SGK’ya verilen ortalama %27’lik iskontoları da gözlenmediğinde bu oran %32’lere kadar düşmektedir.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın kamu otoritelerine sunduğu politika önerilerinde, ilaç kurunun belirlenmesinde temel alınan %60’ın 2019 yılı öncesinde olduğu gibi yeniden %70’e çıkartılması ve bu oran yılı temmuz ayı içerisinde ilacın kurunun kurdaki gelişmeleri ve maliyet artışlarına uygun şekilde güncellenmesi sağlanıyor.

İlaç kurunun yıl içerisinde 4 defa güncellenmesi ve ilaç kurundaki kullanım koşullarında uygun tedavi gecikmeden sistemlerin yansıtılması büyümelerine dikkat ederek, İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, ilaçta bu tablonun devamında ısrarcı olunması halinde ilaç arz güvenliğinde ciddi sıkıntıların oluşmasına dikkati ve durdurulması sürdürüldü; “İlaç sanayimizin yıllar boyunca maruz kaldığı ekonomik baskı katlanılamaz bir yerdedir. İlaç kuru ile kuru piyasa arasındaki makasın sürekli serbest bırakılması, artan ve yüksek faizi firmaları kırılma noktasına sürüklüyor. Bugün birçok firma konkordato ilan ediyor, bazı ise satış sürecinde. Bu koşullar altında Türkiye uzun süre yaptığı yatırımların sonucu olarak başardığı her 100 kutuyu üretme 92’sini üretme riskiyle karşı karşıyadır. Sürdürülebilirliği mümkün hale gelmiştir. Bu yalnızca sanayimizin değil, halk sağlığının doğrudan tehdit tarafından yok edilmesi anlamına geliyor. Eğer acil önlem alınmazsa, yakın gelecekte ilaç yoklukları kaçınılmaz olacaktır.”

Ya ithalat cenneti ya da üretim ve ihracat üssüne

Sektörün bir diğer kritik konusu ise biyoteknolojik sistemlerdeki atıl kapasitedir. 2024 yılı itibarıyla biyoteknolojik ve biyobenzer şeması SGK bütçesinin bir kısmı %25’e çıkmışken, Türkiye’deki 13 biyoteknolojik üretim kapasitesi tam kapasite faaliyet gösterememektedir. Bu istikrarın sürdürülebilir olmadığını belirten Savaş Malkoç, kamu alım garantileri, pozitif büyüme ve üretim teşvikleriyle bu tesislerin hızla devreye alınmasının zorunlu olduğunu vurguladı.

Malkoç’un sözlerine şöyle devam etti; “ Türkiye’nin biyoteknolojik üretim için gerekli tesisler mevcut. Ancak bu potansiyel hayata geçirecek destek ne yazık ki devre dışı bırakıldı. Bu nedenle de bu milli kırgınlık maalesef atıl durumda ve bu alana yatırım yapan firmalar zarar ediyor. İthalatın sürekli olarak arttığı, üretimin gerilediği bir sistemi kendine yetememektir. Bu alanda kamu desteği, sonu değil, ülke ekonomisini ve halkla uğraşmak da uzaklaştır. Tercih bizim değil, politikaların olacaktır. Bu açıdan fiyat ve süre belirlenmiş kamu alım garantileri, klinik araştırmalar dahil olmak üzere ürün geliştirme için uygun kullanım ve uzun vadeli krediler hayati rol oynayacaktır.”

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler